Bu satırların yazıldığı saatte 24 Haziran'a 24 saatten daha az bir zaman vardı? Seçim sonuçları ne olur, bilemem! Bildiğim, yine vasat liderler olacağıdır.
Böyle başa böyle tıraş misali; böyle demokrasi ve böyle seçim sistemi, sandıktan ancak vasat liderler çıkarabilir.
ABD Cornell Üniversitesi öğretim elemanlarından David Dunning isimli psikolog, son yıllarda yaptığı çalışmalarda ilginç bir sonuca ulaşmıştı. Bu çalışmaya göre, temel yurttaşlık bilinci olmayan insanlar, demokratik seçimlerde adayların yetkinlik düzeylerini ya da savundukları düşüncelerinin niteliğini doğru değerlendirememektedir. Seçmen kitlesinin yurttaşlık ve demokrasi konusunda yeterli donanıma sahip olmadığı bir toplumda, sandıktan ortalama fikirleri olan vasat liderler çıkacaktır.
Alman bir sosyolog olan Mato Nagel, Dunning'in bulduğu sonuçları bilgisayar ortamında bir seçim modeline uyarladığında benzer bir netice almıştır. Hiçbir seçmen, kendinden daha iyi donanıma sahip olan liderleri seçmekte başarılı olamamaktadır.
Ülkemizde bunun tek örneği Prof. Dr. Haydar Baş ve partisi BTP'dir. Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Haydar Baş bir bilge insan, üstün vasıflı bir lider olmasına ve dünya kamuoyunda takdir görmesine rağmen O'nun gösterdiği çözüm ve kurtuluş yolunu anlayamayan seçmen kitlemiz, tercihlerinde doğru oyu kullanamamakta, sandıktan vasat liderleri çıkarmaktadır.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" deyimi yaygındır. Üstün lider Haydar Baş'ın MEM (Milli Ekonomi Modeli) projesi lafta değil dünyanın pek çok ülkesinde uygulanmış ve başarısı tescil edilmiş, "en iyi teori uygulamadır" sözünü haklı çıkarmıştır.
Hep beraber gördük ve görüyoruz; ortalık söz ebelerinden, lafazanlardan geçilmiyor.
Gerçi söze değil işe bakılırsa da, yeri ve zamanına göre söze de bakıldığı olur. Sufi bilgeler öğrencilerini seçerken, "Hele biraz konuş ki, seni tanıyayım" derlermiş.
Günümüzde de yazılı sınavdan sonra yapılan mülakat, adayın kişiliğini tanımak içindir. Doğrusu bu ise de liyakat yerine siyasal biat için değerlendirme yapıldığında iş çığırından ve amacından çıkar gider.
1960'lı yıllarda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenci iken önce yazılı, sonrasında da sözlü sınavlara girerdik. Hukukçu adayının belegat ve hitabet yetkinliği de ölçülürdü.
Halk ozanı sözün özünü şöyle anlatır:
Söz olur keser başı
Söz olur kestirir başı,
Söz olur ağulu başı
Bal ile yağ ede bir söz.
Özgün deyimlerimiz de var; "Çok mal haramsız çok laf yalansız olmaz", "Adın ne Reşit, bir söyle iki işit", "Dinleyen söyleyenden arif olsa gerek" gibi.
Sonuç yerine;
Söz ebeleri, lafazanlar, vasatın üstüne çıkamayan liderler olsa da biraz daha sabır. Bu ülkenin Haydar Baş gibi bir evladı var.
Ne demiş güngörmüş atalarımız: Bu da geçer yahu!
Böyle başa böyle tıraş misali; böyle demokrasi ve böyle seçim sistemi, sandıktan ancak vasat liderler çıkarabilir.
ABD Cornell Üniversitesi öğretim elemanlarından David Dunning isimli psikolog, son yıllarda yaptığı çalışmalarda ilginç bir sonuca ulaşmıştı. Bu çalışmaya göre, temel yurttaşlık bilinci olmayan insanlar, demokratik seçimlerde adayların yetkinlik düzeylerini ya da savundukları düşüncelerinin niteliğini doğru değerlendirememektedir. Seçmen kitlesinin yurttaşlık ve demokrasi konusunda yeterli donanıma sahip olmadığı bir toplumda, sandıktan ortalama fikirleri olan vasat liderler çıkacaktır.
Alman bir sosyolog olan Mato Nagel, Dunning'in bulduğu sonuçları bilgisayar ortamında bir seçim modeline uyarladığında benzer bir netice almıştır. Hiçbir seçmen, kendinden daha iyi donanıma sahip olan liderleri seçmekte başarılı olamamaktadır.
Ülkemizde bunun tek örneği Prof. Dr. Haydar Baş ve partisi BTP'dir. Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Haydar Baş bir bilge insan, üstün vasıflı bir lider olmasına ve dünya kamuoyunda takdir görmesine rağmen O'nun gösterdiği çözüm ve kurtuluş yolunu anlayamayan seçmen kitlemiz, tercihlerinde doğru oyu kullanamamakta, sandıktan vasat liderleri çıkarmaktadır.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" deyimi yaygındır. Üstün lider Haydar Baş'ın MEM (Milli Ekonomi Modeli) projesi lafta değil dünyanın pek çok ülkesinde uygulanmış ve başarısı tescil edilmiş, "en iyi teori uygulamadır" sözünü haklı çıkarmıştır.
Hep beraber gördük ve görüyoruz; ortalık söz ebelerinden, lafazanlardan geçilmiyor.
Gerçi söze değil işe bakılırsa da, yeri ve zamanına göre söze de bakıldığı olur. Sufi bilgeler öğrencilerini seçerken, "Hele biraz konuş ki, seni tanıyayım" derlermiş.
Günümüzde de yazılı sınavdan sonra yapılan mülakat, adayın kişiliğini tanımak içindir. Doğrusu bu ise de liyakat yerine siyasal biat için değerlendirme yapıldığında iş çığırından ve amacından çıkar gider.
1960'lı yıllarda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenci iken önce yazılı, sonrasında da sözlü sınavlara girerdik. Hukukçu adayının belegat ve hitabet yetkinliği de ölçülürdü.
Halk ozanı sözün özünü şöyle anlatır:
Söz olur keser başı
Söz olur kestirir başı,
Söz olur ağulu başı
Bal ile yağ ede bir söz.
Özgün deyimlerimiz de var; "Çok mal haramsız çok laf yalansız olmaz", "Adın ne Reşit, bir söyle iki işit", "Dinleyen söyleyenden arif olsa gerek" gibi.
Sonuç yerine;
Söz ebeleri, lafazanlar, vasatın üstüne çıkamayan liderler olsa da biraz daha sabır. Bu ülkenin Haydar Baş gibi bir evladı var.
Ne demiş güngörmüş atalarımız: Bu da geçer yahu!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023