logo
24 NİSAN 2024

Bir iş adamı ki…

25.07.2020 00:00:00

Zamanın hepimizin teninde olduğu kadar belleğimizde de bıraktığı nice nice izler ve duygular var. Yaşam öyküsünü dinledikçe hep bu izleri ve duyguları gördüm kurduğu cümlelerde.

İş hayatında zirveye çıkmış, onu tanıyan herkesin gönlünde köprüler kurmuş, Eskişehir'in bir değerini, Hasan abisini; tevazunun, hoşgörünün, dostluğun ve samimiyetin ete kemiğe bürünmüş halini kısaca Hasan Küpeli'nin yaşam öyküsünü bu haftaki yazımda kısaca sizlerle paylaşacağım.

Yıllar önceydi… Şu anda Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı olan kardeşi Nadir Küpeli Bey sayesinde tanıdım kendisini. Şirkete her gittiğimde bizi hep güler yüzleri, tatlı sözleri ile misafir eden Küpeli kardeşler, o günden beri gönül defterime kayıt ettiğim ağabeylerimizden oldular.

Sohbetlerimizde; çocuk yaşta yaşamın ağır yükü altında verdiği mücadele, insanlara bakışı, azmi, cesareti ve samimiyeti etkilemişti beni. Bir köşe yazımı da Hasan Bey için yazmaya söz vermiştim. Daha önceden planlamıştım ancak kısmet bugüneymiş.

Hasan Küpeli, Çifteler ilçesinin Arslanlı köyünde 1956 yılında dünyaya geldi. Yedi çocuklu ailenin ablasından sonra en büyüğüydü. Babasını genç yaşta kaybedip, ablası da evlenince kendinden sonra gelen 5 kardeşin hem abisi hem de babası oldu. İşte bu ailenin ağır sorumluluğunu omuzlarında hissederek geçti gençlik çağları…

İlkokul sonlarına doğru annesi, babada olmayınca evin ihtiyaçları gerekçesiyle para kazanmak üzere onu Çifteler'e gönderdiğinde henüz 12 yaşındaydı. Köyden sınıf arkadaşları tatil zamanlarında köyün sokaklarında oyunlar oynarken o ise evini geçindirme derdindeydi.

Bazen çalışıp bazen de okuyarak geçen ilkokul döneminden sonra ortaokulu Kayı köyünde yatılı olarak okumak üzere evinden ayrıldı. Henüz körpe yaşlarda ailesinden ayrı düştüğü, gurbeti hücrelerinde hissettiği dönemdir ortaokul çağları.

Hasretle karışık günler birbirini kovalayıp ortaokulu bitirdikten sonra sırada liseyi okumak vardır. İlçesi Çifteler'e geri döner. Lise günleri başlar başlamasına da ekonomik şartlar hiç yakasını bırakmaz. Hem çalışmak hem de okumak zorundadır.

Hasan Bey, o günleri anlatırken adeta yeniden yaşıyor gibiydi. Bir lise öğrencisiydi ama boş vakitlerinde pazardan kasalarla domates, biber, patlıcan vb. türü sebzeleri alıyor; üzerine bir miktar kar koyarak satıyor, kasaları bitirince de öğleden sonra okuluna devam ediyordu. Sizin anlayacağınız küçük bedenine ağır gelen yüktü yaptıkları.

Hiç unutamadığı bu döneme ait anısını anlatırken gözleri nemlendi. Adeta o günleri tekrar yaşar gibi sesi titrekti: "Çocuk yaştayım. Ailem beni Sivrihisar Oğlakçı köyünde bulunan benzin istasyonuna çalışmaya gönderdi. Çok iyi çalışırdım. Gelen müşteriler benden çok memnundular. Hizmette kusur etmezdim. Bahşiş verirlerdi. Harçlıklarımı biriktirirdim. Polatlı'ya gidip bir Murat-124 marka taksi almaya karar verdim. Cebimde biriktirdiğim 20 Bin liram vardı. Ama taksi 84 bin liraydı. Satıcı bana geri kalanı nasıl ödeyeceksin dedi. Kefilin kim diye sordu. Kefilim annem dedim. Taksiyi taksitle alacağım dedim. Ayda hiç unutmam 1940 Lira taksitle aldım. Cesaret işte. Onunla çalışmaya başladım. O vakit Eskişehir Eğitim Enstitüsü Fizik-Kimya-Biyoloji bölümünü kazandım. O tarihlerde bu üç bölüm bir aradaydı. Hem okuyor hem de taksimle çalışıyordum, borcumu tamamladım. Üniversite 1. sınıfta annemin ısrarıyla evlendim. Eşim komşu köyümüz Kadıkuyusu'ndan. O da öğretmen okulunda okudu. Şartlar zordu. Babam rahmetli olmuştu. Annem vardı önümüzde. Okurken işten zaman bulup ödevlerimi yapamıyordum. Hanım, benim çok ödevimi yapmıştır. Öylece üniversiteyi bitirdim. Öğretmen oldum ancak tayinim bir türlü çıkmadı. Masraflar çok. Kazancımızı arttırmak zorundaydım. Bunun üzerine taksiyi satıp Skoda marka bir pikap aldım. Nakliyeciliğe başladım. Ev eşyası, inşaat malzemesi, çimento vs. taşıyor para kazanmaya çalışıyordum..." 

Bu yazı için yaptığımız en son görüşmemize eşi Hayriye Küpeli hanımla birlikte geldiler. 1977 yılında hayatını birleştirdiği Hayriye hanımın anlattıkları ise bugünkü evlenecek gençlere ders niteliğindeydi.

Hele bir anısı var ki burada yazmadan geçemeyeceğim. Anlatırken karşısında oturan Hasan Bey'in yüzüne bakarak biraz da göz pınarları nemlenerek anlattı Hayriye Hanım: "Annemi yıllar önce kaybetmiştim. Ailemin imkânı kısıtlıydı. Hasan Bey'le ilk evlendiğimizde şartlarımız o kadar zordu ki... Hiç unutmam. Evimizin perdesi yoktu. Gazete kağıtları ile evin penceresini, kapısını kapattık. Öyle yaşadık bir süre. Gün geldi ekmeğimiz oldu. Çayımız olmadı. Ama halimize hep şükrettik. Sabırla çalıştık…"

İşte bu cümleler bugün evlenecek, yuva kuracak gençlere ders niteliğinde. Hiçbir şeyi beğenmeyen, daha fazlasını isteyip haline şükretmeyen yaşadığımız çağın çocukları bu sözleri kulağına küpe yapmalı… Sabır, şükür ve tevekkül! Mutlu ve başarılı bir yuva için üç önemli kelime.

İmkanların sınırlı, ancak mutlulukların zirvede olduğu bu mutlu evlilikten Hakan, Y.Emre, Merve ve Mine adını verdikleri dört çocukları dünyaya geldi. Hatta Merve ve Mine ikiz doğdular. Zaman su misali akıp giderken bugün sevdikleri dört torunları var hayatlarında. Beşinci torunlarını bugün yarın bekliyorlar. Heyecanlılar.

Hasan ağabey, "Allah bir insanın işini denk getirecek" cümlesi ile yaşamından kesitler anlatmaya devam ederken oturduğu sandalyede geriye doğru yaslanıp yüzüne yayılan sıcak tebessümle, hayatının kim bilir belki de dönüm noktası olduğunu anladığım şu cümleler döküldü dudaklarından: "Bir gün Çamlıca'da tanımadığım birisi "çimento getirdim, satacağım" dedi. İsmini daha sonra Yusuf olarak öğrendiğim bu kişiye "birlikte satalım, sana ortak olayım" dedim. O da kabul etti. Başladık onunla birlikte çimento satmaya. Allah bir insanın işini denk getirecek ya. 1 torba çimentoda 2,5 lira kar kazanıyoruz. 2,5 lira da o kazanıyor. Bir süre sonra çimento indirme işini para verip yaptırırken kardeşim Nadir'le birlikte bu işi biz yaparız dedik, buradan da 2,5 lira kar ediyorduk, kazancımız bir torbada 5 liraya çıkmıştı. Skoda pikabımızla nakliye işine de başladık buradan da kar elde ettik. Kazancımız daha da arttı. Bu şekilde Yusuf Bey'le üç ay birlikte çalıştık. Sonra işi yapamayacağını hissesini bize devretmek istediğini söyledi. Biz de kabul ettik. Günler geçtikçe çimentonun yanında kum, çakıl, mozaik, tuğla, kiremit vb. malzemeler de alıp satmaya başladık. Öyle ki Erzurum Aşkale'den çimento getirip az karla satıyorduk. Diğer firmalar bizden daha yüksek fiyata sattığı için müşteriler bizi tercih ediyordu. Bu şekilde sürümden kazandık. Hatta o vakitler hiç unutmam reklam verdik. Sloganımız da şuydu "Ucuz çimento satmak bizim işimiz" bunu başardık Eskişehir'de. O zamanlar ben Türkiye'nin birçok iline gidip ürün alıp gönderiyordum. Nadir Bey de onu Eskişehir'de satıyordu."

(devam edecek…)

 
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.