İşlerimin yoğunluğundan takip edemedim, yardımınızı istirham edeceğim.
Ne konuda mı?
Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in din eğitimi hakkında yaptığı ne yenir ne yutulur cinsten açıklamaları hakkında, basınımızın yüz akı (lütfen yumurta akıyla karıştırmayalım) ve dinî hassasiyeti daha çok TSK'ya hakaret yağdırmakla ünlü Vakit ne yazdı?
Nasıl tepki gösterdi?
Kur'an ezberlemeye son.
İlle de bir dini (İslam'ı) öğrenme dönemi bitti?
Kura ile din seçimine geçilecek.
Din mönüsü tek seçmeli olmaktan çıkartılıp çok seçenekli olacak.
Nasıl mı?
Sayın bakan beyin ifadesiyle;
Lokantaya gittiniz, sonsuz iştahınız var, önünüze bir mönü geliyor ve ancak iki tabak yiyebilirsiniz deniyor.
Bu mideye, pardon kalbe yapılacak en büyük haksızlıktır.
Kapitalist ekonominin temelini oluşturan mantık da bu;
"Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız" öyleyse nüfusun bir kısmını telef etmek gerek.
Aynen Millî Eğitim Bakanının din tarifi gibi.
İlle bir din ve ille de o bir dinin kuralları öğretilmeyecek.
Daha ne demişti Hüseyin Bey?
Abdets ve namaz konusunda pratik yapılmayacak.
Ve diğer "sözler."
Bütün bu; "bu milletin dinini yok etme anlamına gelen" son derece tehlikeli ve sakıncalı açıklamalara "yüzakı" Vakit nasıl bir tepki gösterdi?
Gerçekten de öğrenme için soruyorum.
Kaçırmışım, yo yo, keçileri değil, bu konuda yazılanları.
Keçilerim artık uğramıyor bana.
Can güvenlikleri kalmadığı için benden uzakta otluyorlar.
Başörtüsü hakkında "özel üniversitelerde de caiz değil" fetvasını veren YÖK Başkanı'na "Utan be!" diyen Vakit sayın Bakan'a ne dedi?
Bi şe cık demeli değil miydi sizce de?
Bakan Bey'in açıklamaları "yumurta akı" medyaya yansıdığı gün Ayhan Bilgin'in Vakit'te çıkan, "Şeytanî egemenliğin sonu yakındır" başlıklı yazsını okuyunca sayha atmaktan kendimi zor tuttum.
Çünkü üst katta yeni doğmuş bir bebek vardı ve alt katta kalp hastası bir ninemiz oturuyordu.
Geçenlere kalbi rahatsızlandı da benim Mustafa'm yardımına koşmuştu. Çünkü apartmanda bir tek Mustafa vardı.
Şöyle diyor sayın Bilgin:
"...dünyevî ikbal için Hakk ve hakikat düşmanlarına methiyeler düzenlerin de hüsranı yakın."
Müthiş bir cümle.
Peki şu ana kadar, bu milleti Hıristiyan yapmanın adı olan "dinlerarsı diyalog" aleyhinde kaç yazı okudunuz Vakit'te sayın Bilgin?
Bu sürecin Türkiye ayağını üstlenenler aleyhinde kaç makale okudunuz?
Köşedaşınız olan Kavaklı'nın o papazlara methiye, diyalog sürecine mersiye, istavroza aşık ölesiye yazılarına ne kadar tepki gösterdiniz?
Ve AB yalanıyla ülkenin sonunu hazırlayan "bazı kararlara" ne tepki gösterdiniz?
Niye göstermediniz yada?
Dünyevî değil de uhrevî menfaatler için mi?
Ülkede açılan ve binlerle ifade edilen kilise evleri,
Dağıtılan milyonlarca İncil,
AKP sayesinde çıkartılan bir kanunla şu ana kadar "cami yapma şartı" değiştirilip "ibadet hane yapma" şartıyla eklenerek akla hayale gelebilecek ne kadar inanış varsa ülkemizde ibadethane açmalarının temini,
Ve en son ifade edilen rakamla 300 bin insanının ülkede din değiştirmesi, (daha iyi anlaşılması için, Dini: İslam hanesine, Dini: Hıristiyanlık yazılması) siziler hiç mi ilgilendirmiyor?
Yoksa siz de sayın Şinasi Gündüz bey gibi, "korkmaya gerek yok, biz çok güçlü bir milletiz" diyenlerden misiniz?
Yazı başlığınızı keşke şöyle yazsaydınız;
"Şeyatîn-i insin" sonu yakındır.
Çünkü şu birkaç seneye sığdırılanları "Şeyatîn-i cin" bile beceremezdir de ondan.
Son sözümüz Hz. Peygamberin (as) Hz. Ebu Zer'e (ra) söylediği şu veciz söz olsun;
"Ey Ebu Zer, insan ve cin şeytanlarında Allah'a sığın."
Menfaat için dinini satanlar en başta sığınılacak olanlar olsa gerek.
Ne konuda mı?
Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in din eğitimi hakkında yaptığı ne yenir ne yutulur cinsten açıklamaları hakkında, basınımızın yüz akı (lütfen yumurta akıyla karıştırmayalım) ve dinî hassasiyeti daha çok TSK'ya hakaret yağdırmakla ünlü Vakit ne yazdı?
Nasıl tepki gösterdi?
Kur'an ezberlemeye son.
İlle de bir dini (İslam'ı) öğrenme dönemi bitti?
Kura ile din seçimine geçilecek.
Din mönüsü tek seçmeli olmaktan çıkartılıp çok seçenekli olacak.
Nasıl mı?
Sayın bakan beyin ifadesiyle;
Lokantaya gittiniz, sonsuz iştahınız var, önünüze bir mönü geliyor ve ancak iki tabak yiyebilirsiniz deniyor.
Bu mideye, pardon kalbe yapılacak en büyük haksızlıktır.
Kapitalist ekonominin temelini oluşturan mantık da bu;
"Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız" öyleyse nüfusun bir kısmını telef etmek gerek.
Aynen Millî Eğitim Bakanının din tarifi gibi.
İlle bir din ve ille de o bir dinin kuralları öğretilmeyecek.
Daha ne demişti Hüseyin Bey?
Abdets ve namaz konusunda pratik yapılmayacak.
Ve diğer "sözler."
Bütün bu; "bu milletin dinini yok etme anlamına gelen" son derece tehlikeli ve sakıncalı açıklamalara "yüzakı" Vakit nasıl bir tepki gösterdi?
Gerçekten de öğrenme için soruyorum.
Kaçırmışım, yo yo, keçileri değil, bu konuda yazılanları.
Keçilerim artık uğramıyor bana.
Can güvenlikleri kalmadığı için benden uzakta otluyorlar.
Başörtüsü hakkında "özel üniversitelerde de caiz değil" fetvasını veren YÖK Başkanı'na "Utan be!" diyen Vakit sayın Bakan'a ne dedi?
Bi şe cık demeli değil miydi sizce de?
Bakan Bey'in açıklamaları "yumurta akı" medyaya yansıdığı gün Ayhan Bilgin'in Vakit'te çıkan, "Şeytanî egemenliğin sonu yakındır" başlıklı yazsını okuyunca sayha atmaktan kendimi zor tuttum.
Çünkü üst katta yeni doğmuş bir bebek vardı ve alt katta kalp hastası bir ninemiz oturuyordu.
Geçenlere kalbi rahatsızlandı da benim Mustafa'm yardımına koşmuştu. Çünkü apartmanda bir tek Mustafa vardı.
Şöyle diyor sayın Bilgin:
"...dünyevî ikbal için Hakk ve hakikat düşmanlarına methiyeler düzenlerin de hüsranı yakın."
Müthiş bir cümle.
Peki şu ana kadar, bu milleti Hıristiyan yapmanın adı olan "dinlerarsı diyalog" aleyhinde kaç yazı okudunuz Vakit'te sayın Bilgin?
Bu sürecin Türkiye ayağını üstlenenler aleyhinde kaç makale okudunuz?
Köşedaşınız olan Kavaklı'nın o papazlara methiye, diyalog sürecine mersiye, istavroza aşık ölesiye yazılarına ne kadar tepki gösterdiniz?
Ve AB yalanıyla ülkenin sonunu hazırlayan "bazı kararlara" ne tepki gösterdiniz?
Niye göstermediniz yada?
Dünyevî değil de uhrevî menfaatler için mi?
Ülkede açılan ve binlerle ifade edilen kilise evleri,
Dağıtılan milyonlarca İncil,
AKP sayesinde çıkartılan bir kanunla şu ana kadar "cami yapma şartı" değiştirilip "ibadet hane yapma" şartıyla eklenerek akla hayale gelebilecek ne kadar inanış varsa ülkemizde ibadethane açmalarının temini,
Ve en son ifade edilen rakamla 300 bin insanının ülkede din değiştirmesi, (daha iyi anlaşılması için, Dini: İslam hanesine, Dini: Hıristiyanlık yazılması) siziler hiç mi ilgilendirmiyor?
Yoksa siz de sayın Şinasi Gündüz bey gibi, "korkmaya gerek yok, biz çok güçlü bir milletiz" diyenlerden misiniz?
Yazı başlığınızı keşke şöyle yazsaydınız;
"Şeyatîn-i insin" sonu yakındır.
Çünkü şu birkaç seneye sığdırılanları "Şeyatîn-i cin" bile beceremezdir de ondan.
Son sözümüz Hz. Peygamberin (as) Hz. Ebu Zer'e (ra) söylediği şu veciz söz olsun;
"Ey Ebu Zer, insan ve cin şeytanlarında Allah'a sığın."
Menfaat için dinini satanlar en başta sığınılacak olanlar olsa gerek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024