Biri bitiriyor, öteki başlıyor; artık gına geldi
İstanbul’un yeme-içme ve eğlence sektörü, turizme can verirken sürekli baskılarla adeta cezalandırılıyor. Orantısız denetimler, ekonomik darboğaz ve hukuki belirsizlikler binlerce işletmeyi iflasın eşiğine getirmiş durumda. Şehir ekonomisinin lokomotif sektöründe on binlerce çalışan işini kaybetme tehlikesi de yaşıyor.
13.05.2025 10:17:00
AHMET SAFA TERZİ
AHMET SAFA TERZİ





İstanbul'un uluslararası marka değerini yükseltme hedefinin bel kemiğini oluşturan yeme-içme ve eğlence sektörü, son dönemde giderek artan denetimler, ekonomik baskılar ve keyfi uygulamalar nedeniyle hayatta kalma savaşı veriyor. Vergisini ödeyen, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve kentin kültürel belleğini taşıyan işletmeler, adeta cezalandırılıyor. Küresel şehir vizyonuna sahip İstanbul'un en dinamik ekonomik bileşenlerinden biri olan yeme-içme sektörü; yalnızca gastronomi değil, aynı zamanda kültür, turizm ve yaşam tarzı deneyimini de temsil ediyor. Ancak sektör temsilcileri, son aylarda artan 'orantısız' denetimlerin faaliyetlerini sekteye uğrattığını, ekonomik sürdürülebilirliği ciddi biçimde tehdit ettiğini söylüyor.
Aynı anda 10 denetim!
Özellikle Kadıköy, Karaköy, Balat, Bomonti ve Beşiktaş gibi genç ve turist yoğunluklu bölgelerde faaliyet gösteren işletmeler, çevre rahatsızlığı, gürültü, tabela, müzik ruhsatı ve sigara alanları gibi gerekçelerle ardı arkası kesilmeyen denetimlerle karşı karşıya. Bazı işletmelere aynı ay içinde 10'dan fazla denetim uygulandığı, cezaların orantısız ve caydırıcı olmaktan çok 'yıldırıcı' olduğu belirtiliyor. Kadıköy Esnaf Derneği (KADIDER) Başkanı Süleyman Erdal Eroğlu, sektörün içinde bulunduğu durumu "Denetlemelerden değil, sistematik hale gelen sürekli psikolojik baskıdan bunaldık" ifadesiyle dile getirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.