'Bostancıoğlu soruşturulsun' kararının siyasi yansımaları

Meclis önceki gün, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu hakkında AK Parti'li milletvekillerince verilen 'soruşturma önergesi' konusunda önemli bir sınav verdi. Soruşturma önergesinin ana fikrini bir kez daha hatırlatalım: "Bostancıoğlu, keyfi ve ideolojik uygulamalarıyla eğitim ve öğretimde huzursuzluğu yol açtı, görevini kötüye kullandı."

Önce Bostancıoğlu'nun kim olduğu hakkında kısaca malumat vermekte yarar var. Bostancıoğlu 1942 yılında Bafra'da doğmuş olmasına rağmen, Sinop milletvekili olarak 24 Aralık 1995'deki seçimlerde Parlamento'ya girdi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Bir süre avukatlık yapmış, bir ara da Hacettepe Üniversitesi Teknoloji Enstitüsü ile Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesi'de öğretim görevlisi olarak çalışmış.

Bostancıoğlu hakkında verilen soruşturma önergesinin kabulü bir kaç açıdan irdelenmeye değer. Öncelikle ortaya çıkan bu sonuç, liderler bazında bir bütün gibi görülen koalisyonda alt düzeyde yani milletvekilleri seviyesinde 'kimi ciddi ihtilafların' olduğuna işarettir. Önceki günkü oylamaya 459 milletvekili katıldı. 209 milletvekili 'Bostancıoğlu hakkında soruşturma açılmasın' dedi, 230'u ise aksi istikamette kanaat belirtti. Parlamento'da iktidarın 334 sandalyesi var, muhalefetin ise 190. 14 sandalyede de bağımsız milletvekilleri oturuyor. Tutanak sonuçlarına göre, iktidar partilerinden MHP'li 21, ANAP'lı 18 ve DSP'li 2 milletvekili (TOPLAM 41) oylamada bulunmadı. Muhalefet partileri DYP'den 20, SP'den 9, AKP ve TDP'den birer milletvekili oylamaya katılmazken, 5 bağımsız milletvekili de oy kullanmadı. Bu sayılar da gösteriyor ki, iktidar partilerine mensup 293 milletvekili oy kullanmış. Muhalefet adına kullanılan oy sayısı ise 159. Muhalefete mensup bütün milletvekillerinin Bostancıoğlu aleyhine oy kullandığını farzetsek bile, iktidar partilerine mensup en az 71 milletvekili 'SORUŞTURULSUN' yönünde karar verdiği kesin bir bilgi. Bağımsızların ve DYP'li kimi milletvekillerinin siyasi görüşleri ile iktidar partilerine mensup kimi milletvekillerinin 'çekimser, boş veya geçersiz' (Özellikle 12 çekimser oya dikkat) oy kullanma ihtimali dikkate alındığında, bu sayı çok daha yukarılara çıkıyor. Kabataslak bir hesapla iktidar partilerine mensup en az 84 milletvekili Bostancıoğlu aleyhinde oy verdi.

Oylama gizli yapıldığı için koalisyon ortakları içinde hangi partiden kaç milletvekilinin "Bostancıoğlu hakkında Meclis soruşturması açılsın" şeklinde oy verdiğini tespit edebilmek imkansız ama ortada yalın bir gerçek var ki, o da iktidara mensup onlarca milletvekilinin bizzat Bostancıoğlu aleyhinde oy kullandığıdır.

Oylar kimin?

Peki bu milletvekilleri MHP'li mi, ANAP'lı mı? Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyan demeçler ve Başkent kulislerinde ifade edilen düşünceleri nazarı dikkate alırsak, bu muhalif milletvekillerinin önemli bir bölümü MHP'li. MHP'liler özellikle 'kadrolaşma' nedeniyle Bostancıoğlu'na kızgın. Başörtüsü konusunda sergilediği tavır nedeniyle değil! Bunu MHP'li alt düzey yöneticilerle yapacağınız görüşmelerde hissedebilirsiniz.

Oylamanın yansıttığı ikinci gerçek

Bilindiği gibi Meclis 17 Eylül 2001'de açıldığında 35 maddelik Anayasa değişikliğini ele almıştı. Bu değişiklikler AB'ye uyum için yapılmıştı. "Bakanlar hakkındaki soruşturma önergesinin oylanmasının" gizli yapılması da bu değişikliklerden biriydi. İktidar bir bakıma 'kendi oyunuyla' altta kaldı.

MHP lideri Bahçeli 'takımından çalım' yedi!

Öte yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisine mensup kimi milletvekillerinin Bostancıoğlu hakkındaki menfi kanaatlerine vakıf olduğundan, "önergenin oylamasından" bir gün önce "Koalisyonda yeni sıkıntılara yol açmayın" uyarısında bulunmayı da ihmal etmemişti. Anlaşılan MHP'li milletvekilleri 'partisine hakim bir görüntü' çizen genel başkanlarını dinlemediler. Bana göre bu "Bostancıoğlu hakkında soruşturma açılmasından" çok daha önemli bir gelişme. Bu durum MHP içinde hem koalisyona, hem de Bahçeli'nin iktidar uğruna sergilediği halktan uzak ve kopuk tutumlarına karşı önemli bir tepkinin oluştuğunu gösteriyor. Seçim yaklaştıkça, MHP'li milletvekilleri Nevşehir'de olduğu gibi "Buraya hangi yüzle geldiniz?" türü sorulara muhatap oldukça, parti içinde Bahçeli'ye olan destek daha da eriyecektir, güven daha da sarsılacaktır. Böylece Bahçeli'nin 'hükümetin kuruluşunun ilk günlerinde çizdiği karizmatik liderlik' görüntüsü de paramparça olacaktır. Oluyor da.

Son ihtimal

Şimdi Bostancıoğlu hakkında 15 kişilik bir soruşturma komisyonu kurulacak. Bunun 10'u iktidar partilerine mensup olacak. Bu komisyonun alacağı kararlar, 'birbirlerine Japon yapıştırıcısıyla' tutturulmuş koalisyon liderleri" tarafından yönlendirilmeye açık. Ancak düzenlenecek rapor bir kez daha TBMM Genel kurul'na gelecek. Bu nihai oyylamada Bostancıoğlu'nun Yüce Divan'a gönderilebilmesi için 276 oya gereksinim duyuluyor. Önceki oylamada verilen 230, oylamaya katılmayan muhalefete mensup 31 milletvekilinin oyu dikkate alındığında toplamda ancak 261'e ulaşılabiliyor. Bu arada nihai oylama öncesinde 'liderlerin şok terapilerini' de dikkate almalıyız. Sonuç itibariyle iktidarın mevcut uyumu sürdükçe, Bostancıoğlu'nun Yüce Divan'a gönderilmesi zor görünüyor. Ancak böyle bir 'soruşturmanın' açılması bile koalisyonun gidişatı açısından 'kritik' önemi haiz bulunuyor)

Düzeltme: Dünkü 'ANALİZ'imizin son paragrafında bazı rakamlar yanlış çıkmıştır. Doğrusu şöyledir: Almanya'da bir işsiz ayda 1 milyar lira gelir elde etmekte, Türkiye'de ise buna karşılık asgari ücret 162 milyon liradır.