Selâm Türk Milleti, selâm Türkiye!Selâm Efeler, selâm Ege, selâm Anadolu!Duâlarımdasınız, gönlünüze muhâcirim, duâlarınıza muhtâcım! Sövseniz de, kovsanız da Kâinat Devleti Seferi'ne sizi de katmadan ayrılmayacağım aranızdan!Türk Milleti!Biz, yani İkinci Kuvay-ı Milliyeciler, size fedâyız! Ortak değerlerimizin fedâileriyiz!Biz, sizin yerinize de; "Ve dirildik ölümü öldüren bir ölüşle!" Türk tavrımızla ölmeye gönüllüyüz!Biz; yüzlerce, binlerce, hatta on binlerce "Dipdiri meyyit!"in inâdına, şehît olarak ölümsüzleşmeyi seçen Cihad Müslümanı Türkler'iz!Biz; bizden ve sizden başkasına asla benzemeyiz!Mevcut siyasilerin ve partilerin tamamına benzemekten de Allah'a sığınırız! Ama onlar bize benzemeye çalışırlar! Bizim gibi davranmaya uğraşırlar! Rol yapar bizi taklit ederler çünkü; biz Tatar Ramazan'ız, onlar Kadir İnanır!Biz, size kızmayı, oy vermediniz diye sövmeyi ilm-i siyâset diye belleyen nankörlerden olmayız! Biz, size kendimizi tanıtarak bizim sizi sevdiğimizin yüzde biri kadar da olsa sevdirinceye dek yanınızda, yörenizde, çevrenizde, içinizde olacağız!Türk Milleti! Yüksek Türk!Biz, yani Bağımsız Türkiye Partisi kadroları biliyoruz ki; Türk Milleti, Devletin asıl sahibidir.Türk Milleti'ne; keferenin verdiği ad ile Turqia'da, yani Türk Vatanında, hiç kimse, vatandaş tavrı takınamaz!Çünkü Türk; devletin kurucusu, Vatanın tapucusu, Bayrağın alemdarıdır!Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Milletinindir! Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir!Çünkü Türkiye adlı coğrafya, Türk Milletinin kanıyla canıyla yoğurarak vatanlaştırdığı topraklardır.Tapusu Türk Milletinindir! Tapu belgesi bu uğurda verilen Şehitler; mührü ise şehit mezarlarıdır!Gayr-ı Müslîmler, Türk olmayanlar -mesela- Frigler, Arzawalılar, Kaşkalar, Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Rumlar, Romanlar, özetle bu coğrafyada yaşayan Müslüman ve Türk olmayanlar, Türk Milletinin vatandaşlaştırıp milletten ettikleridir!"Ne mutlu Türk'üm diyene" diyenler; Türk Milletinin, Türk Devletinin vatandaşlarıdır!Biz, yani Türk Milleti Tanrı kılavuzluğunda bu coğrafyaya geldiğimizde, burada yaşayanlar vardı! Hem vardı, hem de birbirlerini vahşîce kırıyorlardı! Kimi kabilecilikle, kimi mezhep fanatizmi ile, kimi siyasi hakimiyet arzusu ile, kimi taşeronluk ettiği bir gücün adına şövalyelikle birbirlerini yiyorlardı!Bu coğrafyada yaşayan yetmiş iki millet ve farklı farklı diller, farklı dinler vardı! Hepsi birbirine hasım, hepsi birbiriyle kanlı-bıçaklıydı! Eşkıyalık meslek, yol kesmek maharet, cellatlık iş, canilik-katillik gladyatörlüktü!Bu coğrafyada; güneş vardı! Ormanların ovaların yeşili vardı! Gökün ve denizin mavisi vardı! Güzellikler bir aradaydı ama bu güzel bereketli topraklarda kan vardı!Bu karmaşa ve kargaşada; Pîr-i Türkistan Hâce Ahmet Yesevî'nin; "Var git! Kaçanla kovalayanı, arslanla ceylanı barıştır, bir et!" Buyruğuyla Anadolu'ya gelen Hünkâr Hacı Bektaş'ın muhabbet teknesinde yoğurulan, Müslümanlaşan-Türkleşen Anadolu'nun sahibi; Türk milleti, yani biz olmuşuz!Bizim ilimizde, yurdumuzda, vatanımızda; Türk'e, Türk Milletine vatandaş sıfatını yakıştıranlar aşağılık kompleksine yakalanmış, tedavilik işbirlikçilerdir! Boyunlarındaki mücevherat süslü tasmalarını övünerek taşıyan teslîmiyetçi Haçlı kapı kullarıdır!Bu coğrafya birbirini yerken; dört yanda düşman bırakmayıp başlıya baş eğdirip dizliye diz çöktüren; farklı din ve dilden halkları bir araya toplayıp milletleştiren; sonra açı doyuran, çıplağı giyindiren, yoksulu bay eden Türk milletine vatandaş diyen aydın maskeli cahiller, ucuz işbirlikçilerdir!"Yüksek Türk! Senin için yükselmenin hudûdu yoktur!" Mustafa Kemal Atatürk inancı, inancımızdır!Bu yüzden biz İkinci Kuvay-ı Milliyeciler, yani siyaseten de Bağımsız Türkiye Partisi kadroları köylerdeyiz, ıssız sokaklar(!)dayız, karanlık yollar(!)dayız, meydanlardayız!Size, sizi anlatmakla başladık işe! Sizi topyekûn Ehl-i Beyt Gemisi'ne bindirinceye kadar, hep birlikte Kâinat Devleti Seferi'ne çıkıncaya kadar da anlatmaya, ayıktırmaya devâm edeceğiz!Biz, sizden vazgeçemeyiz Türk Milleti! Biz, kendimizden vazgeçmeyiz!Başımızda Baş'ımız, heybemizde aşımız, On iki İmam yoldaşımız Sefer-i cihât'tayız!Yolumuza çıkan sürüleri bozkurtça dalıp dağıtıp, sonra kafilemize katarak yürüyoruz, yürüyeceğiz!Ta ki Kadim Atamız Oğuz Kağan'ın; "Gök çadırım, güneş bayrağım!" diye sınırlarını çizdiği Kâinat Devleti'ni kuruncaya kadardır seferimiz!Beş dakika geç gelen, Vallahi geç kalmıştır! Geç kalmak ta vebaldir Türk Milleti!"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017