Sevinç...
Bir sevinç ki, kalpte dolanır sesi
Sevinçlerin sevinci ebediyet neşesi
Yağız ay
İşaret bekliyorum, yağız atım eğerli
Yanarım sorarlarsa, ne getirdin değerli
Allah ve kanunları
Ne iştir, yarı iman, yarı inkâr, giderler
Güneşe var derler de ışığına yok derler!..
İste
Verirler "ben acizim, kudret senin" dedikçe
Verenin şanı büyük, sen iste istedikçe
Akıl
Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu
Gönül gönül bulsaydı bozkırlar gül olurdu
Vazife
Öyle kıskaçlı ki, kalbimi akrep fikir
Vazifem, her nefeste yetiştirmek: Allah bir!
Affet
Göz kaptırdığım renkten kulak verdiğim sesten
Affet, senden habersiz aldığım her nefesten
Gizli
Ne olur vaz geçseler şu "bildim" kibirinden
Her şey her şeyden gizli, insan da bir birinden
Nizam
Nefsini hesaba çek, elinde kalem, kağıt
Allah sana verince sen de kullara dağıt
* * *
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam
Gezdirsin boşluğu ense kökünde
Ve uçtu tepemden birdenbire dam
Gök devrildi, künde üstüne künde
* * *
Lugat, bir isim ver bana halimden
Herkesin bildiği dilden bir isim
Eski evsaplarım, tutun elimden
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?
* * *
Söyleyin, söyleyin, ben miyim yatsa
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Bela mimarının seçtiği arsa
Hayattan muhacir eşyadan öksüz.
* * *
Tâ Maverâ'dan
Rüzgar öyle esti, öyle esti ki
Her şey uçup gitti, kaldı Yaradan
Ayna düştü, hayal perdelerdeki
Bir akiscik gibi çıktı aradan
Tam otuz yıl
Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
Sanat
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...
Ağzımı dikseler
Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı
Tek ses duysalar: Allah... Yoklayanlar nabzımı
Yakınlık
Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık
Anla ki, yok, Allah'tan başkasıyle yakınlık
Yük
Bu yük senden Allahım, çekeceğim, naçarım
Senden sana sığınır, senden sana kaçarım
Sonsuzluk kervanı
Sonsuzluk kervanı "peşinizden ben
Üç ayakla seken topal köpeğim
Bastığınız yeri taş taş öpeyim
Bir kırıntı yeter, kereminizden
Sonsuzluk kervanı, peşinizde ben
* * *
Mürşid
Bana yakan gözlerle, bir kerecik baktınız
Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız
O, Allah'ın emriyle Kainat Efendisi
Varlığın Tacı, varlık nurunun ta kendisi
İşim acele
Gençlik... Gelip geçti... Bir günlük süstü
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü
Eser darmadağın, emek yüzüstü
Toplayın eşyamı, işim acele
Tabut
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu
Yarın kendileri dolduracaklar
Geçilmez
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada
Bütün fâni lezzetlere darılmadan geçilmez
Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekûn?
Aklı yere salıverip çıldırmadan geçilmez
Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi
Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berheva
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez
Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez
(Rapor 10-13, N. Fazıl Kısakürek-Çile, N. Fazıl, B.D.YY)
Bir sevinç ki, kalpte dolanır sesi
Sevinçlerin sevinci ebediyet neşesi
Yağız ay
İşaret bekliyorum, yağız atım eğerli
Yanarım sorarlarsa, ne getirdin değerli
Allah ve kanunları
Ne iştir, yarı iman, yarı inkâr, giderler
Güneşe var derler de ışığına yok derler!..
İste
Verirler "ben acizim, kudret senin" dedikçe
Verenin şanı büyük, sen iste istedikçe
Akıl
Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu
Gönül gönül bulsaydı bozkırlar gül olurdu
Vazife
Öyle kıskaçlı ki, kalbimi akrep fikir
Vazifem, her nefeste yetiştirmek: Allah bir!
Affet
Göz kaptırdığım renkten kulak verdiğim sesten
Affet, senden habersiz aldığım her nefesten
Gizli
Ne olur vaz geçseler şu "bildim" kibirinden
Her şey her şeyden gizli, insan da bir birinden
Nizam
Nefsini hesaba çek, elinde kalem, kağıt
Allah sana verince sen de kullara dağıt
* * *
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam
Gezdirsin boşluğu ense kökünde
Ve uçtu tepemden birdenbire dam
Gök devrildi, künde üstüne künde
* * *
Lugat, bir isim ver bana halimden
Herkesin bildiği dilden bir isim
Eski evsaplarım, tutun elimden
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?
* * *
Söyleyin, söyleyin, ben miyim yatsa
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Bela mimarının seçtiği arsa
Hayattan muhacir eşyadan öksüz.
* * *
Tâ Maverâ'dan
Rüzgar öyle esti, öyle esti ki
Her şey uçup gitti, kaldı Yaradan
Ayna düştü, hayal perdelerdeki
Bir akiscik gibi çıktı aradan
Tam otuz yıl
Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
Sanat
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...
Ağzımı dikseler
Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı
Tek ses duysalar: Allah... Yoklayanlar nabzımı
Yakınlık
Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık
Anla ki, yok, Allah'tan başkasıyle yakınlık
Yük
Bu yük senden Allahım, çekeceğim, naçarım
Senden sana sığınır, senden sana kaçarım
Sonsuzluk kervanı
Sonsuzluk kervanı "peşinizden ben
Üç ayakla seken topal köpeğim
Bastığınız yeri taş taş öpeyim
Bir kırıntı yeter, kereminizden
Sonsuzluk kervanı, peşinizde ben
* * *
Mürşid
Bana yakan gözlerle, bir kerecik baktınız
Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız
O, Allah'ın emriyle Kainat Efendisi
Varlığın Tacı, varlık nurunun ta kendisi
İşim acele
Gençlik... Gelip geçti... Bir günlük süstü
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü
Eser darmadağın, emek yüzüstü
Toplayın eşyamı, işim acele
Tabut
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu
Yarın kendileri dolduracaklar
Geçilmez
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada
Bütün fâni lezzetlere darılmadan geçilmez
Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekûn?
Aklı yere salıverip çıldırmadan geçilmez
Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi
Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berheva
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez
Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez
(Rapor 10-13, N. Fazıl Kısakürek-Çile, N. Fazıl, B.D.YY)
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021