Sevgili Dostlarım! Gönüldaşlarım!45 Yıllık birlikteliğe siyaseten benim son verdiğim Ülküdaşlarım, Yoldaşlarım! Bu seslenişim, size bu sıfatlarla -belki de- son seslenişim olacak! Bundan sonra da şimdiye kadar yaptığım gibi ortadan sesleneceğim ve sözümü kim üzerine alınırsa ona kalacak!Mutlaka her şeyin bir ilki vardır ve ilk olunca yapanı da, göreni de şaşırtır elbette! Bu ilklerden birisini Çalab'ım bana da nasip etti! Hikmetine suâl olunmaz hâşâ!Fakîri bizzat tanıyan dost veya hasımlardan da sorulacak olsa; "Mertdir! Dostuna dost, düşmanına düşmandır! Açık sözlüdür! Hatır haricinde hiç bir beşerî yaptırımın gücünün yetmeyeceği biridir!" derler... Bunu biliyorum ve bu bilme ile -enaniyyet yapmadan- nefsime zulmederek yaşıyorum!Dostlar!Sosyal Medya'da binlerce Sanal Arkadaş tarafından izleniyorum. Her birine tek tek müteşekkîrim. Bu ilgi, aynı zamanda benim, bana oto-kontrol uygulamama mecbûriyetimdir!Yaşadığım ömür ve kazandığım tecrübelerimin kaynağı olan Kars, Erzurum, Ağrı, Muş, Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak kaydıyla Türkiye'nin hemen her yerinde "Evim" saydığım Dost Evleri ve "Evimi Evleri sayacak" Dostlarım var Elhamdülillah...Allah (c.c.), cümlenin geçmişine rahmetler eylesin, Rahmetli Babam, bizi, Üç Öğüt'le büyüttü:"1- Oğlum! Önünüze gelen kuyuya tükürmeyin, gün gelir su içme zorunda kalırsınız. 2- Oğlum! Zengin olursanız sahâvetli (cömert), âmir olursanız merhâmetli olun. 3- Oğlum! El tutun, el tutun, el tutun! Becerebilirseniz ölün, dirilin yine el tutun çünkü el tutanın elini Allah tutar."Aynı öğütleri emînim ki Dedem Üç Oğluna yani Babam ve Amcalarıma vermişti. Şimdi de ben aynı öğütleri, oğullarıma, yeğenlerime ve bana yakın olan Gönüldaşlarıma aktarmağa çalışıyorum.Sevgili Dostlarım!Ben; 45 yıllık bir fikir binası duvarının nerdeyse temelinde olan şahsî tuğlamı çekip aldım!45 yıllık Dostlarımdan; "Örülü duvardan tuğla alınır mı?" sorularına ve sitemlerine -haklı olarak- muhatap oldum. Cevabım:- Duvar ve duvara sonradan sahip çıkan benden değilse bana ne duvardan? Şeklinde bir karşı soruyla oldu!Hayatım boyunca; ne bulunduğum yeri, ne de hiç bir dostumu terk etmedim! Allah'ım ve Dostlarım şahidimdir ama 1967'den beri içinde var olduğum bir fikrî hareketi, ma'lesef çok sabredip, çok direnmeme rağmen terke mecbûr oldum! Terk etmeseydim öfkemden çatlar, ölürdüm!Ne terk ettiğim yerden, ne de beni terke mecbûr eden sebep ve şahıslardan bahse tenezzül etmeyeceğim! Çünkü onlar, beni kaybettiler! Benim bir kaybım yok!Sadece sayıları belli olan ve her geçen yıl Emr-i Hakk'la azalan kadim dostlarıma özlemim var! Onların da beni özlediklerini biliyorum! Bu bilmekle kahrolduğum kadar iftihâr da ediyorum!Aklın sadece bende olmadığını; sebepler içinde sebepler yaratarak benzerleri buluşturan Rabbim'in hikmetiyle o dostlarla buluşmuştuk! Tamamının benim yaşadığım benzer sıkıntıları yaşadıklarından emînim hatta biliyorum! Buna rağmen onları bulunduğum yere davet edip etmeme konusunda kararsız davrandım! Zaten onları değil, birlikte bulunduğumuz partiyi terk ettiğim için üzdüğümü bildiğim dostlarımı, bir de bu davetimle üzmekten korktum! Bir araya geldiğimizde sebepleriyle anlattığımda hüsn-ü kabul gördüğünü de görüyorum ama!Sıkıntıların paylaşıldığında azaldığını; sevinç ve refâhın paylaşıldıkça arttığını da yaşadığım ömrüm sayesinde, dostlarımdan öğrendim.Ömrümün en huzûrlu iki yılını yaşadığımı şükrederek söyledim, söylüyorum, söyleyeceğim ve elbette yaşadığım -Allah'ın nasîbi- huzûrumu, artık kadim dostlarımla paylaşmak istiyorum!Gönlümle biat ettiğim Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca ve Kurmayları hariç, diğer partili kardeşlerimi hâlâ tanımakla ve kendimi olduğum gibi yaşayarak tanıtmakla meşgûlüm. Bazen zorlandığım, bazen beni izleyenleri hayrete düşürüp zorladığım anlar olmuyor değil ama samîmiyetin boyu aştığı bir camiâdayım hamd olsun. Dolayısıyla şaşırmalarım da, şaşırtmalarım da uzun sürmüyor!Velhâsıl yakında önümüzde bir seçim var Dostlar!Demokrasi iken İleri Demokrasi'ye terfî ettirilen, dönüştürülen ve "Amaç değil araçtır! Gereken durakta inilecek tramvaydır" tarifi ile Demokratmış gibi yapan AKP ve kurmayları ve güya ona Muhalefet ediyormuş gibi yapan Meclis'te Gurubu olan partilerin sergiledikleri benzer siyâsi atraksiyonlarla seçim sonucu, mevcuttan farklı çıkmayacakmış gibi gösteriliyor!Gerçekten muhalif ve dik karakterli insanlar, ha bire parti kuruyorlar! Aymazlıkta, teslîmiyetçilikte benzer kişi ve partiler; el birliği ile geliştirdikleri ve "Sistem" dedikleri "Sistemsizlik" ile hepimize, dolayısıyla Türk Milletine zûlmediyorlar!Bu zûlme ve zâlimlere duyulacak bir sesle; "DUR!" diyebilmek için, "Artık Gerçekten SÖZ MİLLETİN!" diyebilmek için, sesimi duyan 45 yıllık omuzdaşlarımdan, yol arkadaşlarımdan ve 45 yıllık siyâsi hasımlarımdan, "Birlik İçin Destek" istiyorum!Ülkemizi ve milletimizi bu bâdireden sağ-sâlim çıkarttıktan sonra eğer gerekiyorsa yeniden ayrılalım! Yüce dağa kar olup; bir o yandan, bir bu yandan biz yağalım! Yeniden ülke ve mes'elelerini paylaşalım. Ülke önce milletin yani bizim olsun, sonrasına bakalım!TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA -Vallâhi- TANRI, TÜRK'Ü KORUMAZ Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017