Bayram!

Bayram, sevgi demek, sevinç ve neşe demek... Ulusal bayramlar milli birlik ve beraberliği perçinleyen, sevgiyle, heyecanla yoğrulmuş tutkaldır. O harcın içinde sevgi yoksa, vefa yoksa dökülür gider. 23 Nisan’ı kutladık; 92 yılı geride bırakan bayramın temelinde ulusları ulus yapan tüm manevi değerler vardı. 23 Nisan 1920 Cuma günü dualarla açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), vatan sevgisi, vefa ve irfanla örülmüştü. Milli Hakimiyet ve gerçek milli irade bu çatı altındaydı, bayram etmeye değerdi doğrusu.
92. yılını idrak ettiğimiz bu 23 Nisan’da milli iradeye pranga vurulduğunu görüyoruz. Halkın oylarıyla seçilen, milli iradeyi temsil eden milletvekilleri zindanda. Esaret hayatında bir yıla iki ay var. 10 aydır sorun çözülemiyor ya da, çözüme taş koyanlar var.
Sorunun çözüm yeri TBMM’dir. Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in olumlu gözüken bir girişimi oldu; 3 siyasi partinin grup başkanvekilleri toplandı, görüşler öne sürüldü. Dileğimiz, girişimlerin sonuç vermesi. Hukuk açısından iki çözüm yolu değerlendirilebilir:
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda (CMUK) değişiklik yapılabilir. Diğer yol ki, en sağlıklısı budur, Anayasa’nın 83. maddesinde yapılacak değişiklik. CMUK’da değişiklik yapılsa da, Anayasa’nın 83. maddesindeki hüküm sorun olacaktır. Anayasa’nın bu hükmü milletvekilliği dokunulmazlığını düzenlemektedir: “(...) Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır...”
Anayasa’nın 14. maddesindeki durumlar şöyle: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılmaz.”
Görülüyor ki, Anayasal düzeni ortadan kaldırmak için suç işlediği iddia edilenler milletvekilliği dokunulmazlığından yararlanamazlar. Şu durumda 12 Haziran 2011’deki seçimde milletvekili seçilmiş olup da, anayasal düzeni ortadan kaldırmak için suç işlediği iddiasıyla yargılanan tutuklular, dokunulmazlıktan yararlanamayacaklardır. Bu milletvekillerine Meclis’e girebilmeleri, dokunulmazlıktan yararlanamayacaklardır. Bu milletvekillerine Meclis’e girebilmeleri, dokunulmazlıkların kazandırılabilmesi için Anayasa’nın 83. maddesindeki istisnanın kaldırılması gerekmektedir.
Yeni anayasa için başlatılan uzlaşma süreci dışında, mevcut anayasada değişiklik yapılması, milli irade üzerine düşünülen gölgeyi giderebilir. Diğer yandan çocuklarımızın bayram yaşadığı 23 Nisan’da bir kısmımızın çocukları da, bayramı yaşayamamaktadır, babaları mapus damlarında çürürken.
Pirincin taşını ayıklamazsan, suçluları cezalandıracak yerde; sağlam, kesin ve inandırıcı delil yok iken, bırakın hukukçuları vatandaşın civdanına sığmayan, rahatsız eden zorlama nedenlerle tutuklanarak, savunma hakları neredeyse ellerinden alınarak, avukatları cezalandırılarak, şüpheli ve sanıkları peşinen mahkum durumuna düşüren hukuk ayıbını temizleyemezsen, 23 Nisan’larda geçici olarak çocuklara devrettiğiniz koltukları, bırakın bu işlerin üstesinden gelecek olanlar doldursun.