Beraber mi yürümüştünüz bu yollarda?

Türkiye'nin bir terör sorunu vardı, Kürt, Laz, Çerkez vs. sorunu yoktu. Böyle bilinir, böyle anlatılır ve ifade edilirdi. İslam çatısı altındaki etnik gruplar, ortak bir isimle anılır, bu isimden kimse rahatsız olmaz, aksine gurur duyardı. O ismin adı "Türk" idi. Milletin adı ise "Türk Milleti" idi. (Çakallar her zaman vardı, olacakta. Önemli olan onlara fırsat vermemek.)Gün geldi, AKP'de iktidara geldi. Yıllarca din adına vaaz niteliğinde, kardeşliğin, bir olmanın, beraber olmanın gerekliliğini ayet, hadislerle dile getirip  siyasi çalışmalar yapan iktidar, birden Kürt sorunu kavramını gündeme taşıdı. Yıllardır Kürtlerin hakları yenmiş, önleri kesilmiş, ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmış, AKP'de onlara haklarını verecekmiş. Barış ve huzur gelecekmiş, terör bitecekmiş, Diyarbakır yıldız olacakmış vs. İşte bu mantık neyin sebebi oldu biliyor musunuz? Terörün adı halk hareketine, PKK, halkının bağımsızlığı için mücadele eden bir harekete, idam mahkumu, bebek katili Apo ise bir halk kahramanına, bir öndere dönüştü. Kabul etseniz de etmeseniz de bu durumun mimarı AKP'dir, RTE'dir. (Tayyip bey RTE harfleriyle ismini tescilledi)Tabi iktidar bu gerçekleri görmedi, görmek istemedi. Sonuna kadar açılım dedi. Futbolcusu, sanatçısı, artisti, mankeni vs. çağırarak haklılıklarını ispat etmeye kalktılar. Yalnız Türk milletini ve şehit analarını unuttular bu toplantılarda.    Hatta RTE, AKP'nin 8. Yıl resepsiyonunda (2009'da) bu sürecin yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı hükümetin bir elamanı gibi bu sürece destek verdi. Yol haritaları çizildi, planlar yapıldı. Birkaç başlıkla hatırlayalım bu haritaları;1-Silah bırakacaklar 2-TCK'nın 220. maddesine işlerlik kazanacak (pişmanlık yasası)  3-Öcalan'a tecrit bitecek 4-Yurtdışındaki Kürtler'e vatandaşlık 5-Bölge vatandaşına şefkat 6-Kürtçe engeli kalkacak 7-Kürtçe Kur'an Basılacak 8-Kürtçe Araştırma Enstitüleri kurulacak 9- Kürtçe seçmeli ders olacak 10-Özel Televizyonlara Kürtçe izni 11-Mahmur'dan gelenler için TOKİ kabul yerleri oluşturacak. Bunlara ikametgah ve nüfus cüzdanları verilirken rehabilitasyon programı uygulanacak 12-Siyasi Partiler Kanunu vs. vs. Tabi bu sürece Apo'yla yapılan görüşmeler, Apo'nun içerden hem örgüte hem de iktidara talimatları artı kalleş saldırılar, hain pusularda eklenince bu surecin kardeşlik sureci değil Türkiye'yi bölme süreci olduğu kendiliğinden ortaya çıktı. 12 Haziran'da Tayyip bey 3. Kez Başbakan oldu. Daha zaferlerini bile kutlayamadan pimini çektikleri bomba ellerinde patladı. Önce yemin krizi, sonra terör.  Bir, iki, üç derken on üç şehit birden verdik. Başbakan'ın yıldız olacak, dediği Diyarbakır'da özerklik ilan ettiler. Artı alenen Türkiye Cumhuriyeti'ni yok saydılar ve "Artık senden talep etmiyorum. Ben yapıyorum. Sana düşen; beni tanımaktır" Cüretini (!) gösterdiler. İktidar ne yaptı? Bir iki açıklama, kınama vs. Her fırsatta sorunların çözüm yeri Meclis'tir, diyenler nerde? Tatilde. Şehitlerimiz varmış, ekonomik kriz kapıdaymış, özerklik ilan ediliyormuş vs. adamlar tatile çıktı, dinleniyorlar. Seçim öncesi "beraber yürüdük biz bu yollarda" ve "aynı yoldan geçmişiz biz" şarkılarıyla Türkiye'yi inleten Tayyip bey şimdilerde ya "kendim ettim, kendim buldum" veya "Allah'ım neydi günahım" şarkılarını seslendiriyordur herhalde.