Hiçbir Türk hükümeti bu hükümet kadar sevdalanmamıştı. Erdoğan hükümetinin bu aşkı öyle bir kara sevdaya dönüştü ki onla yatıp, onla kalkıyor her nereye baksa onu görüyor.
Bileğini kesseler onun kanı akacak derecede sevdalanmış durumda.
Bu sevda öyle büyük ki, hükümet platonik aşk yaşadığının farkında bile değil. Onun kendisini her reddedişinde bunu naz olarak algılayıp daha fazla bağlanıyor.
Sizi daha fazla merakta bırakmadan hükümetin bu amansız aşkının adının AB olduğunu açıklayayım.
Her defasında reddedilmesine rağmen hala süren bu platonik aşk hem aşığa hem de, Türk milletine zarar vermektedir.
Hükümetimizin sevdasını anladık, ama millet ve hükümet olarak AB konusunda yeterince bilgiye sahip miyiz acaba?
Bırakın yeterince bilgi sahibi olmayı, cahil denecek seviyede AB konusunda bilgi yoksunuyuz.
Yapılan anketler AB konusunda Türk milletinin çok az bilgisi olduğunu göstermektedir.
2 Ekim-8 Kasım 2004 tarihleri arasında 30 ülkede, yaklaşık 25 bin kişiyle görüşülerek yapılan Eurobarometre araştırması sonuçlarına göre, Türkiye, anketin yapıldığı ülkeler arasında yüzde 25 ile birlik hakkında en az bilgisi olan ülke oldu. Türkiye'de ankete katılanların yüzde 73'ü AB'yle ilgili yeterli bilgisi olmadığını söyledi.
Türk milletine AB konusunda doğru ve yeterli bilgi verilmediğini her zaman ifade ediyoruz. Milletimizin AB konusunda bilgi edinmesine engel olunmasının sebebi, AB'nin gerçekleriyle yüz yüze gelen milletimizin topyekûn AB karşıtı olacağıdır.
Yalnızca vatandaşlar AB konusunda cahil değil.
Maalesef Türkiye Cumhuriyetini bağlayacak anlaşmalara imza atan Başbakan ve Başbakan yardımcısı bile imza attıkları belgenin içeriğinde neler olduğunu tam olarak bilmiyorlar.
Çeviri dernekleri ve uzmanlara göre, Türkiye'de AB müktesebatını Türkçeye çevirecek nitelikte eleman yok denecek kadar az.
AB Sekreteryasının çeviri biriminde sadece 3 tercüman ve 2 AB hukukçusu görev yapıyor. Sekreterlikten yapılan bir açıklamada, hedeflerinin, 3 Ekim'e kadar 40-45 bin sayfanın çevirisini tamamlamak olduğu belirtiliyor.
Yani 45 bin sayfalık AB müktesebatının 3 Ekim'e kadar en iyi ihtimalle ancak çevirisini tamamlayabilecekler. Müzakere masasına oturacak olan yetkililer belki de AB müktesebatını okumaya bile fırsat bulamayacaklar.
Görüldüğü gibi Türkiye'yi yönetenler bile AB konusunda cahil durumdayken milletimizin AB konusunda yeterli bilgiye sahip olmamasına şaşırmamak gerekir değil mi?
AB sürecini ve hükümetin icraatlarını tek cümle ile ifade etmek gerekirse en uygun cümle herhalde şu olacaktır;
Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete?
Bileğini kesseler onun kanı akacak derecede sevdalanmış durumda.
Bu sevda öyle büyük ki, hükümet platonik aşk yaşadığının farkında bile değil. Onun kendisini her reddedişinde bunu naz olarak algılayıp daha fazla bağlanıyor.
Sizi daha fazla merakta bırakmadan hükümetin bu amansız aşkının adının AB olduğunu açıklayayım.
Her defasında reddedilmesine rağmen hala süren bu platonik aşk hem aşığa hem de, Türk milletine zarar vermektedir.
Hükümetimizin sevdasını anladık, ama millet ve hükümet olarak AB konusunda yeterince bilgiye sahip miyiz acaba?
Bırakın yeterince bilgi sahibi olmayı, cahil denecek seviyede AB konusunda bilgi yoksunuyuz.
Yapılan anketler AB konusunda Türk milletinin çok az bilgisi olduğunu göstermektedir.
2 Ekim-8 Kasım 2004 tarihleri arasında 30 ülkede, yaklaşık 25 bin kişiyle görüşülerek yapılan Eurobarometre araştırması sonuçlarına göre, Türkiye, anketin yapıldığı ülkeler arasında yüzde 25 ile birlik hakkında en az bilgisi olan ülke oldu. Türkiye'de ankete katılanların yüzde 73'ü AB'yle ilgili yeterli bilgisi olmadığını söyledi.
Türk milletine AB konusunda doğru ve yeterli bilgi verilmediğini her zaman ifade ediyoruz. Milletimizin AB konusunda bilgi edinmesine engel olunmasının sebebi, AB'nin gerçekleriyle yüz yüze gelen milletimizin topyekûn AB karşıtı olacağıdır.
Yalnızca vatandaşlar AB konusunda cahil değil.
Maalesef Türkiye Cumhuriyetini bağlayacak anlaşmalara imza atan Başbakan ve Başbakan yardımcısı bile imza attıkları belgenin içeriğinde neler olduğunu tam olarak bilmiyorlar.
Çeviri dernekleri ve uzmanlara göre, Türkiye'de AB müktesebatını Türkçeye çevirecek nitelikte eleman yok denecek kadar az.
AB Sekreteryasının çeviri biriminde sadece 3 tercüman ve 2 AB hukukçusu görev yapıyor. Sekreterlikten yapılan bir açıklamada, hedeflerinin, 3 Ekim'e kadar 40-45 bin sayfanın çevirisini tamamlamak olduğu belirtiliyor.
Yani 45 bin sayfalık AB müktesebatının 3 Ekim'e kadar en iyi ihtimalle ancak çevirisini tamamlayabilecekler. Müzakere masasına oturacak olan yetkililer belki de AB müktesebatını okumaya bile fırsat bulamayacaklar.
Görüldüğü gibi Türkiye'yi yönetenler bile AB konusunda cahil durumdayken milletimizin AB konusunda yeterli bilgiye sahip olmamasına şaşırmamak gerekir değil mi?
AB sürecini ve hükümetin icraatlarını tek cümle ile ifade etmek gerekirse en uygun cümle herhalde şu olacaktır;
Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete?
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023