logo
25 NİSAN 2024

Bisturi mi? Müdahale mi?

14.02.2012 00:00:00
Tıpta, işin içine bisturinin girdiği –iyi ki varlar– doktor ve hemşirenin yaptığı her olumlu işleme “müdahale” adı verilmektedir. Uluslararası ilişkilerde ise ABD’nin giriştiği –Allah korusun– her işgalci işleme de aynı ad, “müdahale” denilmektedir. Ancak son zamanlarda ABD’nin 1,5 milyon ölü bırakarak Irak’tan çekilmesiyle, Arap Baharının en son ulaştığı yer Suriye’de müdahale ve maşa sözcüklerinin yanında, Türkiye de yer almağa başlamıştır. Birinci Körfez Savaşı öncesinde, eğer zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay istifa etmemiş olsaydı, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin yayılmacı güçlerin müdahaleci maşası olma rolü daha Birinci Körfez Savaşında başlamış olacaktı.
Anımsanıldığı gibi, son derece tantanalı bir şekilde Birinci Dünya Savaşından üççeyrek asır sonra, ABD çıkarları için bir koyup üç alma bağlamındaki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Arap çöllerine eylemli olarak gönderilmesi olgusu VIII. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın açılımları olarak ortaya konulmuştu. Son derece hararetli tartışmalarla önce MGK’nın asker üyelerinin daha sonra da Genelkurmay Başkanı’nın bir başına Irak’a müdahalenin yanlış olacağı görüşünde diretmeleri beklenilen Torumtay’ın istifası sürecini getirmişti. Askerler Ortadoğu’ya Türkiye Cumhuriyeti’nin “Milli Askeri Stratejik Konsepti” gereği Cumhuriyetin kazanımlarını riske atmamak için ulusal düzeyde ihtiyatlı yaklaşmışlardı. Ancak iktidarın kapalı kapılar arkasında vermiş olduğu taahhütleri gereği TSK’nin kullanılması o vakitlerin yaşanılan sürtüşmelerini de beraberinde getirmişti. MGK’nın asker üyelerinin, TSK’nin Irak’a müdahale etmesi ve TC’ne gelmesi istenilen ABD askerlerine gelmemesi yolundaki milli duruşları, İkinci Körfez Savaşı öncesi TBMM’nin 1 Mart 2003 tezkeresine de yansımış ve tezkere TBMM’de yeterli oyu almayarak reddedilmişti.
Ancak VIII. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın açılımları ve ABD’nin 2003 yılında Irak’a bir başına müdahale etmesi sonrası, “Kürt Ulusu”nun inşa sürecini hızlanmış, “Kürdistan”ın kurulması yolunda ABD’ye koşulsuz biat eden iki Kürt aşiret liderinin akıl almaz yükselişi ve PKK’nın Kandil bölgesine güvenli bir biçimde yerleşimini de sağlamıştı.
Türkiye Cumhuriyeti benzer şekilde bu sefer de ABD’nin 1 Ocak 2012 tarihinde Irak’tan çekilmesiyle başka bir oldubittiyle “Suriye’ye Müdahale” sorunuyla karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır. Kuşkusuz bu sorun akşamdan sabaha kotarılmış bir olgu değil, daha önceden kapalı kapılar arkasında ABD’ye verilen taahhütlerin bir göstergesidir. Ortaya çıkan emareleri ile verildiği kabul edilen bu taahhütlerin en önemlisi, TSK’nın Paxamericana’nın çıkarları doğrultusunda kullandırılması meselesi olduğu değerlendirilmektedir. Herkes tarafından kabul edilmektedir ki, Irak’tan askerini çeken ABD, varlığını TC üzerinden ve TSK’yı bölgede olası savaş alanında bir müdahale kuvveti olarak kullanmak istemesini bir hedef olarak ortaya koymuştur.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nden beklenilen vizyonik görev, Suriye’de barışı etkileyebilecek olumsuz her durum ve olasılığı ortadan kaldırarak, bisturinin yaptığı olumlu işlem gibi barışçı çözüm için tüm akılcı olanakları seferber etmek olmalıdır.
 
YeniMesaj / diğer yazıları
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.