Bilim kılığına sokulmuş ideoloji

Liberalizm, bilim kılığına sokulmuş bir ideolojidir. Liberaller, sosyalizm çökünce, liberalizmi ekonomi bilimi diye sunmaya başladılar. Fukuyama'nın deyimiyle, liberalizmle dünya, 'tarihin sonuna', yani son merhaleye ve en ideale kavuşmuş oldu. Liberallerin ilân ettiği bu zafer, uzun sürmedi. Çünkü liberalizmin uygulandığı ülkelerde, ekonomik sorunlar arttı ve ağırlaştı. Ardından ekonomik krizler patlak verdi. Liberallerin bildik çözüm yöntemleri, krizi atlatmaya yaramadı. Bu durum karşısında liberaller panikledi ve yelkenlerini suya indirdiler. Liberallerin, ekonomik sorunlar ve krizlere çözüm bulamamaları ve aciz kalmaları,  epeyce suskun durmuş sosyalizm ideolojisine mensup ekonomistlere cesaret verdi. Bu ekonomistler, eski ideolojik fikirlerini cilâlayıp pazarlamaya koyuldular. Bunlar içerisinde, Fransız ekonomist Thomas Piketty'nin "21. Yüzyılda Kapital" adlı eseri, çok ilgi gördü ve çok heyecan uyandırdı.Ülkemizde de aynı ilgi ve heyecana kapılanlar oldu. Bunlardan biri olan Soner Yalçın, söz konusu kitabı övüyor ve şöyle diyor: "İyi yoldayız. Marks'ı tekrar bu topraklara getireceğiz. Tabii önce önyargıları kıracağız." Önce önyargıları kıracaklarmış. Siz ve sizin gibiler önyargıları kırabilseydiniz, Piketty'nin eserinden önce, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, 'Milli Ekonomi Modeli'ni tartışırdınız. Sizin tartışmanız şöyle dursun, en azından 'Milli Ekonomi Modeli'nin tartışıldığı 'Uluslararası Kongreleri' ve o kongrelerde, yerli-yabancı bilim adamlarının sunduğu tebliğleri görmezden gelmezdiniz. Marks'ın tekrarcısı Thomas Piketty söz konusu olunca, "önyargıları kıracağız" diyorsunuz, ama Prof. Dr. Haydar Baş için önyargıları daha çok tahkim ediyorsunuz. İşte sizin bilimselliğiniz, özgürlükçülüğünüz ve demokratlığınız böylesine sorunlu ve çelişkilidir. Soner Yalçın şöyle devam ediyor: "Marks'ı küçültmeyiniz. Dünya üzerinde Marks dolaşıyor. Evet, dünya Marks'ı ciddiye almaya başladı." Soner Yalçın niçin böyle söylüyor? Şunun için: Thomas Piketty, yeni bir fikir ortaya koyamamış. Yaptığı şey, Marks'ın fikirlerini temcit pilâvı gibi ısıtıp servis etmek olmuştur. O bakımdan Thomas Piketty'i savunmak ve övmek için Marks'tan başlamak gerekiyor. Soner Yalçın da onu yapıyor. Thomas Piketty'nin en fazla yakındığı gelir eşitsizliğini, Marks'ın teorisini uygulayan ülkeler, ortadan kaldırabilmiş mi? Ne gezer. O ülkelerde de gelir eşitsizliği farklı şekilde sürüp gitmiştir. Peki, geçmişte gelir eşitsizliğini düzeltemeyen bir teori, şimdi nasıl düzeltecektir?  Thomas Piketty, 'küresel varlık vergisi' öneriyor. Böyle bir vergi konulamaz, varsayalım ki, konuldu. O zaman vergi cennetleriyle nasıl başa çıkılacaktır? Thomas Piketty, buna hiç değinmiyor.Özetle, Thomas Piketty'nin eserinden, heyecan duyan ve ümit bekleyenlere deriz ki: Gelin, gerçekten önyargıları kırınız. Liberalizm ve sosyalizm ideolojisiyle ekonomiye bakmaktan vazgeçiniz. Birçok ülkenin kısmen uygulayıp başarılı sonuç aldığı 'Milli Ekonomi Modeli'ne sarılınız. Aksi halde denenmişi tekrar dener, aynı başarısızlıkla tekrar karşı karşıya kalırsınız. 'Milli Ekonomi Modeli', liberalizm ve sosyalizm gibi bir ideoloji değil, ekonomiyi bilimsel olarak anlatan bir eserdir. Başka bir deyişle, 'Milli Ekonomi Modeli' ekonomiyi ideolojilerden kurtardığı ve bilime dayandırdığı için tüm ekonomik sorunlara çözüm getirmektedir. Yarasalar gibi ziyadan kaçanlar, elbette bu gerçeği göremezler.