Bütün mahlukat Cenabı Hakk'ı ararken, reva mıdır ki varlık alemine kul olma kastıyla gelen insan Allah'ı aramasın? O da Rabbini arıyor. Yüce Allah ayet-i kerimede: "Ben Adem'e kendi ruhumdan üfledim" (Hicr 15/29-Sâd, 38/72) buyuruyor.
İnsanda nefha-i ilahi var. Yani biz insanda, varlıkların hiç birinde olmayan öyle bir cevher var ki, bu, Allah'ın nefha ettiği ilahi bir hakikattir. O bakımdan insanı anlamak, bilmek zor, belki de imkansızdır. Batı literatüründe, bu manada insan meçhuldür. Niye? Çünkü ayette şöyle buyuruluyor: "Sana ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh, Allah'ın emrindedir. Bu konuda size çok az ilim verilmiştir." (İsrâ; 17/85)Her şeyi bilme iktidarına sahip olan insan, ne ilginçtir ki, kendisini bilmez. Saatlerce belki bir manzarayı, her hangi bir eşyayı oturur, anlatır, kaleme döker; fakat senelerdir beraber olduğu kendisini 15-20 dakika anlatamaz. Çünkü biz kendimiz hakkında çok az bir ilim sahibiyiz. Peki tabii bilgiler olarak çok az bilgi sahibi olan insan, acaba manevi yönden kendisini keşfedemez mi? Burada akla şu soru gelebilir; Nasıl oluyor da, Allah, bizi, hem bilinmek için yaratıyor, hem de kendimizi bilemiyoruz? Burada esas şudur: "Kendini bilen Rabbini bilir." (Hz. Aişe'den (r. anhâ) şöyle rivayet edildi: Resûlüllah'a (as) soruldu: "İnsanlardan Rabbini en iyi bilen kimdir?" "Kendini en iyi bilendir" buyurdu." Keşfu'l Hafâ, el Aclunî, Beyrut 1988, c. 2, s. 262) Abdülkerim Ciyli diyor ki; "İnsan hem halkın mukabili, hem Hakk'ın mukabilidir." Yani bir ayinedir/aynadır insan, ayine-i ilahidir. Batı medeniyetinde insan bu ölçüde bilinmez. Mesela Alex Carel "insan bu meçhul" diyor; doğrudur. "Ben" denilen şeyden insan habersiz olur da onun mahiyetini anlayamaz ise onu anlatamaz. Ama bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde nefsini tanıdığın zaman, -çünkü o köprü oluyor- Rabbini tanımış oluyorsun. Dolayısıyla işin özü insanın kendini tanımasıdır.Bugün, bu manada bir tanıma olmadığı için de insanlık korkunç bir bunalımdadır. Fevkalade bir buhrandadır. Neyi aradığını bilmeyen insan, kıtaları keşfediyor, icatlar yapıyor, şunları-bunları etrafına dolduruyor, yine de tatmin olmuyor, ne yapsa bir türlü doymuyor.
İnsanda nefha-i ilahi var. Yani biz insanda, varlıkların hiç birinde olmayan öyle bir cevher var ki, bu, Allah'ın nefha ettiği ilahi bir hakikattir. O bakımdan insanı anlamak, bilmek zor, belki de imkansızdır. Batı literatüründe, bu manada insan meçhuldür. Niye? Çünkü ayette şöyle buyuruluyor: "Sana ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh, Allah'ın emrindedir. Bu konuda size çok az ilim verilmiştir." (İsrâ; 17/85)Her şeyi bilme iktidarına sahip olan insan, ne ilginçtir ki, kendisini bilmez. Saatlerce belki bir manzarayı, her hangi bir eşyayı oturur, anlatır, kaleme döker; fakat senelerdir beraber olduğu kendisini 15-20 dakika anlatamaz. Çünkü biz kendimiz hakkında çok az bir ilim sahibiyiz. Peki tabii bilgiler olarak çok az bilgi sahibi olan insan, acaba manevi yönden kendisini keşfedemez mi? Burada akla şu soru gelebilir; Nasıl oluyor da, Allah, bizi, hem bilinmek için yaratıyor, hem de kendimizi bilemiyoruz? Burada esas şudur: "Kendini bilen Rabbini bilir." (Hz. Aişe'den (r. anhâ) şöyle rivayet edildi: Resûlüllah'a (as) soruldu: "İnsanlardan Rabbini en iyi bilen kimdir?" "Kendini en iyi bilendir" buyurdu." Keşfu'l Hafâ, el Aclunî, Beyrut 1988, c. 2, s. 262) Abdülkerim Ciyli diyor ki; "İnsan hem halkın mukabili, hem Hakk'ın mukabilidir." Yani bir ayinedir/aynadır insan, ayine-i ilahidir. Batı medeniyetinde insan bu ölçüde bilinmez. Mesela Alex Carel "insan bu meçhul" diyor; doğrudur. "Ben" denilen şeyden insan habersiz olur da onun mahiyetini anlayamaz ise onu anlatamaz. Ama bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde nefsini tanıdığın zaman, -çünkü o köprü oluyor- Rabbini tanımış oluyorsun. Dolayısıyla işin özü insanın kendini tanımasıdır.Bugün, bu manada bir tanıma olmadığı için de insanlık korkunç bir bunalımdadır. Fevkalade bir buhrandadır. Neyi aradığını bilmeyen insan, kıtaları keşfediyor, icatlar yapıyor, şunları-bunları etrafına dolduruyor, yine de tatmin olmuyor, ne yapsa bir türlü doymuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.