AKP hükümetin icraatları, sadece AKP kadrolarının medeniyet değerlerimizden ne kadar uzaklara savrulmuş olduklarını göstermiyor.
Türk milletini savuruyor.
Geniş Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere dünya üzerindeki İslam toplumlarını savuruyor.
15 asırlık İslam medeniyetinin temellerini söküp savuruyor.
70’li yıllardan bu yana BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin konuşma ve yazılarında ısrarla şu gerçeklere dikkat çekiyor:
Millet olmak kolay bir oluş değildir. Devlet, ordu, aile, din, adalet ve millet olma şuuru, bir topluluğu “millet” yapan ve “millet olarak varlığını sürdürmesini temin eden” olmazsa olmaz unsurlardır. Bu temel unsurları örselenmiş, pörsümüş ve yok olmaya yüz tutmuş milletler, sürü olmaya mahkumdur.
Millet olmanın da, bir olmanın da, adam ve kardeş olmanın da asgari şartı, bu esasları koruyup geliştirmektir. Aksi ise, sürü olmaktır, dağılmaktır, yok olmaktır.
Tek tek sıralayalım…
Devlet,
Ordu,
Aile,
Din,
Adalet,
Millet olma şuuru, milli kimlik!
Bu temellere yönelik taarruz ve yıpratma manevraları, bizzat “milletin kendisini yok etme”ye dönük tezgahlardır.
Geçmişten günümüze hatırlayabildiğimiz hükümet icraatlarını şöyle film şeridi gibi hatırımızdan geçirelim, Allah aşkına… Milletimizi “millet” yapan bu temel değerlerimizi, AKP hükümetinin sarstığı, örselediği ve kökünden söküp silkelediği kadar, bir başka hükümet sarsmış mıdır?
Devlet, ordu, aile, din, adalet ve milli kimlikten hangisini ele alırsanız alın; AKP hükümetinin bunları söküp silkelediği kadar bir başkası söküp silkelememiştir.
Bunlar İslamcı naraları ve numaralarıyla milletin gözünü boyayıp iktidar koltuğuna konuşlandırıldılar. Din, en ağır darbeleri bunların elinden aldı, alıyor.
Dine karşı, hatta “dinsiz” diye yaftalanan iktidarlar, bunlar gibi Kelime-i Tevhid’den Muhammed Rasulullah’ı çıkartmadı…
Bunlar gibi her köşe başına birer kilise ev kondurtmadılar….
Bunlar gibi papazların-hahamların kollarına girmediler…
Bunlar gibi Haçlı ile kanki olup Irak’ta, Libya’da, Suriye’de Müslümanların katliamlarına ortakçı olmadılar…
Bunlar gibi domuz etini kasaplık hayvan eti haline getirmediler…
Bunlar gibi zina yasası çıkartmadılar…
Bunlar gibi Müslüman milletimizi “tevhid ve birlik”ine dadanıp etnik bölünme ve federatif yapılanma sevdasına sürüklemediler…
Seslerinin en çok çıktığı din sahasında Türk milletine bu vahim icraatları ve daha yüzlercesini reva görenlerin, “dinsiz devlet yıkılacak elbet” diye nara attıkları devlet, ordu, aile, adalet ve milli kimlikte yaptıkları tahribatı hiçbir akl-ı selim saymakla bitiremez.
Ortada devletin neyi kaldı mı?
Ordudan ne kaldı?
Aile yapımız ve millet olma şuurumuzun esamesi okunuyor mu?!
Örselenmeyen, pörsümeyen ve yok edilmeyen hangi tutunacak dal, hangi temel kaldı ortada!?
Eskilerin tabiriyle tam bir “bağ bozumu” yaşıyoruz!
Vaziyet bu iken; ortada millet mi kalır, birlik mi olur?!
Bunların milletimize ve İslam alemine reva gördükleri yanlış ve batıllarına göz yumanı, bunları affedeni, yeminle söylüyorum, Allah affetmez… Er veya geç müstahakkını verir!
Bu vahim bağbozumuna ve bunu milletimize reva gören iktidara son vermeden, Prof. Dr. Baş’ın yıllardan beri altını çizdiği “olmazsa olmaz değerlerimiz”i yeni baştan ele alıp ihya etmeden, kendimize gelmeden iflah olmayız.
Bir değil, binlerce meseledeki ikaz ve öngörülerinde günü geldiğinde hep haklı çıkan ve haklı çıktığına şahit olduğumuz Prof. Dr. Haydar Baş’a millet olarak hakkını teslim ettiğimiz gün, devlet ve millet tarihimizin dönüm noktası olacaktır… Aksi halde sürünmek, bölünmek, dağılmak, sürü haline dönüşüp yok olmak kaçınılmaz neticedir.
Türk milletini savuruyor.
Geniş Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere dünya üzerindeki İslam toplumlarını savuruyor.
15 asırlık İslam medeniyetinin temellerini söküp savuruyor.
70’li yıllardan bu yana BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin konuşma ve yazılarında ısrarla şu gerçeklere dikkat çekiyor:
Millet olmak kolay bir oluş değildir. Devlet, ordu, aile, din, adalet ve millet olma şuuru, bir topluluğu “millet” yapan ve “millet olarak varlığını sürdürmesini temin eden” olmazsa olmaz unsurlardır. Bu temel unsurları örselenmiş, pörsümüş ve yok olmaya yüz tutmuş milletler, sürü olmaya mahkumdur.
Millet olmanın da, bir olmanın da, adam ve kardeş olmanın da asgari şartı, bu esasları koruyup geliştirmektir. Aksi ise, sürü olmaktır, dağılmaktır, yok olmaktır.
Tek tek sıralayalım…
Devlet,
Ordu,
Aile,
Din,
Adalet,
Millet olma şuuru, milli kimlik!
Bu temellere yönelik taarruz ve yıpratma manevraları, bizzat “milletin kendisini yok etme”ye dönük tezgahlardır.
Geçmişten günümüze hatırlayabildiğimiz hükümet icraatlarını şöyle film şeridi gibi hatırımızdan geçirelim, Allah aşkına… Milletimizi “millet” yapan bu temel değerlerimizi, AKP hükümetinin sarstığı, örselediği ve kökünden söküp silkelediği kadar, bir başka hükümet sarsmış mıdır?
Devlet, ordu, aile, din, adalet ve milli kimlikten hangisini ele alırsanız alın; AKP hükümetinin bunları söküp silkelediği kadar bir başkası söküp silkelememiştir.
Bunlar İslamcı naraları ve numaralarıyla milletin gözünü boyayıp iktidar koltuğuna konuşlandırıldılar. Din, en ağır darbeleri bunların elinden aldı, alıyor.
Dine karşı, hatta “dinsiz” diye yaftalanan iktidarlar, bunlar gibi Kelime-i Tevhid’den Muhammed Rasulullah’ı çıkartmadı…
Bunlar gibi her köşe başına birer kilise ev kondurtmadılar….
Bunlar gibi papazların-hahamların kollarına girmediler…
Bunlar gibi Haçlı ile kanki olup Irak’ta, Libya’da, Suriye’de Müslümanların katliamlarına ortakçı olmadılar…
Bunlar gibi domuz etini kasaplık hayvan eti haline getirmediler…
Bunlar gibi zina yasası çıkartmadılar…
Bunlar gibi Müslüman milletimizi “tevhid ve birlik”ine dadanıp etnik bölünme ve federatif yapılanma sevdasına sürüklemediler…
Seslerinin en çok çıktığı din sahasında Türk milletine bu vahim icraatları ve daha yüzlercesini reva görenlerin, “dinsiz devlet yıkılacak elbet” diye nara attıkları devlet, ordu, aile, adalet ve milli kimlikte yaptıkları tahribatı hiçbir akl-ı selim saymakla bitiremez.
Ortada devletin neyi kaldı mı?
Ordudan ne kaldı?
Aile yapımız ve millet olma şuurumuzun esamesi okunuyor mu?!
Örselenmeyen, pörsümeyen ve yok edilmeyen hangi tutunacak dal, hangi temel kaldı ortada!?
Eskilerin tabiriyle tam bir “bağ bozumu” yaşıyoruz!
Vaziyet bu iken; ortada millet mi kalır, birlik mi olur?!
Bunların milletimize ve İslam alemine reva gördükleri yanlış ve batıllarına göz yumanı, bunları affedeni, yeminle söylüyorum, Allah affetmez… Er veya geç müstahakkını verir!
Bu vahim bağbozumuna ve bunu milletimize reva gören iktidara son vermeden, Prof. Dr. Baş’ın yıllardan beri altını çizdiği “olmazsa olmaz değerlerimiz”i yeni baştan ele alıp ihya etmeden, kendimize gelmeden iflah olmayız.
Bir değil, binlerce meseledeki ikaz ve öngörülerinde günü geldiğinde hep haklı çıkan ve haklı çıktığına şahit olduğumuz Prof. Dr. Haydar Baş’a millet olarak hakkını teslim ettiğimiz gün, devlet ve millet tarihimizin dönüm noktası olacaktır… Aksi halde sürünmek, bölünmek, dağılmak, sürü haline dönüşüp yok olmak kaçınılmaz neticedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019