Bazı dostların gecikmiş itirafı böyle.
Din ve milliyet konusunda duyarlı, samimi, "adam gibi", özü-sözü doğru, çelişmeyen, nifak alameti taşımayan, "bi biz kalmışız."
Dostlar öyle söylüyor.
Kimi akademisyen,
Kimi ilim adamı,
Çoğu "sevdalı" zevatın söylediği söz bu.
Kiminin hoşuna gitse de, bana göre sıradan bir söz hükmündedir bu cümle.
Hiç etki yapmaz bende.
Duygulanmam yani.
Hatta biraz da kızarım bu söze.
Bu sözün sahiplerine.
Bu öyle bir itiraf ki, içinde biraz da mağrurluk tozları taşıyor.
Ne demek?; "bi siz kaldınız."
Biz imanımızın gereğini yapıyoruz, yapacağız.
Biz, mensubu olduğumuz milletin değerlerine sahip çıkıyoruz, çıkacağız.
Bu bizim görevimiz.
Peki, "bi biz kalana" kadar siz neredeydiniz?
Şu ana kadar hangi "lütufta" bulundunuz?
Şu ana kadar hangi canibimizde göründünüz?
Şu ana kadar hangi sesimize makes/aksiseda oldunuz?
Kaç davetimize icabet ettiniz dün, önceki gün?..
Biz sizden ne miktar dünyalık istedik ki?
Uğradığımız haksızlığa bile itiraz etmediniz, elinizde bulunan imkanları seferber etmediniz.
"İmkanlardan" kastım maddi olanları değil ha!
Sadece; "hop beyler, ayıp oluyor, bu yaptığınız en azından haksızlıktır" diyecektiniz, o kadar.
Onu bile yapmadınız.
Şimdi de, sıcak odalarınızdan, takipteki modalarınızdan, çakır keyfinizden, çalışan "mükeyfinizden", (mükeyf klima demek), demli çayınızın tüten buharından arda kalan zaman diliminde vardığınız netice ile "bi siz kaldınız" diyorsunuz.
Hiç umursamıyorum.
Değer de vermiyorum.
Yoksa, diğerleri gibi bizim de değişeceğimizi mi umuyordunuz?
Keşke siz de "kalmasaydınız" temannasında mısınız?
Öyle uzaklardan "sağ olun, bi siz kaldınız" serenadını bırakın ve samimiyseniz, gelin ve yerli yerinde yerinizi alın.
Sevindiğimizde siz de sevinin.
Üzüldüğümüzde, siz de üzülün.
Dertlendiğimizde, az buçuk da olsa, siz de dertlenin.
Bunu yapmadığınız sürece, sizin de o "diğerlerden" farkınız yoktur, zerre kadar bile.
Zaman "tespit" zamanı değil, zaman var olma ve yok olma zamanıdır.
İş bu kadar, hatta bu kadardan da vahim bir haldedir.
Sudan sebeplerden uzakta kalan, sele suya gider.
Tsunami ille de denizin kabarmasından oluşmaz. Başka şeylerden de meydana gelebilir.
Gel de içme, kendinden geçme
İtalyan Tütün Kontrol Daire uzmanları, bir otomobil garajında altı ay 2002 model bir arabayı 30 dakika çalıştırmış. Egzoz gazlarıyla dolan odanın havasından numune alınmış. Daha sonra ise, iyice havalandırılan aynı garajda yarım saat arayla 3 dal sigara içilmiş. Oluşan duman incelendiğinde, sigaranın havayı egzoz dumanından yaklaşık on kat daha fazla kirlettiği ortaya çıkmış.
Gel de bir sigara içme şimdi.
* * *
ABeeeey
"AB'nin yeni yıldızı", Yogo'nun baldızı.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024