Bir telefonluk diplomasi

Armudun iyisini ayı yer diye bir özdeyişimiz var. Bu özdeyiş o kadar özümüze işledi ki, manava armudun iyisi var mı diye sorunca cevabı hazırdır; "Rusya'ya gönderdik."Ayı ile özdeş Rusya üzerlerinde "made in Turkish" yazılı zerzevatları ülkesine sokmama kararı aldı.Gerekçe iki akçe.Türk malı zerzevatta insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen bazı artı canlılar varmış.At sineği.Damarlarında kan yerine Rus viskisi dolaşan ayıcıkların hassasiyetine bir bakın hele. Adamlar nasıl bakar imiş meğer sağlığa.Yeri gelmişken bu "bakar" kelimesi üzerinde biraz durmak ve bir iki bilimsel(!) yorum yapmak istiyorum.Bakar kelimesi bakma fiilinden türemiş yamalı kelimedir.Arapça'da ise "bakara" kelimesi var ve anlamı inektir.Allah'ın Yahudilere kurban etmelerini emrettiği bir inekten bahsettiği için Kur'an'ın ikinci ve en uzun süresinin adı Bakara Sûresi'dir.Türkçe'deki bakar ile Arapça'daki bakara arasında hiçbir benzer yön olmadığı halde bazı haddini ve hüthütünü bilmezler, sırf hinlik olsun diye bu iki farklı kelimeyi birbirine karıştırırlar.Bunu bilmeyen zavallı vatandaşımız da, birisi ona "bakar mısın?" diye sorunca o da "evet" diye cevap verir doğru olarak. Olayın farkında olmayan garibim o anda maskara oluverir.Şu anda belki yoğun gündemden dolayı bu ciddi olayı kavramada yetkililer zorluk çekebilir.İlerisi için bu zaruri açıklamayı gerekli gördüm.Ben hiçbir zaman asıl anlamının dışında kullanmam bu riskli kelimeyi.Tekrar konumuza dönersek.Peki "Rus ayısının" üzerinde böcek var diye yemediği ürünler, ya da zerzevatlar nerede diye düşünüyor musunuz?Piyasada.Türk piyasasında yani.Biz yiyoruz.Kemal-i afiyetle hem de.Yıllar önce Çernobil felaketi sonrası da bir bakanın suflörlüğünde radyasyonlu çayı içmedik mi?"Aha ben içiyorum" dedi ve içti bakan bey.Bakan bey içer de seyreden beyler içmez mi?Tam da o yıllara denk düşen askerlik günlerimde parkamın cebini dolduran fındıkları mekanik bir el ahengi içerisinde bir bir ağzıma atmanın o doyumsuz zevkini hala yaşıyorum.Düşünün teknolojik bir piston. Ağzınızın hizasında avucu fındık dolu olduğu halde duruyor.Ağzınızdaki fındık bitince içgüdüsel olarak piston uyarlanıyor, ağzı kapakları otomatik olarak açılıyor ve ikinci fındık haznededir.Yani ağzınızda.Dünyada denetim menetim yapılamadan her çeşit ürünün girip afiyetle iç edildiği tek ülke Türkiye imiş.Gel ne olursan ol yine gel.İster radyasyonlu ol,İster mikrop taşı ister virüs.İster zehir ol ister zemberek.İster davul ol ister dümbelek.Gel.Yeter ki Türkiye'ye gel.Her işimiz ama özellikle de dış politikamız bir telefon ile şekillendiği için olsa gerek, yetkililer Putin beye bir telefon edince iş bu "Made in Turkish zerzevat" konusunu halledeceğini sanmış ama yanılmış. Eloğlu bizim gibi değil ya.Telefon melefon, melamin ve teflon bilmez ki.Çiçeği burnunda, kaktüsü boynunda bakan ilk icraat olarak Rusya'ya zerzevat ziyaretinde bulunmuştu.Ne demiş olabilir?Yahu Putin nettin?Niye almazsın bizim zerzevatları?Ahana şuraya yazıyorum. Ben memlekete dönene kadar eğer kararını değiştirip almazsan zerzevatları ben de satarım onları Çeçenlere.Onlar da yer zerzevatları ve seni mahvederler.Alıyor Putin'e bir korku ve giydiği gibi potinlerini düşüyor bakanın peşine bakan önde Putin arkada. En arkada da bakmayanlar var.Bu kez Putin yalvarıyor, yakarıyor ve film burada makaraya sarıyor.Almak ne kelime ayrıca böcek bile sipariş veriyor Putin.Viski ile iyi gidermiş at böceği.Bu yaz sıcağında sizi fazla yormamak için burada bitiriyorum.Beğenmeyen okumasın. Son birkaç gündür konu komşularda zehirlenmeler havada uçuşuyor.İnşallah yediğimiz gıdalardan değildir.İnşallah.