Binbaşı Von Papen, Yıldırım Orduları Başkomutanı Falkenhayn'ın, Kudüs'ü boşaltması işinde Ben Verdön'ü kaybettim, daha dün yeni bir vuruşmada yenildim ve benden bütün dünyanın gözleri, üzerinde olan bir kenti boşaltmamı istiyorsunuz. Olamaz, deyince bu işi önlemek için yeni girişimlerde bulunur. O, bu girişimini hatıratında şöyle anlatır: Ancak ben amacımdan vazgeçmedim. İşin çalımsal yönü, kent kuşatılacak olursa, Kutsal yerlerin yok edilmesinden doğacak yıkımlı sonuçlar karşısında önemsiz görünüyordu. Benim Amerika'da iken şefim bulunmuş olan İstanbul Alman Büyükelçisi Kont Bernstorff'a bir tel çekip Kudüs'ün boşaltılması için Enver Paşa yanında çalışmasını istedim. Bunu gerekli olduğunu anlatmak için Alman Başkomutanlığına da bir tel çektim. Kenti boşaltmak buyruğu 7 Aralık 1917 de verildi. Ertesi günde öyle yapıldı. Biz de Karargahımızı(Yıldırım) önce Nablus, sonra Nazareth( Nasıray'a) taşıdık. General Allenbiy'nin kente muzafferane girişi ona bütün dünyaya yayılan bir ün kazandırdı, ancak bu sefer savaş üzerinde bir tesirde bulunmadı. Çöl cephesinin, çökmesine rağmen, Paletsindeki Allenbiy ve ordularını Eylül 1918 ze kadar durdurabildik. 1-2 Kasım gecesi yapılan kanlı III. Gazze vuruşmasından sonra bozguna uğrayan Osmanlı ordusu Kudüs istikametine doğru çekilir. 2 Kasım günü İngiltere Dışişleri bakanı Balfur tüm dünyaya İNGİLTERE FİLİSTİNDE BİR YAHUDİ YURDU KURACAKTIR diye bir beyanatta bulunur. 2 Kasım tarihli bu beyanat, Filistin'de bu günkü İsrail Devletinin temellerini atmıştır. Filistin'deki bu gelişme, Tüm dünya Hıristiyan ve Yahudileri etkiler. Ayni zamanda Avrupa ve Amerika'daki Tüm Hıristiyanları ve Yahudileri İsrail devletinin kuruluşu için ümitlendirir. Falkenhayn'da, Hindenburg ve Lüdendorf'un 7 Aralık 1917 tarihli uyarıları karşısında, Kudüs'ün savunulmasının Almanya'yı zor durumda bırakabileceğini görür. Bu iş için önce Kudüs önünde bir savunma hattı oluşturur. Üstün imkanlara sahip İngiliz ordusu karşısında zorlanınca şehre girerek şehir savunması yapar. Amacı yapılabilecek bir İngiliz saldırısı sonunda kutsal yerlerin yıkılmasının önlenmesi için İngiliz Komutan Allenbiy'i bir görüşmeye zorlamaktı. Gerçi bu düşünce ve davranış için tarihi bir belge yoktur. Ama Falkenhyn, Kutsal yerlerin tahribini, önlenmesi için İngiliz komutan Allenbiy'den bir görüşme teklifi gelmeyince almış olduğu uyarılara göre hareket ederek 8-9 Aralık gecesi Türk ordusuna çekilme emri vermesi tarihçilerde bu düşüncenin gelişmesini sağlamıştır diyebilirim. Ama sonuçta kutsal yerler tahrip edilmemiştir. Kudüs'ün vuruşmalardan tahrip edilmeden kurtuluşunu hazırlayan yukarıda belirttiği gibi Von Papen'in girişimleridir.11 Aralık 1917'de de İngiliz Komutanı General Allenbiy tantanalı bir merasimle şehre girer. Yavuz Selimin Mısır seferi ile Osmanlı egemenliğine giren Kudüs bu tarihte Alman entrikaları sonucunda İngiliz egemenliğine teslim edilir. Bu olay bütün Hıristiyan acununda çılgınca bir sevinçle karşılanır. Olay Dünyadaki bütün Kiliselerde dualarla kutlanır. Yalnız Hıristiyanlığın merkezi Roma'daki Senpier Kilisesinde kutlanmaz. Fransız Hükümeti Dışişleri Bakanı Papalıkta yetkililerine kutlamanın neden yapılmadığını resmen sorar. Kardinal Gasparri Fransız temsilcisine şu karşılığı verir: Kudüs'ün sadakatsizler (Müslümanlar için kullanılmış veya imansızlar deyimi)elinden çıkmasını ilgisizlikle karşılayamayız. Ancak Bağlaşıklar(İngiltere ve Fransa kastediliyor) Bab-ı Ali yanında aracılık için Papa'lık makamına başvurmaktan geri durmuyorlar. İstanbul'da Papa'nın temsilcisi olanlar Monsenyör Dolçi'nin bu devletlerden biri lehinde aracılık etmesi istenilmektedir. Bir Türk yenilgisini sevinçle kutlamak onun görevini kolaylaştırır mı? Bu Kardinal Gasparri, Kudüs'ün Alman entrikaları ve İngiliz siyaseti ile Osmanlı yönetiminden İngiliz yönetimine geçmiştir. Bunda birazda İngilizlerle işbirliğne katılan arap oyunları vardır diyebilirim. Eğer Türk Ordusunun başında Mustafa Kemal gibi bir komutan olmuş olsaydı bu işi gerçekleştiremezlerdi. Çerkez deseler de, Kürt deseler de özü Kafkas Kartalı bir Türk olan Selahattin Eyyubi, Kudüs'ü tüm Avrupa haçlılarına karşı kahramanca savunmuştur. Bu nedenle kudüs'ün tesliminde Türkler Alman'lardan bir dost kazığı yemişlerdir. Çünkü Türk Ulusu, Asya Bozkırlarından getirdiği kültür ve inancı ile kutsalını ölür yine de teslim etmezdi. Bu günde 19134 tarihli Tevhid-i tedrisat kanunnamesince kapatılmış olan ruhban okulları sayın başbaka'nın Kafatasçı diye niteledikleri Türk Milliyetçileri tarafından kapatılmıştı. Bu gün son bütçe görüşmelerinde milli siyaseti, Ümmetçi siyasete tercih edenler kapatılmış olan okulları ve Rum Ortodoks eğitim kurumların yeniden açıyorlar. Üstelik görevimizi yerine getirdik diye Rum patrikhanesini ziyarete bile gidiyorlar. Çünkü yeni siyasi görüşümüzle Araplar gibi küresel sermaye diye yutturdukları emperyalizmi benimser hale geldik. Alman Binbaşı Von Papen, düzenlediği entrikalarla Kudüs'ün tesliminde rol oynayan baş oyuncudur. Şehirden çıkmak istemeyi askerlik gururuna yediremeyen Falkenhayna baskı yapması için Almanların Hıristiyanlık duyguları ile Baş komutan Hindenburg ve Alman Kurmaybaşkanı Küdendorf'f çektiği teller sonucnda Alman yöneticiler kötü propagandayı önlemek için 7 Aralıkta Falkenhayn'a boşalt emrini vermişlerdir.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011