Geçtiğimiz günlerde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner bir TV programında, “Bir insanın Şii olması Hıristiyan olmasından kötü, çünkü Hıristiyan nihayetinde ehli kitaptır; üç dinden bir tanesindendir. Allah onu selamete de erdirebilir, belki cennete de koyabilir. Şii ise sapkınlık var orada dini bozmaya çalışmak var” dedi. Bu sözler aklı selim sahibi kesimler tarafından tepkiyle karşılandı. Böyle bir tepkiyle karşılaşınca Laçiner çark etti ve sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etti.
Öncelikle şunu ifade edelim, Şiiler Müslümandır, bizim öz be öz din kardeşlerimizdir. Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleme aldığı Ehl–i Beyt Külliyatı vesilesiyle geçtiğimiz yıl Bursa’da gerçekleştirilen Ehl–i Beyt Sempozyumu’nda Türkiye’den başta olmak üzere Suriye, İran, Irak ve Türk Cumhuriyetlerinden yüzlerce alim ve akademisyen katılmıştı.
Sempozyumda bulunmak bize de nasip olmuştu. Birçok televizyon kanalından da canlı olarak yayınlanmıştı sempozyum.
Aylar sonra Sedat Laçiner’in sarf ettiği yukarıdaki talihsiz sözlere en güzel cevap o sempozyumda verilmişti. Şii ile Sünni’nin arasında hiçbir fark olmadığını sempozyumu takip eden herkes orada müşahede etti.
Birileri fitne ağları örerken, daha o fitneleri gönüllerinden dışarı taşmamışken düzenlenmesine vesile olduğu Ehl–i Beyt Sempozyumuyla bu fitnelere en güçlü cevabı veren Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın hakkını asla ödeyemeyiz.
Asıl oyun başka…
Bunları ifade ettikten sonra meselenin önemli başka bir yönüne dikkatinizi çekmek istiyorum.
Türkiye’de Şii Müslümanları sanki Müslüman değillermiş gibi göstermek büyük bir planın parçası. Bu plan Şark Meselesi’nden, Dinlerarası Diyalog Projesi’nden ve Büyük Ortadoğu Projesi’nden (BOP) bağımsız bir plan değil.
Şark Meselesi’nin de BOP ve Dinlerarası Diyalog projelerinin hepsinin hedefi, İslam’dır, Müslümanlardır ve İslam coğrafyasıdır.
Arap coğrafyasını Osmanlı’dan koparmak için ajanları vasıtasıyla Şii–Sünni çatışması çıkarmak için her türlü entrikaya geçmişte başvurmuş olan batılı ülkeler bu emellerinden hala vazgeçmiş değillerdir.
Vazgeçmediler, çünkü İslam dünyasını bir daha bir araya gelemeyecek şekilde bölmenin yoludur Şii–Sünni çatışması...
Bunu sağladılar mı İslam ülkeleri yıllarca sürecek savaşların içine düşecek ve bu savaşlar belki de asla bitmeyecektir.
İşte büyük oyun budur.
Suriye–Türkiye ve İran–Türkiye arasında yaşanan gerilim bu plana hizmet ediyor. Bugün Türkiye’de Şii Müslümanları kâfirlerden bile kötü gösterme gayreti de işte bu planların parçasıdır.
Bu bağlamda Türkiye’yle İran ya da Suriye arasında çıkacak bir sıcak çatışmayla batılı ülkeleri bir taşla iki kuş vuracak.
Hem İslam coğrafyasının en güçlü ülkelerini birbirleriyle çatıştırarak karşılarında direniş ortaya koyabilecek ülkeleri kendi kendilerine yok ettirmiş olacaklar.
Hem de Sünni Türkiye ile Şii İran ve Suriye’yi çatıştırdıklarında Şii–Sünni çatışmasının fitilini de ateşlemiş olacaklardır.
İslam dünyası için asıl tehlike de budur. Şii–Sünni çatışması başladığında bir daha geri dönüş imkânsız olacaktır.
Türkiye’yi yönetenler inşallah basiretle davranırlar da şerde böyle bir çığır açılmasına ortak olmazlar.
Öncelikle şunu ifade edelim, Şiiler Müslümandır, bizim öz be öz din kardeşlerimizdir. Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleme aldığı Ehl–i Beyt Külliyatı vesilesiyle geçtiğimiz yıl Bursa’da gerçekleştirilen Ehl–i Beyt Sempozyumu’nda Türkiye’den başta olmak üzere Suriye, İran, Irak ve Türk Cumhuriyetlerinden yüzlerce alim ve akademisyen katılmıştı.
Sempozyumda bulunmak bize de nasip olmuştu. Birçok televizyon kanalından da canlı olarak yayınlanmıştı sempozyum.
Aylar sonra Sedat Laçiner’in sarf ettiği yukarıdaki talihsiz sözlere en güzel cevap o sempozyumda verilmişti. Şii ile Sünni’nin arasında hiçbir fark olmadığını sempozyumu takip eden herkes orada müşahede etti.
Birileri fitne ağları örerken, daha o fitneleri gönüllerinden dışarı taşmamışken düzenlenmesine vesile olduğu Ehl–i Beyt Sempozyumuyla bu fitnelere en güçlü cevabı veren Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın hakkını asla ödeyemeyiz.
Asıl oyun başka…
Bunları ifade ettikten sonra meselenin önemli başka bir yönüne dikkatinizi çekmek istiyorum.
Türkiye’de Şii Müslümanları sanki Müslüman değillermiş gibi göstermek büyük bir planın parçası. Bu plan Şark Meselesi’nden, Dinlerarası Diyalog Projesi’nden ve Büyük Ortadoğu Projesi’nden (BOP) bağımsız bir plan değil.
Şark Meselesi’nin de BOP ve Dinlerarası Diyalog projelerinin hepsinin hedefi, İslam’dır, Müslümanlardır ve İslam coğrafyasıdır.
Arap coğrafyasını Osmanlı’dan koparmak için ajanları vasıtasıyla Şii–Sünni çatışması çıkarmak için her türlü entrikaya geçmişte başvurmuş olan batılı ülkeler bu emellerinden hala vazgeçmiş değillerdir.
Vazgeçmediler, çünkü İslam dünyasını bir daha bir araya gelemeyecek şekilde bölmenin yoludur Şii–Sünni çatışması...
Bunu sağladılar mı İslam ülkeleri yıllarca sürecek savaşların içine düşecek ve bu savaşlar belki de asla bitmeyecektir.
İşte büyük oyun budur.
Suriye–Türkiye ve İran–Türkiye arasında yaşanan gerilim bu plana hizmet ediyor. Bugün Türkiye’de Şii Müslümanları kâfirlerden bile kötü gösterme gayreti de işte bu planların parçasıdır.
Bu bağlamda Türkiye’yle İran ya da Suriye arasında çıkacak bir sıcak çatışmayla batılı ülkeleri bir taşla iki kuş vuracak.
Hem İslam coğrafyasının en güçlü ülkelerini birbirleriyle çatıştırarak karşılarında direniş ortaya koyabilecek ülkeleri kendi kendilerine yok ettirmiş olacaklar.
Hem de Sünni Türkiye ile Şii İran ve Suriye’yi çatıştırdıklarında Şii–Sünni çatışmasının fitilini de ateşlemiş olacaklardır.
İslam dünyası için asıl tehlike de budur. Şii–Sünni çatışması başladığında bir daha geri dönüş imkânsız olacaktır.
Türkiye’yi yönetenler inşallah basiretle davranırlar da şerde böyle bir çığır açılmasına ortak olmazlar.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023