"Rûhum benim oldukça bu îmanla beraberÜç yüz sene, dört yüz sene, beş yüz sene bekler." (Süleyman Nazif?Malta).Mehmed Âkif'in, Süleyman Nazif'in bu beytine cevâben yazdığı, müstakil bir şiiri var, Safahat'an görülebilir...Mehmed Âkif'in, yüz sene evvelimizin fotoğrafını, hafızamıza yazan bir başka şiirinden alıntılar yaparak, bugünle kıyaslamanızı sağlamaya çalışacağım!Akletmeyişimiz yüzünden, başımıza pisliklerin yağdırılmasını bekliyor gibiyiz! İslâm'ın arkasına saklanarak; "Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır" hadisini inkâr ederek, İmam Ali'nin; "Aslını inkâr eden haramzâdedir!" buyruğunu görmezden gelerek; milliyetsizliği dîn gibi veya dîni milliyetsizlik gibi göstermeğe çalışan müfterîler, mürâiler yüzünden, bilgisiz Müslümanların aklı karışıyor! Bize de; "Rabbim! İçimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk mi edeceksin?" (A'râf?155) diye nazlanarak sığınmak düşüyor!Bakın Âkif, yüz sene öncemizi, nasıl resmetmiş:"Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...Âdem aldatmaksa maksad, aldanan yok nâfile!Kaç hakikî Müslüman gördümse, hep makberdedir;Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!.....Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan,Hey sıkılmaz! Ağlamazsan bâri gülmekten utan!......Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebiSaldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.Lâkin aşk olsun ki aldırmaz da otlarmış eşek,Sanki tavşanmış gelen yahut kılıksız köstebek!Kâr sayarmış, bir tutam ot fazla olsun yutmayı...Hasmı derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı!...Bir hakikattır bu şaşmaz, bildiğin üslûba sok:Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok!" (Safahat?Beşinci Kitap, s.311).Allah ömürlerini haksızlık karşısında susmadan tamamlayanların cümlesine rahmet eylesin! Onları Hakk Divanı'na emânet ederek kendimize bakalım!Biz ne yapıyoruz?Yüzlerce yıl sınırlarımız içinde yaşayan dindaşlarımıza, Suriyeli Müslümanlara saldırmadılar diye; Irak, Mısır, Libya gibi katliamlar yapıp, kadınlara?kızlara tecavüz etmediler diye Haçlılara küsen, sitem eden "Haçlı Müslümanlar"ca kuşatılmışız ve alkışlıyoruz!Allah'ın; "Onlarla dost olan, onlardandır" tarifini, görmezden gelirler! Hz. Peygamber'in; "Kim Müslümanların derdini kendine mal etmezse onlardan değildir" hâdisini, duymazdan gelirler!Irak'ta, Haçlı tecavüzüne uğrayan on binlerce Müslüman kadının?kızın; "Gelin bizi kurtarın, siz öldürün!" feryâdını duymazdan gelen; mütecâvizlere, evlerine sağ?sâlim dönmeleri için duâ eden Dünya Lideri ve avânesi; Tunus İçişleri Bakanı Bin Ciddu'nun, ülkesindeki kadınların "seks cihâdı(!)" için Suriye'ye gittiklerini; "20, 30, 100 militanla birlikte oluyorlar! 'Cihad el nikâh' adına cinsel ilişkiye girdikten sonra hamile kalıp geri dönüyorlar!" feryâdını da duymazdan geliyorlar! Hele bizim Hükümetimizin desteğini hiç saklamadığı Özgür Suriye Ordusu adlı Yezid karakterli çetecilerin bir işi var ki insanlığın yüz karası! İlk duyduğumda öfkeden, saatlerce burnum kanadı! AKP'nin desteklediği Muhalif Yezîtler; girdikleri evlerde, evin kadınının başına elini koyup, üç kere "Allahüekber" dedikten sonra, "Bu şimdi benim!" deyip götürüyor, bir süre sonra geri getirip yine elini kadının başına koyup üç kere "Allahüekber!" dedikten sonra, "Bu kadın yine senin, al!" diyorlar! Bu konuda sanal?ağda sayısız haber var!Böyle bir zûlmü, Kazıklı Voyvoda'nın bile yaptığını okumadık! Böyle bir zûlüm, dünyanın hiç bir inancında veya inançsızlığında yok!Müslim, gayr?ı müslim herkesin duyduğu bu iğrençliği yapanlara, yardımcı olmakta ısrar edenlerin; insanlıkları ve vicdanları sorgulanıyor! İnançlarını sorgulamak kimsenin işi değil!Başbakan'ı, bunlardan haberdar etmeyen danışmanlarının ve Dışişleri Bakanı'nın vicdanı defalarca sorgulanıyor! Çünkü her şeye rağmen, Kasımpaşalı rûhu, görmezden gelinemeyen Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu iğrençliklere göz yumabileceğine ben de ihtimal vermiyorum!Kaçarken "Allah!" diyene kullanılmış spor ayakkabı, kovalarken "Allah!" diyene her türlü silahı vererek sürek avları tertipleyen ve Müslümanı, Müslümana kırdırırken, bir başka Müslümanı da kendilerine duâ ettirebilen Haçlı senariste; hangi dilden, hangi şiddette küfür edeceğimi, bilemez durumdayım!Bizdeki şiddetli terörist çatışmaların olduğu dönemlerde, PKK'lıların kadınlarını?kızlarını öfkeli korucuların elinden silah zoruyla alıp; "Bizim düşmanımız, bunların kocaları! Kadınlara kızlara düşmanlık olmaz!" diyerek serbest bırakan, şu an hayatta ve bir sınır ilimizde etkin olarak siyaset yapan Türk Dostumu da iftihâr ederek hatırladım!Son sözü de yine Mehmed Âkif söylesin:"Hakk?ı hayatın daha çiğnenmedenKan dökerek almalısın merd isen!Çünkü bugün ortada hak sahibi,Bir kişidir: 'Hakkımı vermem!' diyen!"Bu bir kişinin de; bütün dinci eyyâmcılardan, mürâilerden farklı duruşu ile Ehl?i İslâmı Ehl?i Beyt Gemisi'ne davet eden Haydar Baş olduğunu da ben söyleyeyim vesselâm..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN"Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017