Bir yanlış çok doğruyu götürüyor

Türk milletinin köklü devlet geleneğini ve Türk demokrasisini, Serdar Denktaş'ın açık yüreklilikle ifade ettiği gibi "satın alınan oylar"a ve "kaldırılıp-indirilen parmakların sayısına" indirgeyenler yanılıyorlar.Sosyal, siyasal, ekonomik? vs hayatta, değil bir yanlış, bin yanlış, binlerce ve milyonlarca yanlış "bir doğru" etmez.Eder gibi görünebilir. Demokratik görünebilir. Hatta "demokrasi kılıfı"na bürünebilir. Lakin? Yanlışın kemiyeti ve keyfiyeti ne olursa olsun, hiçbir zaman "bir doğru" etmez. Bu yanlışların faturası er veya geç, devlet ve milletin önüne çıkar.Aynı şekilde, devlet ve millet hayatında bir yanlış, sadece "bir doğru"yu değil, "çok doğru"yu götürebiliyor.Türk milleti ve devleti, bugün, iki bahtsızlığı bir arada yaşıyor.Devlet ve millet olarak, hem geçmişin yanlışlarının faturası önümüze geliyor. Hem de maalesef geçmişten hiçbir ders almayanların kendi yanlışlarının "çok doğru" ettiği inancıyla vahim icraatlarını sürdürenlerin faturası önümüze geliyor. Bu arada bir yanlış, "birçok doğruyu" götürüyor.Devlet ve milletimiz adına tecrübe, ufuk, vizyon, iz'an, irfan ve akl-ı selim sahipleri, bu gidişatı toparlamakla mükelleftirler. Yüreklerini, çözümlerini ve badirelerden çıkış yollarını ortaya koymalıdırlar? Hem de el birlik, gönül birlik halinde!Bu temel hakikati, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, yıllardan beri anlatıyor, çözümler sunuyor.Devlet-millet, karşı karşıya getiriliyor; bu bir yanlıştır. Bu bir yanlış "çok doğru"yu götürüyor.Sivil-asker karşı karşıya getiriliyor; bu da diğer bir yanlıştır. Bu bir yanlış "çok doğru"yu götürüyor.Tek yürek tek bilet olması gereken milletin kesimleri, çeşitli manevralarla karşı-karşıya getiriliyor, bu yanlıştır. Bu yanlış, ülkede çok doğruları ve milli bütünlüğü götürüyor.Türk milletine hizmet etmesi gereken yasama, yürütme ve yargı erkleri hem birbiriyle didişiyor, hem de Türk milletinin talepleri yerine ecnebilerin talep ve talimatlarını icra ediyor. Bu da bir yanlıştır. Bu yanlış da, çok doğruyu götürüyor.Türk ekonomisi IMF'ye, iç politika AB'ye, dış politika ABD ve İsrail'e endekslenmiştir; bu yanlıştır. Bu yanlış "çok doğru"yu götürüyor.Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Merkez Bankamız, milletin emek ve üretimi karşılığında kendi TL'sini basmak yerine, ecnebilerin bastığı karşılıksız parayı faizli kredi olarak alıyor, bu kredi kadar TL'yi piyasaya sürüyor; dolayısıyla Gayri Safi Milli Hasıla yabancılara transfer ediliyor, piyasa parasızlıktan kan ağlıyor, bu yanlıştır. Bu yanlış, çok doğruyu götürüyor, milleti götürüyor, devleti götürüyor.İktidar mekanizması, adeta "intikam mekanizması" olarak, muhalefet mekanizması da "yangına körükle gitme" ve "iktidarın değirmenine su taşıma" düzeneği olarak çalışıyor, bu yanlıştır. Bu yanlış, devleti ve milleti götürüyor.Bütün bu temel gerçekleri, devlet-millet, sivil-asker herkese ve her kesime hatırlatan ve çözümler sunan tek siyaset, ilim, fikir ve gönül adamımız vardır, o da BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beydir. Bu bağlamda devlet ve milletimizin hayrına samimi tek bir adım dahi atmak isteyen her aklıselim sahibinin ilk uğrayacağı adres BTP olsa gerektir. Bu cümleden olarak Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongrelerinin düzenlenmesine paralel olarak 7-8 yıldan bu tarafa, dünyanın 60-70'ini aşkın devletinden üst düzey bilim adamları ve devlet başkanı danışmanlarının, Prof. Dr. Baş'tan kendi ülkeleri adına çıkış yollarını öğrenmek için seferber olmaları çok önemli bir işaret olsa gerektir.Bu vaziyet karşısındaki körlük veya "yarasa gözlülülk" de çok doğruyu götürüyor, hatta devlet ve milleti götürüyor. Görene? Köre ne?!