Avrupa Birliği habire bastırıyor. TCK'nın 301. maddesinin düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu ileri sürerek bu maddenin kaldırılmasını istiyor.M.Bayraktar'ın yazısı
TCK'nın 301. maddesinde fikir özgürlüğüne aykırı bir hüküm yok. Söz konusu madde "Türklüğe hakaret edenlere" verilecek cezanın sınırlarını çiziyor.Bir devletin kendi milli değerlerine ve kendisini devlet yapan milli köklere hakaret edilmesini önleyici tedbirleri almasından doğal ne olabilir ki? Bırakınız devleti aşiretler bile alır bu tedbirleri.Ama AB bastırıyor.Zira Türkiye'de yaşayan ve cebinde T.C vatandaşlığı kimliği taşıyıp gece gündüz Türklüğe ve Türk devletine küfretmeyi marifet sayan, küfrettikçe dışardan nemalanan ciddi bir hain kontenjanımız var. Bu hain kontenjanında bulunan yandaşlarını korumak ve kollamayı baş vazife olarak gören AB de, 301. maddenin değiştirilmesi için bastırıp duruyor.Yani olay düşünce özgürlüğü ile ilgili filan değil, kendi hain yandaşlarının Türk devletine küfretme özgürlüğünün sağlanması ile ilgili bir şey.Bize "devlete ve Türklüğe saldırıyı serbest bırakmak için" baskı yapan AB, kendi içinse çok farklı uygulamalar yapıyor.Zafer Atay'ın Dünya Gazetesi'ndeki tespitlerinden yola çıkarak aktarmak istiyorum bu derin ve küstah çifte standardı: "Zaire doğumlu AB vatandaşı rap şarkıcısı Rıchard Makela geçen yıl bir albüm çıkardı. Makele burada Fransa'yı bir sokak kadınına benzetiyordu. Napolyon ve General Degaul'ü belden aşağı bir şekilde eleştiriyordu. Çektirdiği klipte ise bir kadın Fransa bayrağını çiğneyip duruyordu. Bugün bize fikir özgürlüğü dersi veren Fransa, hemen harekete geçti. Fransa ile, Fransa bayrağı ile, Fransız büyükleri ile alay eden 'bu küstah şarkıcıya!' haddi bildirilmeliydi! Başkan Chirac ve İçişleri Bakanı Sarkozy'nin partisi (Halk Hareketi İçin Birlik Partisi) milletvekili Daniel Mach, "Fransa'nın ve cumhuriyetin onurunun zedelendiğini ve devlete hakaret edildiğini" ileri sürerek mahkemeye başvurdu. Match'nin dava dilekçesini 152 milletvekili ve 49 da senatör imzaladı. (Türklüğe hakaretten yargılanan ve kitabında Türklerden kasap diye bahseden Elif Şafak'ı arayıp, mahkemesi öncesi moral veren Erdoğan'ın kulakları çınlasın!)1995 yılında NTM müzik grubu kliplerinde polise hakaret ettikleri için mahkemeye verildiler ve 3 ay ceza aldılar.Fransa ile Cezayir arasındaki milli maçta, mili marş yuhalanınca Başkan Chirac çok öfkelendi. "Milli sembollere hakaret edenlere ceza verilmesi için" çıkarılacak yasaya önayak oldu. Fransa'da bu olaydan sonra milli sembol içine giren her ne varsa, hakaret edenlere ceza verilmeye başlandı.AB, Türkiye'ye sık sık terörü övmek gibi bir suçun olamayacağını, bu sebeple parti kapatılamayacağını söyler. Oysa AB üyesi İspanya'da terör örgütü ETA ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Heri Batasuna Partisi kapatıldı. Partinin merkezi polislerce basıldı. Radyoları kapatıldı.Mahalli parlamentodaki üyeleri tutuklandı. Bu partini nyerine kurulan Batasuna Partisi'nin de seçime girmesi engellendi.Batasuna'nın lideri Arnaldo Ortega, ETA'nın 1978'de Fransa'da ölen lideri Miguel Benerain'in anısına 21 Aralık 2003'de bir törene katıldı. Burada bir konuşma yaptı.Hakkında "terörizmi yücelttiği" gerekçesiyle dava açıldı.15 ay hapse mahkum edildi." (Zafer Atay,Dünya Gazetesi,10. 08. 2006)Yani bize "fikir özgürlüğüne saygılı olun" diye dayatmalarda bulunan, "Türklüğe hakareti serbest bırakın,teröre destek veriyor diye parti kapatmayın, Roj TV gibi bölücü yayın yapan televizyonlara karışmayın" diye zırvalar savuran AB, kendi hudutları içinde bunun tam tersini yapıyor.Kendi devletlerine,milli sembollerine, milli kahramanlarına yapılan hakaretleri anında cezalandırıyor. Kendi topraklarında teröre destek veren organizasyonları dozer gibi biçiyor.Söz konusu Türkiye olunca ise, hemen sahte bir çehreye bürünüp,demokrasi ve özgürlük havarisi kesiliyor. İçimizdeki hainler,Türkiye'ye rahat küfretsinler diye "fikir özgürlüğü" adı altında dayatmalarda bulunuyor.Bunlara okkalı bir şekilde "hasst? gidin" diyecek birileri çıkacak elbet.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
TCK'nın 301. maddesinde fikir özgürlüğüne aykırı bir hüküm yok. Söz konusu madde "Türklüğe hakaret edenlere" verilecek cezanın sınırlarını çiziyor.Bir devletin kendi milli değerlerine ve kendisini devlet yapan milli köklere hakaret edilmesini önleyici tedbirleri almasından doğal ne olabilir ki? Bırakınız devleti aşiretler bile alır bu tedbirleri.Ama AB bastırıyor.Zira Türkiye'de yaşayan ve cebinde T.C vatandaşlığı kimliği taşıyıp gece gündüz Türklüğe ve Türk devletine küfretmeyi marifet sayan, küfrettikçe dışardan nemalanan ciddi bir hain kontenjanımız var. Bu hain kontenjanında bulunan yandaşlarını korumak ve kollamayı baş vazife olarak gören AB de, 301. maddenin değiştirilmesi için bastırıp duruyor.Yani olay düşünce özgürlüğü ile ilgili filan değil, kendi hain yandaşlarının Türk devletine küfretme özgürlüğünün sağlanması ile ilgili bir şey.Bize "devlete ve Türklüğe saldırıyı serbest bırakmak için" baskı yapan AB, kendi içinse çok farklı uygulamalar yapıyor.Zafer Atay'ın Dünya Gazetesi'ndeki tespitlerinden yola çıkarak aktarmak istiyorum bu derin ve küstah çifte standardı: "Zaire doğumlu AB vatandaşı rap şarkıcısı Rıchard Makela geçen yıl bir albüm çıkardı. Makele burada Fransa'yı bir sokak kadınına benzetiyordu. Napolyon ve General Degaul'ü belden aşağı bir şekilde eleştiriyordu. Çektirdiği klipte ise bir kadın Fransa bayrağını çiğneyip duruyordu. Bugün bize fikir özgürlüğü dersi veren Fransa, hemen harekete geçti. Fransa ile, Fransa bayrağı ile, Fransız büyükleri ile alay eden 'bu küstah şarkıcıya!' haddi bildirilmeliydi! Başkan Chirac ve İçişleri Bakanı Sarkozy'nin partisi (Halk Hareketi İçin Birlik Partisi) milletvekili Daniel Mach, "Fransa'nın ve cumhuriyetin onurunun zedelendiğini ve devlete hakaret edildiğini" ileri sürerek mahkemeye başvurdu. Match'nin dava dilekçesini 152 milletvekili ve 49 da senatör imzaladı. (Türklüğe hakaretten yargılanan ve kitabında Türklerden kasap diye bahseden Elif Şafak'ı arayıp, mahkemesi öncesi moral veren Erdoğan'ın kulakları çınlasın!)1995 yılında NTM müzik grubu kliplerinde polise hakaret ettikleri için mahkemeye verildiler ve 3 ay ceza aldılar.Fransa ile Cezayir arasındaki milli maçta, mili marş yuhalanınca Başkan Chirac çok öfkelendi. "Milli sembollere hakaret edenlere ceza verilmesi için" çıkarılacak yasaya önayak oldu. Fransa'da bu olaydan sonra milli sembol içine giren her ne varsa, hakaret edenlere ceza verilmeye başlandı.AB, Türkiye'ye sık sık terörü övmek gibi bir suçun olamayacağını, bu sebeple parti kapatılamayacağını söyler. Oysa AB üyesi İspanya'da terör örgütü ETA ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Heri Batasuna Partisi kapatıldı. Partinin merkezi polislerce basıldı. Radyoları kapatıldı.Mahalli parlamentodaki üyeleri tutuklandı. Bu partini nyerine kurulan Batasuna Partisi'nin de seçime girmesi engellendi.Batasuna'nın lideri Arnaldo Ortega, ETA'nın 1978'de Fransa'da ölen lideri Miguel Benerain'in anısına 21 Aralık 2003'de bir törene katıldı. Burada bir konuşma yaptı.Hakkında "terörizmi yücelttiği" gerekçesiyle dava açıldı.15 ay hapse mahkum edildi." (Zafer Atay,Dünya Gazetesi,10. 08. 2006)Yani bize "fikir özgürlüğüne saygılı olun" diye dayatmalarda bulunan, "Türklüğe hakareti serbest bırakın,teröre destek veriyor diye parti kapatmayın, Roj TV gibi bölücü yayın yapan televizyonlara karışmayın" diye zırvalar savuran AB, kendi hudutları içinde bunun tam tersini yapıyor.Kendi devletlerine,milli sembollerine, milli kahramanlarına yapılan hakaretleri anında cezalandırıyor. Kendi topraklarında teröre destek veren organizasyonları dozer gibi biçiyor.Söz konusu Türkiye olunca ise, hemen sahte bir çehreye bürünüp,demokrasi ve özgürlük havarisi kesiliyor. İçimizdeki hainler,Türkiye'ye rahat küfretsinler diye "fikir özgürlüğü" adı altında dayatmalarda bulunuyor.Bunlara okkalı bir şekilde "hasst? gidin" diyecek birileri çıkacak elbet.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.