Allah Resulü (s.a.a) hadis-i şeriflerinde buyurur: "Müslümanların yolundan onlara sıkıntı veren şeyleri kaldır." (Müslim, Mesacid 58, (533).
"Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenab-ı Hak bu davranışından memnun olarak, ona mağfiret etti." (Buhari, Müslim, Tirmizi, Muvatta).
Hadis-i şeriflerde, "tebessümü, ailesi için harcadıkları, iyilik yapamıyorsa kötülükten geri durması…" sadaka olarak bildirilmiştir.
Yüce dinimizin insana bakışı budur. Müslüman böyle yaşamalıdır.
İhtiyaç sahiplerinin mağdur edilmemeleri esası vardır. Gerek asr-ı saadet döneminde, gerek sonraki dönemlerde fertler asgari ihtiyaçlarına göre korunmuş ve dikkat edilmiştir.
Ehl-i Beyt imamları bulundukları dönemde, ihtiyaç sahiplerini gözetmiş, takip etmiş, yardım ve infakta titizlik göstermişlerdir.
Asli ihtiyaçlar nedir?
Zekât verilmesi gerekmeyen temel ihtiyaçlar demektir.
Oturulan ev, gerekli eşyalar, binek (araç), yeme, içme, giyinme, gıda, ilaç, sanatkârların aletleri, ilim sahiplerinin kitapları… Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Kur'an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali Zekât' isimli eserini tavsiye ediyorum.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, Milli Ekonomi Modeli ile yıllık geliri 100 bin lira olandan vergi almayacağını, iktidar olduklarında 10.000 TL asgari ücret vereceğini açıklamıştı. Bu rakamların Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş tarafından güncel durumu bildirilmektedir.
Temel ihtiyaçlar konusuna Kur'an ve sünnete uygun izahı muhterem Hocamız yapmıştır. Eğitimci, şefkatli, hissiyat sahibidir. Bir konuşmasında, "Acırım. Ağlarım. Dua ederim" demişti. Ehl-i Beyt pınarının sahipleri hep böyle olmuştur. İhsan, cömertlik, merhamet onlarda zirvededir. İhtiyaçlılardan vergi alınmamalıdır.
Adı üzerinde ihtiyacı var. Bu şuna benziyor. Fakir bir adam çocuğuna ayakkabı alıyor. Yolda vergi memurları görüyor ve ayakkabının bağını vergi olarak alıyor. Bu doğru değildir. Temel ihtiyaç sahiplerinden gerek devlet, gerek belediyeler vergi almaktadır. Elektrik, su, okul ve sağlık harcamaları asli ihtiyaç değil midir?
Fıkıh kurallarına göre, bir ay veya bir yıllık ihtiyacı asli ihtiyaçtır. Günümüz şartlarında ihtiyaç sahiplerinin bırakın bir yılık giderlerini, bir günlük harcamaları için kaygılar yaşanmaktadır.
Ayet-i kerimede bildirilmiştir: "Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan arta kalanı." (Bakara, 219).
Allah Resulü (s.a.a) buyurur: "Zekât ancak zenginlikten dolayıdır." (Buhârî).
Dinen zenginlik ölçüsü, nisap miktarı kadar mal veya paraya sahip olmaktır. Nisap miktarında (zekâta tabi asgari tutar) borcundan ve asli ihtiyaçlarından fazlası zekâta tabi olur. Böyle olunca Müslümanlar en yakınından başlayarak ihtiyaç sahiplerini gözetir. Yapılması gereken budur.
Yoksulun hem kendisi, hem bakmakla yükümlü ailesi güvende olmalıdır.
İstatistik verilerinin açıklamalarına göre yoksulluk sınırı 10.000 TL civarındadır. Bu durumda olan zekât alabilir demektir. Zekâtın verilmesi gereken kişilerden biri de yoksullardır.
Salgın hastalık dönemini yaşadığımız sıkıntılı günlerde, evine ekmek götüremeyen, çocuğuna bez alamayan, kirasını ödeyemeyen, işsiz olduğu için bunalıma giren, tedavi masraflarını ödeyemeyen ve bu sebeple bunalıma girenlerin hali ortadadır.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in projeleri, ev hanımı ve vatandaşlık maaşı, çocuklara eğitim desteği bütün bunlar yoksulluktan kurtarmak içindir. Bu sebeple "Ben sizi kurtarmaya geldim" demesinin bir anlamı da budur.
Ülkemiz kaynakları ile zengindir. Kıymet bilirsek hem yoksulluktan kurtulur ve hem de yoksullara yardım eder duruma geliriz.
Devlet, baba devlet olmalıdır. Vatandaşın temel ihtiyaçlarını gidermelidir.
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021