Bir milletin varlığını sürdürebilmesi için en temel yapı olan ailenin korunması gerekmektedir.
Ailenin korunması da o ailenin olmazsa olmazı olan kadının korunmasıyla alakalıdır.
Durum böyle olması gerekirken, maalesef ülkemizde aile dramları, aile içi şiddet ve özellikle de kadın cinayetleri sürekli artmaktadır.
AKP hükümeti 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmişti ama sadece bir yıla isim vererek sorunlar çözülmüyor.
Eğer çözülseydi, geçen yıl da "Emekliler Yılı" ilan edilmişti, emeklilerin mağduriyetinin daha da arttığı bir yıl oldu.
Kadın cinayetleri ile ilgili açıklanan son rapor durumun vahametini açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), Ekim 2025'e ilişkin kadın cinayetleri raporunu açıkladı. Rapor özetle şöyle:
1-31 Ekim tarihleri arasında 27 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 5 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayda geçti.
Cinayette hayatını kaybeden kadınların medeni durumlarına bakıldığında, 12'sinin evli, 6'sının bekar, 6'sının boşanmış olduğu tespit edildi.
Yaş aralığına bakıldığında, katledilen en genç 17 yaşında, yaşça en büyük ise 69 yaşındadır. 36-50 yaş aralığındaki kadınlar, yüzde 48 ile en yüksek orana sahiptir.
Cinayetlerin faillerine baktığımızda, kadınların 9'unun aile içindeki erkekler tarafından öldürüldüğü görülmektedir.
Bu dönemde 6 kadın boşandığı veya boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından öldürülmüştür.
Bunun yanı sıra, 5 kadın ayrılmak istediği erkek, 1 kadın kızının bağlantılı olduğu erkek ve 1 kadın da tanıdığı bir erkek tarafından katledilmiştir.
Öldürülme yöntemleri incelendiğinde, en yaygın yöntemin ateşli silahlar olduğu ortaya çıkmaktadır.
Cinayetlerin 16'sında ateşli silah kullanılmış, 6 kadın kesici aletlerle, 1 kadın yüksekten düşerek ve bir kadın da boğularak katledilmiştir.
2025'in ilk 10 ayında ise 317 kadın erkekler tarafından öldürüldü; bunların 241'i kadın cinayeti, 76'sı ise şüpheli ölüm olarak kaydedildi.
Kadınların en çok aile içindeki erkekler tarafından öldürüldüğü tespit edildi.
Olayların yüzde 63,5'i kadınların kendi evlerinde gerçekleşti; en yaygın öldürülme yöntemi ateşli silahlar oldu.
Raporu analiz etmemiz gerekirse:
2025 yılında her gün 1 kadın cinayetle hayatını kaybetmiştir.
Öldürülen kadınların çoğunun kendi evinde bir yakını tarafından öldürülmesi, ülkemizde aile müessesesinin ciddi hasar aldığını göstermektedir.
Veriler, hükümet politikalarının aileyi ve kadını koruyamadığını ortaya koymaktadır.
Ailelerin çoğunun dar gelirli olması, kadınların ekonomik ve sosyal güvencelerinin olmaması, bu şiddet tablosunun oluşmasında önemli bir etkendir.
Ayrıca eğitim sistemi, toplum bilincinin oluşması, ahlaki değerlerin korunması konusunda oldukça yetersizdir.
Bazı cinayetlerin, gerekli şikayetlerin yapılmasına rağmen gerçekleşmesi koruyucu yöntemlerin de yetersizliğini göstermektedir.
Kadın ve aileyi korumak istiyorsak, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izini takip etmeliyiz.
O, kadına seçme ve seçilme hakkı vererek yönetimde söz sahibi kılmıştır. Onun sayesinde kadın toplumun her kademesinde önemli görevler üstlenir hale gelmiştir.
Kadının aile ve toplum içindeki konumu Atatürk sayesinde güçlenmiştir.
Atatürk, kadınların statülerini, haklarını ve güvencelerini kanunlarla koruma altına almıştır.
Bize düşen de bu ve benzeri adımları daha da öteye taşımaktır.
Bu noktada Bağımsız Türkiye Partisi, tüm siyasi partilere örnek olmaktadır.
BTP'nin yönetim kadrolarında kadınların ağırlığı vardır. Kadınların sorunlarını en iyi kadınlar bilir ve çözümler sunar prensibiyle olaya yaklaşılır.
Genel seçimlerde YSK'ya sunulan milletvekili listesi, fermuar liste şeklindedir, yani yüzde 50'si kadın yüzde 50'si erkektir.
Yerel seçimlerde de belediye başkan adaylarının önemli bir bölümü kadındı.
BTP'nin ilk girdiği 2002 seçimlerinden bu yana kadınlara yönelik projeleri oldukça dikkat çekicidir.
Özellikle de kadınlara "ev hanımı maaşı" ve ayrıca "vatandaşlık maaşı" bağlanması, hiçbir pirim ödemeden emeklilik hakkı tanınması bunların başlıcalarıdır.
Ekonomik güce sahip olan bir kadın, özgüveni yüksek olur ve kendini daha güvende hisseder.
BTP'nin, aileyi ve kadını koruyan ve güçlendiren daha birçok bilimsel projesi vardır.
Öte yandan BTP'nin 81 ilde başlattığı "Geleceği Savunmak" programları da her ne kadar gençleri uyuşturucudan, çetelerden, sanal bahisten koruma odaklı olsa da, temelde ailelerin de korunması vardır.
- Ekümenikliğe uygun bir Ruhban Okulu planı / 06.11.2025
- Vatandaşların mağduriyeti, rantiyenin kazancı oluyor / 05.11.2025
- ABD Büyükelçisi'nden 'Türkiye-İsrail işbirliği' vurgusu / 04.11.2025
- İmralı ile müzakere süreci: Hayallere karşılık, gerçek tavizler / 01.11.2025
- Et tüketiminde Zimbabve'nin bile gerisindeyiz! / 31.10.2025
- Gebze'de yıkılan binanın bize anlattıkları / 30.10.2025
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025

















































































