BDDK'dan güzel haber

Bu ülke için bütün umutlarımı kaybettiğim bir anda güzel haber "BDDK'dan" geldi; "BDDK, Alternatifbank'ın Yunan sermayesine satılmasına izin vermedi"... Geçtiğimiz hafta da bir finansal kurumun daha "Arap sermayesine" geçmesine "hayır" demişti. Bu noktada bir not düşelim; TRT radyolarında "BDDK'nın izin vermediğine dair haberi dinlememe rağmen hâlâ büyük basın kuruluşlarına yansımış net bir bilgi yok hatta bir gazetede izin verildiğine dair iddialar var." Peki "Alternatifbank'ın Yunan sermayesine" devrine onay verilmemesi, eğer doğru ise, neden güzel bir haber? Buna sevinen biri olarak "bendeniz" acaba "normal değil miyim?" Sevgili dostlar, bu konuyla ilgili daha önce yer aldığım gazetelerde de; "hem bankacılık sektörünün geneline", hem de "Alternatifbank'ın alıcısının 3. Yunan bankası olması itibarıyla sakıncalarına dair" birçok yazı yazdım. Bu yazıları dikkate aldığımda geldiğimiz noktada "bir damla" katkım varsa, bu ülke adına iyi bir şey yaptığıma eminim. Bu şekilde davranmamın nedenlerine gelince...Sadece "Avrupalı" diye "ballandırarak" örnek aldığımız bazı ülkelere bakarak konuyu araştıralım...Gelişmiş AB ülkelerindeki yabancıların bankacılık sektöründeki payları şöyle; Avusturya yüzde 19, Fransa yüzde 19, Danimarka yüzde 17, İspanya yüzde 10, İtalya yüzde 8, Almanya yüzde 5, hatta Yunanistan'da bile yüzde 20...Farz edelim ki; ben "normal" değilim, bankacılık sektöründe "sınırlama" olmasını düşünüyorum ama aslında "bankaları sınırsızca yabancılara satmak çok iyi bir şey." Peki, Almanya başta olmak üzere 'gelişmiş Avrupa' dediğimiz ülkeler çok mu aptallar ki; bankalarının milli sermaye elinde kalması için uğraşıyorlar. Onlar bu işi bilmiyor da yalnızca "Her şeyi satalım" diyen "Türkiye'den bazıları mı" biliyor? Sevgili dostlar, bir soru daha soralım; hangi ülkelerde Türkiye'deki gibi kontrolsüz bir 'önüne geleni sat' politikası uygulandı ve o ülkelerde yabancı payları hangi oranda? Meksika'da tam bir yağma yaşandı, bugün sistemin yüzde 82'si yabancıların elinde, Arjantin yüzde 52, Şili yüzde 42, Peru yüzde 47, Macaristan ve Polonya yüzde 65, Çek Cumhuriyeti yüzde 95, Slovakya yüzde 93, Estonya yüzde 100... Gördüğünüz gibi dünya liginde geçmişte IMF sömürüsü altında olan ülkeler ile AB liginde özellikle Alman-Fransız-Benelüx sömürüsü altında olan ülkelerde, oranlar aynen Türkiye gibi yüzde 40'lardan yüzde 100'lere kadar çıkıyor. Bu arada uyaralım; Türkiye tam sınırda...Sonuç: BDDK'nın kararı "bu ülke için bütün umutlarımı" kaybettiğim "varlıklarımızın, bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler" felsefesine toptan teslim edildiği bir ortamda geldi. Yiğit Bulut