Bugün halk olarak bir sorunumuz olduğunda bu sorunu çözmek ya da gündem etmek için tabiri caizse siyasilerin peşinde koşuyoruz; bir siyasi bulayım da oradan işimi halledeyim diye. Bakınız bu konuda BTP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cihan Erdoğanyılmaz nasıl bir proje ortaya koyuyor.
Halkın direkt katılımını sağlamak için sembolik beyaz masaların yerine bir sistem kurulacak. Oluşturulacak "İstanbul Dil Modeli" ile vatandaşın sorunları yerel yöneticilere çok hızlı ulaşacak. Talep ve şikâyetlere, yerel yöneticilerin duyarsız kalması imkânsız hal alacak, digital demokrasinin ilk basamağı kurulmuş olacak.
İstanbul Dil Modeli ile eğer bir mahallede ya da ilçede bir konu hakkında şikâyet varsa, bunların istatistikleri tutulacak. Bu istatistikler, belirli bir oranın üzerine çıktığı zaman o şikâyetlerin büyük şehir belediyesi ya da ilçe belediyesi meclis toplantılarında gündeme getirilmesi şart olacak. BTP belediyeciliğinde bu uygulama ilk belediye meclis toplantısında protokol haline getirilecek. Yani, vatandaşın sorunlarının meclis gündemine getirilmesi artık bir zorunluluk haline gelecek. Herhangi bir insanın inisiyatifine kalmadan dijital ortamda toplanan sorunların, meclis toplantısında gündeme alınması şart olacak. Böylece muhtar ya da vatandaş, bir sorunu çözmek için siyasilerin peşinde koşmayacak, kapılarında sıra beklemeyecek.
BTP bunu kesin olarak vaat ediyor. Bu ve benzeri uygulamalar dünyada birçok ülkede uygulanıyor. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde hala muhtarımızın ya da halkımızın taleplerini iletecek bir muhatap bulmakta zorlandığı bir süreç yaşanıyor. "Beyaz masa"lar ya da "Alo 153 Hatları" vatandaşa çözüm sunmada çok yetersiz kalıyor.
Benim dedem de memleketim olan Kilis'te tam 40 yıl muhtarlık yaptı. Bir muhtar torunu olarak büyüdüm. Mahallede kimin ne sorunu olsa ona gelirdi. Dedem mahallelinin her sorununu çözerdi. O yıllarda, rahat iletişimle birçok konu çözülürdü. Ama ne yazık ki bugün böyle olmuyor. Bugün yönetimde yer alanlar daha çok yerel sorunlarla ilgilenme yerine genel siyasetle ilgili konularda konuşmayı kendilerine bir borç olarak görüyorlar. Kimsenin yerele dönme; benim evimin önündeki çöpü kaldırma, kaldırımı yapma gibi bir derdi yok. Herkes global mesajlar veriyor. Ama benim derdim bu; ben yaşam alanımdayım. Ben seni, kendi alanımda olan sorunu, mahallemde, ilçemde, kentimde olan sorunu çözmen için seçtim. Dolayısıyla esas yapman gereken budur.
Anlaşılan muhtarlar BTP yerel yönetimlerinde sadece fikir veren değil, yönetime aktif katılan kişiler olacaklar.
Son olarak bahsetmek istediğim nokta; BTP sadece bugünü düşünmüyor, geleceği ve gençliği düşünüyor. Bir düşünsenize belli bir yaşa gelmiş bizler bugün ne için mücadele veriyoruz? Ömrümüz belli, insanın ömrü sınırlı. Ama niye bir mücadele içerisindeyiz? Çünkü biz çocuklarımızı düşünüyoruz, çünkü biz torunlarımızı düşünüyoruz, gelecek nesilleri düşünüyoruz. Onun için bir karar alırken yarını da planlamak zorundayız. Aile bütçenizi bile ayarlarken bile nasıl yarını da planlamaya çalışıyorsak, siyasi söylemde de bunu yapmak mecburiyetindeyiz.
Bakınız Osmanlı endüstri devrimini kaçırdığı için yıkılmıştır. Bugün dünyada yapay zekâ, bilgi işlem çağı yaşanıyor. İnsanlar ne noktaya geldiler; ama ne yazık ki bugün idarecilerimizin bizim öyle bir gündemi yok. Bir tane siyasetçi çıkıp da bununla ilgili bir tek kelime söylemiyor. Bu anlamda gençliğin geleceğini ortaya çıkartacak, onu sağlama alacak projeler geliştirmeliyiz. Çünkü gelecek onların.
İşte bunu ispatlamak adına BTP İstanbul'da büyük şehir belediye başkan adayını 25 yaşında bir delikanlı olarak açıkladı. Neden 25 yaşında? Bu bir semboldür. Bir avukat kendisi ve yapay zekâ ile ilgileniyor. Özel ödülleri, TÜBİTAK'tan, uluslararası kuruluşlardan dünya çapında ödülleri var. Yani Cihan Erdoğanyılmaz, birçok kişinin ömrü boyunca elde edemeyeceği başarıları ve ödülleri 25 yıla sığdırmış. Cihan çok donanımlı, çok kararlı ve o kadar da inanmış bir delikanlı. Ortaya koyacağı dijital projelerle ve halkın yönetime sözde değil gerçekten katıldığı dijital demokrasi ya da İstanbul Dil Modeli ile hayal bile edemeyeceğimiz bir yönetim ortaya koyacağı kesin.
Ne diyelim bahtı açık olsun, kazanan milletimiz olsun, kazanan Türkiye olsun, İstanbul olsun!
- Siber savaş: Dijital dünyanın yeni cephe hattı / 21.09.2024
- Milli eğitimde kayıp benlik / 19.09.2024
- Filistin katliamı, Haniye suikastı ve Türkiye / 06.08.2024
- Ekonomik bağımsızlık yolunda: Milli Ekonomi Modeli / 05.08.2024
- Belediyelerin SGK prim borçları üzerine değerlendirme / 02.08.2024
- Sokak hayvanları yasası / 01.08.2024
- Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP / 10.04.2024
- BTP belediyeciliğinde vatandaş kent yönetiminde aktif rol alacak / 23.03.2024
- Kırmızı çizgimiz Mustafa Kemal Atatürk! / 22.03.2024