Molla Zübeyde Hanım’ın vasiyeti
Molla Zübeyde, belki de çok az Müslümanın düşünebileceği bir hassasiyetle malının taksimini yapmıştır. Bu yazılı vasiyetidir
22.06.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Molla Zübeyde, belki de çok az Müslümanın düşünebileceği bir hassasiyetle malının taksimini yapmıştır. Bu yazılı vasiyetidir.
Molla Zübeyde ölmeden evvel yanında bulunan Latife Hanım'a yazılı vasiyetinin dışında bir vasiyet bırakmıştır.
"Zübeyde Hanım son saatlerinde yanında bulunan Latife Hanım'a ayrıca bir vasiyet yazdırmıştır.
Latife Hanım ölüm haberini ilk önce İzmir Valisi Mustafa Abdülhak (Renda)'ya bildirmiş, vali de büyük bir cenaze töreni hazırlatmıştı.
Latife Hanım ilk gece İzmir'in tanınmış hafızlarından tam 33 kişiyi çağırarak sabaha kadar hatim yaptırmış ve hatim duası üç gün sürmüştür.
(…) Latife Hanım, siyah bir manto giymiş, siyah peçe örtmüş, cenaze alayına katılmak istemişti fakat ailesinin ve din adamlarının 'İslam'da kadın cenazeye katılmaz' diyerek engel olmaları üzerine bir faytona binerek cenazeyi arkadan takip etmiştir.
Latife Hanım, kabirde yüzlerce gümüş mecidiye sadaka dağıtmış, kırkında Mevlid okutmuş, 52. gecesinde de aşure yaparak fakire fukaraya dağıttığı gibi, hatimler indirerek bu mübarek kadına karşı duyduğu sevgi ve şükran borcunu ödemiştir."
Salih Bozok, Mustafa Kemal'in, annesinin ölüm haberini Eskişehir'de aldığını yazar. Eskişehir'den İzmir'e geçerken de, yolda Latife Hanım'la evlenme kararını açıklamıştır.
"… (Latife Hanım'ın babası Muammer Bey) Fevzi, Kazım Karabekir Paşalar da beraber oldukları halde validelerinin kabirlerini ziyarete gidildi. Paşa'nın orada irad ettiği nutuk şöyledir:
(…) Burada yatan validem zulmün, cebrin, bütün milleti felaket uçurumuna götüren bir keyfi idarenin kurbanı olmuştur.
(…) Abdülhamit devrindeydi.1320 (1904) tarihinde mektepten henüz erkan-ı harp (kurmay yüzbaşısı) olarak çıkmıştım… Hakikaten beni bir gün aldılar ve baskı yönetiminin zindanına koydular.
Validem bundan ancak hapishaneden çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul'a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak 3-5 gün görüşmek nasip oldu.
Çünkü tekrar idareye-i müstebidenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgâhımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu… Sürgünde geçirdiğim seneleri, anam gözyaşı ve ıstırap içinde geçirmiştir.
(…) Erzurum'dan İstanbul'a gönderdiğim zaman validem bu adamın yalnız olarak geldiğinden haberdar olduğu dakikada benim hakkımda halife ve padişah tarafından verilmiş idam kararının infaz edildiğini zannetmiş ve bu zan kendisini felce düçâr etmiştir.
(...) İkematgâhı binbir türlü sebep ve vesilelerle basılır, aranır,kendisi rahatsız edilirdi.
Validem 3-5 senenin gece ve gündüzlerini gözyaşları içinde geçirdi. Bu gözyaşları ona gözlerini kaybettirdi…
(…) Ona kavuşabildim ki, artık maddeten ölmüştü. Yalnız manen yaşıyordu.
(…) Validemin ruhuna yüklendiğim vicdan yeminimi tekrar edeyim:
Validemin mezarı önünde ve Allah'ın huzurunda and içiyorum, bu kadar kan dökerek milletin egemenliğini muhafaza ve müdafaası için icap ederse validemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim.
Ulusal egemenlik uğrunda canımın vermek benim için vicdan ve namus borcu olsun."
Bu asil Müslüman Türk kadını, evladına; vatanın bağımsızlığı ve milletin egemenliğine çıktığı yolda hep uzaktan duaları ile destek olmuştur.
Aşağıda Molla olarak vasıflandırılan Zübeyde Hanım'ın bıraktığı vasiyet yer almaktadır:

"Dersaadet'te Beşiktaş'ta Akaretler'de 76 numaralı hanede mukim Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin validesi, ben Zübeyde emvâl-i mevcudemin sülüsünü bi't-tefrik bervechi âti sarf ve vakfedilmesini vasiyet eylerim:
1- Vefatımda techiz ve tekfin ve kabir ile dedegân ve tehlilhân Efendiler ile, makbere götürülmek mesârifi ve defnin üçüncü günü akşamı huffâz ve hâcegân ve akraba ve ehibbâ ve komşulardan münasip görülecek zevât-ı sal hun davet edilerek akşam yemeği it'am ettirildikten sonra; hatm-i Kur'ân zımnında eczâ-i şerife tilâvet ettirilecek ve duayı müteakip huffâz ve hâcegâna hediyyeten münasip miktarda tevzi edilmek üzere ve işbu hususâtın cümlesi için 450 lira evrâk-ı nakdiyye tahsis eyledim.
2- Vefatımda Beşiktaş'ta kâin Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim.
3- Yahudi'den mühtediye Hayriye Hanım nam kadına ve mumâileyhânın vefâtı halinde oğluna10 lira verilecektir.
4- Evlâd-ı mâneviyyem makamında hizmetçi Ayşe nam kıza gelinlik cehiz için keza 100 lira verilecektir.
5- Selanik'te biraderim müteveffa Hasan Ağa'nın mahdumu Abdurrahman'a 30 lira verilecektir.
6- Yetim Abdürrahim'e 25 lira verilecektir.
7- Vaktiyle hizmetimde bulunup hal-i gaybubette bulunan Vasfiye namındaki hizmetçim buldurularak yedine 20 lira verilecektir.
8- Perverdem Afife ile oğlu Hakkı'nın sünneti için 15 lira verilecektir.
9- Daima akmak üzere şehrin münasip bir mahallinde bir çeşme yaptırılıp suyu isâle edilmek ve ara sıra tamirine sarf olunmak üzere 475 lira tahsis eyledim.
10- Her Cuma günü namazından bir saat evvel bed ile ezan okununcaya kadar münasip bir cami-i şerifte cemaate mukabil cehren iki cüz-i şerif kıraat ettirilerek mukabilinde tilâvet eyleyen hâfız efendiye nemâsından verilmek üzere 490 lirayı ve 9. maddenin ahkâmı için usul-ü dairesinde mehâkim-i şer'iyyede vakfiyesini tescil ettirmeye ve mütevelli tayinine ve dilediği şahsı mütevelli kılmaya mezun eyledim.
11- Kefaret-i savm ve salât ve zünub için ve Kurban Bayramının birinci günü 5 adet kurban kesilmek ve lahmı talebeye eklettirilmek ve hatm-i Kur'an olunmak üzere bir defaya mahsus olarak Darüleytam'a 200 lira hediye ve teberru edilecektir.
12- Vasiyetnamede gösterilen mevadd için tahsis eylediğim cem'an 1800 (lira) miktarındaki evrâk-ı nakdiyye işbu meblağ müddet-i hayatımda benim olmak, ba'de'l-vefat vasiyetim mucibince sarfolunmak ve Osmanlı Bankası'nda hıfzedilmek üzere namına hesâb-ı câri sûretiyle tevdi edilmek üzere Selanik Başşehbenderi Kâmil Beyefendiye teslim eyledim.
Mumaileyhin bir mahalle azimet ve gaybubeti halinde işbu meblağ, malumatım tahtında intihâb ve irse olunacak diğer emin bir zât namına kezalik bank-ı mezkûra hesab-ı câri üzerine tevdi edilecektir.
13- Selanik'te Mithat Paşa Mekteb-i Sanayi karşısında kâin ma'a selamlık bir bâb büyük hanem ile aynı hane köşesinde kâin teyzemden alınan iki bâb hanemi Mustafa Kemal Paşa'ya ve gene büyük hanem köşesinde Ayşe Molla'dan alınan bir bâb hâne ile Ahmet Subaşı mahallesinde kâin bir iki cem'ân iki bâb hanemi kerimem Makbule Hanım'a tefrik ve tahsis eyledim.
Bundan maada nezdimde mevcut nukûdumdan miktâr-ı münâsibini hayatımda kerimem mumâileyhâya bildirdiğimden oğlum Paşa'ya bir sene mukaddem kerimem Makbule Hanım'la müştereken tahrir ve memhûren irsal eylediğimiz mektubumuzda zik reylediğimiz hususâtın mezkûr mektupla mestûr olduğu vechile hükmü bâki iş'âratımız vechile mevcuduvâki olduğu müşarünileyh Paşa Hazretlerine bildirilmesini vasiyet eylerim.
İşbu vasiyetname muhteviyatı olan mevadd ve hususâtın tamamiyle icrâ ve tatbikini Selanik Başşehbenderi Kâmil Beyefendi ile mezkûr Şehbendername kâtibi Cemal Bey'i vekil ve vâsi-i muhtâr intihâb ve tayin ettim.
Bilcümle hususâtın tatbik ve icra olunduğunu nâtık olmak üzere vekâbilü'l-istihsâl olan mahallerden vesâiki mukâbilinde teberruâtta bulunduklarına dair oğlum Mustafa Kemal Paşa'ya müfredatlı cetvel ile hesap vermeye mecburdurlar.
14- İşbu vasiyetname tarihinden mukaddem tanzim olunmuş diğer bir vasiyetname zuhur edecek olursa hükmü mefsuh ve gayr-i muteber olacaktır.
15- İşbu vasiyetname, biri nezdimde hıfz olunmak ve diğeri Kâmil ve Cemal Bey'lerde bulunmak üzere iki nüsha olarak tanzim ve teati edilmiştir. Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'nin validesi Zübeyde.
16- İşbu vasiyetname, muvacehemizde tanzim ve meâli kıraat olunarak tefhim olunduktan ve tamami ile ikrar eyledikten sonra kendi mühür ve parmağını vaz'eylediğini dünya ve ahiret şahidi sıfatıyla tasdik eyleriz. 25 Kânunusani 338/Şuhudü'l-hal (imzalar)."
Hangimizin böyle bir vasiyetnamesi vardır? (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Molla Zübeyde ölmeden evvel yanında bulunan Latife Hanım'a yazılı vasiyetinin dışında bir vasiyet bırakmıştır.
"Zübeyde Hanım son saatlerinde yanında bulunan Latife Hanım'a ayrıca bir vasiyet yazdırmıştır.
Latife Hanım ölüm haberini ilk önce İzmir Valisi Mustafa Abdülhak (Renda)'ya bildirmiş, vali de büyük bir cenaze töreni hazırlatmıştı.
Latife Hanım ilk gece İzmir'in tanınmış hafızlarından tam 33 kişiyi çağırarak sabaha kadar hatim yaptırmış ve hatim duası üç gün sürmüştür.
(…) Latife Hanım, siyah bir manto giymiş, siyah peçe örtmüş, cenaze alayına katılmak istemişti fakat ailesinin ve din adamlarının 'İslam'da kadın cenazeye katılmaz' diyerek engel olmaları üzerine bir faytona binerek cenazeyi arkadan takip etmiştir.
Latife Hanım, kabirde yüzlerce gümüş mecidiye sadaka dağıtmış, kırkında Mevlid okutmuş, 52. gecesinde de aşure yaparak fakire fukaraya dağıttığı gibi, hatimler indirerek bu mübarek kadına karşı duyduğu sevgi ve şükran borcunu ödemiştir."
Salih Bozok, Mustafa Kemal'in, annesinin ölüm haberini Eskişehir'de aldığını yazar. Eskişehir'den İzmir'e geçerken de, yolda Latife Hanım'la evlenme kararını açıklamıştır.
"… (Latife Hanım'ın babası Muammer Bey) Fevzi, Kazım Karabekir Paşalar da beraber oldukları halde validelerinin kabirlerini ziyarete gidildi. Paşa'nın orada irad ettiği nutuk şöyledir:
(…) Burada yatan validem zulmün, cebrin, bütün milleti felaket uçurumuna götüren bir keyfi idarenin kurbanı olmuştur.
(…) Abdülhamit devrindeydi.1320 (1904) tarihinde mektepten henüz erkan-ı harp (kurmay yüzbaşısı) olarak çıkmıştım… Hakikaten beni bir gün aldılar ve baskı yönetiminin zindanına koydular.
Validem bundan ancak hapishaneden çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul'a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak 3-5 gün görüşmek nasip oldu.
Çünkü tekrar idareye-i müstebidenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgâhımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu… Sürgünde geçirdiğim seneleri, anam gözyaşı ve ıstırap içinde geçirmiştir.
(…) Erzurum'dan İstanbul'a gönderdiğim zaman validem bu adamın yalnız olarak geldiğinden haberdar olduğu dakikada benim hakkımda halife ve padişah tarafından verilmiş idam kararının infaz edildiğini zannetmiş ve bu zan kendisini felce düçâr etmiştir.
(...) İkematgâhı binbir türlü sebep ve vesilelerle basılır, aranır,kendisi rahatsız edilirdi.
Validem 3-5 senenin gece ve gündüzlerini gözyaşları içinde geçirdi. Bu gözyaşları ona gözlerini kaybettirdi…
(…) Ona kavuşabildim ki, artık maddeten ölmüştü. Yalnız manen yaşıyordu.
(…) Validemin ruhuna yüklendiğim vicdan yeminimi tekrar edeyim:
Validemin mezarı önünde ve Allah'ın huzurunda and içiyorum, bu kadar kan dökerek milletin egemenliğini muhafaza ve müdafaası için icap ederse validemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim.
Ulusal egemenlik uğrunda canımın vermek benim için vicdan ve namus borcu olsun."
Bu asil Müslüman Türk kadını, evladına; vatanın bağımsızlığı ve milletin egemenliğine çıktığı yolda hep uzaktan duaları ile destek olmuştur.
Aşağıda Molla olarak vasıflandırılan Zübeyde Hanım'ın bıraktığı vasiyet yer almaktadır:

"Dersaadet'te Beşiktaş'ta Akaretler'de 76 numaralı hanede mukim Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin validesi, ben Zübeyde emvâl-i mevcudemin sülüsünü bi't-tefrik bervechi âti sarf ve vakfedilmesini vasiyet eylerim:
1- Vefatımda techiz ve tekfin ve kabir ile dedegân ve tehlilhân Efendiler ile, makbere götürülmek mesârifi ve defnin üçüncü günü akşamı huffâz ve hâcegân ve akraba ve ehibbâ ve komşulardan münasip görülecek zevât-ı sal hun davet edilerek akşam yemeği it'am ettirildikten sonra; hatm-i Kur'ân zımnında eczâ-i şerife tilâvet ettirilecek ve duayı müteakip huffâz ve hâcegâna hediyyeten münasip miktarda tevzi edilmek üzere ve işbu hususâtın cümlesi için 450 lira evrâk-ı nakdiyye tahsis eyledim.
2- Vefatımda Beşiktaş'ta kâin Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim.
3- Yahudi'den mühtediye Hayriye Hanım nam kadına ve mumâileyhânın vefâtı halinde oğluna10 lira verilecektir.
4- Evlâd-ı mâneviyyem makamında hizmetçi Ayşe nam kıza gelinlik cehiz için keza 100 lira verilecektir.
5- Selanik'te biraderim müteveffa Hasan Ağa'nın mahdumu Abdurrahman'a 30 lira verilecektir.
6- Yetim Abdürrahim'e 25 lira verilecektir.
7- Vaktiyle hizmetimde bulunup hal-i gaybubette bulunan Vasfiye namındaki hizmetçim buldurularak yedine 20 lira verilecektir.
8- Perverdem Afife ile oğlu Hakkı'nın sünneti için 15 lira verilecektir.
9- Daima akmak üzere şehrin münasip bir mahallinde bir çeşme yaptırılıp suyu isâle edilmek ve ara sıra tamirine sarf olunmak üzere 475 lira tahsis eyledim.
10- Her Cuma günü namazından bir saat evvel bed ile ezan okununcaya kadar münasip bir cami-i şerifte cemaate mukabil cehren iki cüz-i şerif kıraat ettirilerek mukabilinde tilâvet eyleyen hâfız efendiye nemâsından verilmek üzere 490 lirayı ve 9. maddenin ahkâmı için usul-ü dairesinde mehâkim-i şer'iyyede vakfiyesini tescil ettirmeye ve mütevelli tayinine ve dilediği şahsı mütevelli kılmaya mezun eyledim.
11- Kefaret-i savm ve salât ve zünub için ve Kurban Bayramının birinci günü 5 adet kurban kesilmek ve lahmı talebeye eklettirilmek ve hatm-i Kur'an olunmak üzere bir defaya mahsus olarak Darüleytam'a 200 lira hediye ve teberru edilecektir.
12- Vasiyetnamede gösterilen mevadd için tahsis eylediğim cem'an 1800 (lira) miktarındaki evrâk-ı nakdiyye işbu meblağ müddet-i hayatımda benim olmak, ba'de'l-vefat vasiyetim mucibince sarfolunmak ve Osmanlı Bankası'nda hıfzedilmek üzere namına hesâb-ı câri sûretiyle tevdi edilmek üzere Selanik Başşehbenderi Kâmil Beyefendiye teslim eyledim.
Mumaileyhin bir mahalle azimet ve gaybubeti halinde işbu meblağ, malumatım tahtında intihâb ve irse olunacak diğer emin bir zât namına kezalik bank-ı mezkûra hesab-ı câri üzerine tevdi edilecektir.
13- Selanik'te Mithat Paşa Mekteb-i Sanayi karşısında kâin ma'a selamlık bir bâb büyük hanem ile aynı hane köşesinde kâin teyzemden alınan iki bâb hanemi Mustafa Kemal Paşa'ya ve gene büyük hanem köşesinde Ayşe Molla'dan alınan bir bâb hâne ile Ahmet Subaşı mahallesinde kâin bir iki cem'ân iki bâb hanemi kerimem Makbule Hanım'a tefrik ve tahsis eyledim.
Bundan maada nezdimde mevcut nukûdumdan miktâr-ı münâsibini hayatımda kerimem mumâileyhâya bildirdiğimden oğlum Paşa'ya bir sene mukaddem kerimem Makbule Hanım'la müştereken tahrir ve memhûren irsal eylediğimiz mektubumuzda zik reylediğimiz hususâtın mezkûr mektupla mestûr olduğu vechile hükmü bâki iş'âratımız vechile mevcuduvâki olduğu müşarünileyh Paşa Hazretlerine bildirilmesini vasiyet eylerim.
İşbu vasiyetname muhteviyatı olan mevadd ve hususâtın tamamiyle icrâ ve tatbikini Selanik Başşehbenderi Kâmil Beyefendi ile mezkûr Şehbendername kâtibi Cemal Bey'i vekil ve vâsi-i muhtâr intihâb ve tayin ettim.
Bilcümle hususâtın tatbik ve icra olunduğunu nâtık olmak üzere vekâbilü'l-istihsâl olan mahallerden vesâiki mukâbilinde teberruâtta bulunduklarına dair oğlum Mustafa Kemal Paşa'ya müfredatlı cetvel ile hesap vermeye mecburdurlar.
14- İşbu vasiyetname tarihinden mukaddem tanzim olunmuş diğer bir vasiyetname zuhur edecek olursa hükmü mefsuh ve gayr-i muteber olacaktır.
15- İşbu vasiyetname, biri nezdimde hıfz olunmak ve diğeri Kâmil ve Cemal Bey'lerde bulunmak üzere iki nüsha olarak tanzim ve teati edilmiştir. Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'nin validesi Zübeyde.
16- İşbu vasiyetname, muvacehemizde tanzim ve meâli kıraat olunarak tefhim olunduktan ve tamami ile ikrar eyledikten sonra kendi mühür ve parmağını vaz'eylediğini dünya ve ahiret şahidi sıfatıyla tasdik eyleriz. 25 Kânunusani 338/Şuhudü'l-hal (imzalar)."
Hangimizin böyle bir vasiyetnamesi vardır? (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.