21 Aralık Pazartesi günü; "ODED YİNON PLANI"ndan bahsetmiş ve bu konuya devam edeceğimizi söylemiştik.
Yıllardır Suriye ile fiilen savaşta olmasına rağmen aylardır sesi?soluğu çıkmayan İsrail'in, ?ısrarlı tahriklerle? Rus uçağının düşürülmesinden sonra birden bire ortaya çıkarak sanki Kaf Dağı'ndan kar bağışlıyormuşçasına arzı endam etmesi, nüfusunun % 99'u Müslüman olan Türkiye'ye doğal gaz ikramında bulunması tesadüf müdür?
Asıl şimdi İsrail'e; "Van minüt?One minute" demek gerekmez mi?
Plana dönelim:
Oded Yinon Planı (*); 1982 yılında, "Dünya Siyonist Örgütü"ne bağlı İbranice yayın yapan "Kivunim" de yayınlanmış bir rapordur. İsrail Dış işlerinin eski bir görevlisi olan Oded Yinon tarafından hazırlanmış ve ABD'nin; "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi"nin de katkılarıyla hiç aksamadan adım adım gerçekleştirilmiştir.
Bu rapordan ilginç bazı cümle veya paragrafların altını çizmek istiyorum:
"... Hakim süreçte, Rönesans'tan yana batı medeniyetinin yaşam şartlarını ve elde ettiği başarıları destekleyen önemli bir köşe taşı olan rasyonalist, insani bakış açıları sona ermiştir."
"... Eşitlik ve toplumsal adaletle ilgili yaklaşımlar sosyalizm ve özellikle de komünizmtarafından gülünç bir konuma düşürülmüştür."
"... Dünyadaki (yeraltı) kaynaklar üzerinde gerçekleştirilen savaş, Arapların petrol üzerindeki hakimiyetleri ve Batının ihtiyaç duyduğu hammaddelerin çoğunu üçüncü dünya ülkelerinde ithal etmek zorunda kalması, Sovyetler Birliği'nin temel amaçlarından biriİran Körfezi ve dünyanın mineral kaynaklarının büyük bir bölümünü barındıran Afrika'nın güneyindeki dev kaynaklar üzerinde kontrolü ele geçirmek suretiyle Batı'yı yenilgiye uğratması dikkate alındığında, bugün yaşadığımız dünyayı dönüştürmektedir."
BURAYA LÜTFEN DİKKAT!
"... Her ne kadar giderek artan askeri gücü nedeniyle İsrail'e karşı en büyük tehdit olmaya devam etse de, 1980'li yıllarda karşı karşıya kalacağımız en büyük stratejik problem Arap?Müslüman dünyası değildir.
Tıpkı Lübnan'da, İran'da ve Suriye'de tanık olduğumuz üzere Arap dünyası, kendi başına yıkıcı bir nitelik arz eden etnik azınlıklar, hizipleşmeler ve iç krizler nedeniyle temel problemleriyle baş edebilecek bir durumda değildir ve ayrıca uzun vadede İsrail devleti için gerçek bir tehdit olmaktan uzaktır, ancak kısa vadede şu anki askeri gücü büyük bir önem arz etmektedir. Uzun vadede, Arap dünyası, çok büyük değişiklikler geçirmediği takdirde bizim çevremizdeki şu anki varlığını devam ettiremeyecektir.
Müslüman Arap dünyası, halklarının arzusu ve rızası göz önünde bulundurulmaksızın 1920'li yıllarda Fransız ve İngilizlerin geçici bir süreliğine inşa ettiği tıpkı iskambil kağıtlarından yapılmış bir görünüm arz etmektedir.
Bu gelişme sonunda Arap dünyası, hepsi de birbirine düşman azınlıkların ve etnik grupların oluşturduğu 19 ülkeye bölünmüştür. Böylece Adap?Müslüman devletler kendi içlerinde etnik toplumsal yıkımlarla yüzyüzedirler ve kimileri çoktan iç savaşa başlamıştır bile"
"... Arapların yanı sıra, diğer Müslüman devletler de benzer bir bölünme içerisindedirler."
"Fas'tan Hindistan'a, Somali'den Türkiye'ye değin var olan ulusal etnik azınlık yapıları istikrarsızlığın yokluğunu ve bütün bir bölgede hızla gelişme gösteren dejenerasyonu ortaya koymaktadır. Bu büyük ancak parçalı İslam dünyasında sadece birkaç tane zengin ülke bulunurken büyük bölümünü ise fakirler oluşturmaktadır."
"... Süveyş Kanalı'ndan gerçekleştirilen petrol taşımacılığı gelirlerinden ve jeomorfolojik olarak bölgedeki petrol zengini ülkelerle benzer özellikler taşıyan Sina Yarımadası'ndaki büyük petrol, doğal gaz ve diğer doğal kaynakların kaybedilmesi yakın bir gelecekte enerji sorunuyla baş?başa kalmamıza yol açacak ve ekonomimize büyük zararlar verecektir."
"... Daha sonraki süreçte tıpkı Lübnan gibi Suriye ve Irak'ın da etnik ve dini bölgelere ayrılması şeklinde ortaya çıkacak parçalanması İsrail'in bölge için uzun vadeli amacıyken, söz konusu bu ülkelerin askeri güçlerinin etkisizleştirilmesi kısa vadeli hedefi oluşturmaktadır. Suriye, bünyesinde barındırdığı etnik ve dini yapılara uygun bir şekilde, tıpkı Lübnan'da olduğu gibi birkaç bölgeye ayrılacaktır.
"... Böylece kıyı bölgelerinde Şii?Alevi devleti, Halep civarında Sünni bir devlet, kuzey komşusuyla husûmet içerisinde olan bir başka Sünni devlet ise Şam'da kurulacaktır."
"... Tıpkı Osmanlı yönetiminde Suriye'de olduğu gibi, Irak'ta da etnik ve dini bölgeler şeklindeki parçalanmışlık mümkün gözükmektedir. Bu çerçevede, üç (veya daha fazla) devlet, Basra, Bağdat ve Musul gibi üç önemli şehir merkezli olmak üzere bir oluşum sergileyecektir."
"... Dünyadaki hızlı değişimler aynı zamanda, İsrail'in sadece son çare değil, aynı zamanda bir varoluş imkânı olacağı Dünya Yahudiliğinin içinde bulunduğu koşullarda bir değişim meydana getirecektir. ABD'li yahudilerin ve Avrupa ve Latin Amerika'daki yahudi toplumlarının gelecekte bugünkü özellikleri ile varlıklarını devam ettirecekleri varsayımı üzerinden hareket edemeyiz."
"... Hatalı barış politikalarından kaynaklanan zorluklar, İsrailli Araplar ve yerleşimlerde yaşanan sorunlara rağmen, öngörülebilir bir gelecekte bu problemlerle etkin bir şekilde baş edebileceğiz."
"... Yukarıda gündeme getirilen öngörüler kadar, bütünüyle bizzat planın gerçekleştirilebilmesi bir yandan Arap dünyasının bugünkünden çok daha yoğun bir bölünmüş hali arz etmesine öte yandan da Araplar arasında herhangi bir kitlesel hareketlerin gerçekleşmemesine bağlı olduğu aşikârdır."
Aşağıda linkini verdiğim yerden raporun tamamı okunur, "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi" ile birlikte düşünülürse zannederim endişemiz daha kolay anlaşılır.
Vatanın müdafaası ve İslam'ın muhafazasından sorumlu Aziz Türk Milleti!
Hâlâ başımıza örülen çorabın farkında olmayacak mıyız? Farkındaysak "Bilgisiz ilgililer"i veya "İlgisiz bilgililer" i, uyarmayacak mıyız? Ayıktırmayacak mıyız?
İsrail'den gaz geldi ama niye az geldi?!!!
BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yıllardır Suriye ile fiilen savaşta olmasına rağmen aylardır sesi?soluğu çıkmayan İsrail'in, ?ısrarlı tahriklerle? Rus uçağının düşürülmesinden sonra birden bire ortaya çıkarak sanki Kaf Dağı'ndan kar bağışlıyormuşçasına arzı endam etmesi, nüfusunun % 99'u Müslüman olan Türkiye'ye doğal gaz ikramında bulunması tesadüf müdür?
Asıl şimdi İsrail'e; "Van minüt?One minute" demek gerekmez mi?
Plana dönelim:
Oded Yinon Planı (*); 1982 yılında, "Dünya Siyonist Örgütü"ne bağlı İbranice yayın yapan "Kivunim" de yayınlanmış bir rapordur. İsrail Dış işlerinin eski bir görevlisi olan Oded Yinon tarafından hazırlanmış ve ABD'nin; "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi"nin de katkılarıyla hiç aksamadan adım adım gerçekleştirilmiştir.
Bu rapordan ilginç bazı cümle veya paragrafların altını çizmek istiyorum:
"... Hakim süreçte, Rönesans'tan yana batı medeniyetinin yaşam şartlarını ve elde ettiği başarıları destekleyen önemli bir köşe taşı olan rasyonalist, insani bakış açıları sona ermiştir."
"... Eşitlik ve toplumsal adaletle ilgili yaklaşımlar sosyalizm ve özellikle de komünizmtarafından gülünç bir konuma düşürülmüştür."
"... Dünyadaki (yeraltı) kaynaklar üzerinde gerçekleştirilen savaş, Arapların petrol üzerindeki hakimiyetleri ve Batının ihtiyaç duyduğu hammaddelerin çoğunu üçüncü dünya ülkelerinde ithal etmek zorunda kalması, Sovyetler Birliği'nin temel amaçlarından biriİran Körfezi ve dünyanın mineral kaynaklarının büyük bir bölümünü barındıran Afrika'nın güneyindeki dev kaynaklar üzerinde kontrolü ele geçirmek suretiyle Batı'yı yenilgiye uğratması dikkate alındığında, bugün yaşadığımız dünyayı dönüştürmektedir."
BURAYA LÜTFEN DİKKAT!
"... Her ne kadar giderek artan askeri gücü nedeniyle İsrail'e karşı en büyük tehdit olmaya devam etse de, 1980'li yıllarda karşı karşıya kalacağımız en büyük stratejik problem Arap?Müslüman dünyası değildir.
Tıpkı Lübnan'da, İran'da ve Suriye'de tanık olduğumuz üzere Arap dünyası, kendi başına yıkıcı bir nitelik arz eden etnik azınlıklar, hizipleşmeler ve iç krizler nedeniyle temel problemleriyle baş edebilecek bir durumda değildir ve ayrıca uzun vadede İsrail devleti için gerçek bir tehdit olmaktan uzaktır, ancak kısa vadede şu anki askeri gücü büyük bir önem arz etmektedir. Uzun vadede, Arap dünyası, çok büyük değişiklikler geçirmediği takdirde bizim çevremizdeki şu anki varlığını devam ettiremeyecektir.
Müslüman Arap dünyası, halklarının arzusu ve rızası göz önünde bulundurulmaksızın 1920'li yıllarda Fransız ve İngilizlerin geçici bir süreliğine inşa ettiği tıpkı iskambil kağıtlarından yapılmış bir görünüm arz etmektedir.
Bu gelişme sonunda Arap dünyası, hepsi de birbirine düşman azınlıkların ve etnik grupların oluşturduğu 19 ülkeye bölünmüştür. Böylece Adap?Müslüman devletler kendi içlerinde etnik toplumsal yıkımlarla yüzyüzedirler ve kimileri çoktan iç savaşa başlamıştır bile"
"... Arapların yanı sıra, diğer Müslüman devletler de benzer bir bölünme içerisindedirler."
"Fas'tan Hindistan'a, Somali'den Türkiye'ye değin var olan ulusal etnik azınlık yapıları istikrarsızlığın yokluğunu ve bütün bir bölgede hızla gelişme gösteren dejenerasyonu ortaya koymaktadır. Bu büyük ancak parçalı İslam dünyasında sadece birkaç tane zengin ülke bulunurken büyük bölümünü ise fakirler oluşturmaktadır."
"... Süveyş Kanalı'ndan gerçekleştirilen petrol taşımacılığı gelirlerinden ve jeomorfolojik olarak bölgedeki petrol zengini ülkelerle benzer özellikler taşıyan Sina Yarımadası'ndaki büyük petrol, doğal gaz ve diğer doğal kaynakların kaybedilmesi yakın bir gelecekte enerji sorunuyla baş?başa kalmamıza yol açacak ve ekonomimize büyük zararlar verecektir."
"... Daha sonraki süreçte tıpkı Lübnan gibi Suriye ve Irak'ın da etnik ve dini bölgelere ayrılması şeklinde ortaya çıkacak parçalanması İsrail'in bölge için uzun vadeli amacıyken, söz konusu bu ülkelerin askeri güçlerinin etkisizleştirilmesi kısa vadeli hedefi oluşturmaktadır. Suriye, bünyesinde barındırdığı etnik ve dini yapılara uygun bir şekilde, tıpkı Lübnan'da olduğu gibi birkaç bölgeye ayrılacaktır.
"... Böylece kıyı bölgelerinde Şii?Alevi devleti, Halep civarında Sünni bir devlet, kuzey komşusuyla husûmet içerisinde olan bir başka Sünni devlet ise Şam'da kurulacaktır."
"... Tıpkı Osmanlı yönetiminde Suriye'de olduğu gibi, Irak'ta da etnik ve dini bölgeler şeklindeki parçalanmışlık mümkün gözükmektedir. Bu çerçevede, üç (veya daha fazla) devlet, Basra, Bağdat ve Musul gibi üç önemli şehir merkezli olmak üzere bir oluşum sergileyecektir."
"... Dünyadaki hızlı değişimler aynı zamanda, İsrail'in sadece son çare değil, aynı zamanda bir varoluş imkânı olacağı Dünya Yahudiliğinin içinde bulunduğu koşullarda bir değişim meydana getirecektir. ABD'li yahudilerin ve Avrupa ve Latin Amerika'daki yahudi toplumlarının gelecekte bugünkü özellikleri ile varlıklarını devam ettirecekleri varsayımı üzerinden hareket edemeyiz."
"... Hatalı barış politikalarından kaynaklanan zorluklar, İsrailli Araplar ve yerleşimlerde yaşanan sorunlara rağmen, öngörülebilir bir gelecekte bu problemlerle etkin bir şekilde baş edebileceğiz."
"... Yukarıda gündeme getirilen öngörüler kadar, bütünüyle bizzat planın gerçekleştirilebilmesi bir yandan Arap dünyasının bugünkünden çok daha yoğun bir bölünmüş hali arz etmesine öte yandan da Araplar arasında herhangi bir kitlesel hareketlerin gerçekleşmemesine bağlı olduğu aşikârdır."
Aşağıda linkini verdiğim yerden raporun tamamı okunur, "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi" ile birlikte düşünülürse zannederim endişemiz daha kolay anlaşılır.
Vatanın müdafaası ve İslam'ın muhafazasından sorumlu Aziz Türk Milleti!
Hâlâ başımıza örülen çorabın farkında olmayacak mıyız? Farkındaysak "Bilgisiz ilgililer"i veya "İlgisiz bilgililer" i, uyarmayacak mıyız? Ayıktırmayacak mıyız?
İsrail'den gaz geldi ama niye az geldi?!!!
BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017