Birkaç gündür Ege bölgesindeyim. İş hayatının durduğu, alışveriş merkezlerindeki dükkanların personellerinin sıkıntıdan mağazalara televizyon koyduğu İzmir'de tarihin en acımtırak hikayelerini dinliyorum. Tütün yasası çıktığı için tarlasını ekemeyen çiftçileri, iki üniversite bitirip işsizlikten ütücülük yapmaya razı olanları, parasızlıktan ayın yarısından sonra evine yürüyerek giden memurları, kapanan dükkan sahiplerinin işçilerin tazminatını ödeyemedikleri için şehir değiştirdiklerini, açlıktan dolayı çocuğuna süt alamayanları dinliyorum.Sonra elime bir haber geliyor. Başbakan konuşuyor bir yerlerde ve aynen şöyle diyor; "Hiç kimse zor durumda değil kardeşlerim. Gerçekler başka, bakmayın."Allah aşkına Sayın Başbakan gördüğüme mi inanayım sana mı? Önümde açlık çeken insanlar var. Ege başka bir ülkeye mi ait? Sadece Ege mi böyle? Yurdun dört bir tarafında açlığı dinliyoruz. Her tarafı sarmış bir tufanı izliyoruz.İnsan şehirden köylere inince başka türlü görüyor. Tarlalar boş, traktörler çalışmıyor ve açlık dayanmış kapılara. Savaştan yeni çıkan bir millet dahi böyle olmamıştı diyor insan. Ege'de Aydın ilinde bir çocuk. Belki açlıktan. O masum haliyle milletin gönlünden geçeni söylüyor. "Allah seçimlerde cezanızı verecek" diyor. Ya sonra? Sayın Başbakan yanına çağırıyor çocuğu ensesini sıkıyor. Hani can yakmak yoktu Sayın Başbakan. Oysa milletimiz son demini yaşayan hasta gibi can çekişiyor.O çocuğun başını okşayıp derdiyle dertlenmeyen bir Başbakan. Açlıktan ne yapacağını bilemeyen bir köylü. İşsizlikten kapanan dükkanlar. Bunları alt alta koyup hala istikrar var diyenler için Uluslararası Yatırımcılar Birliği'nin anketi diyor ki; önümüzdeki altı ay kriz derinleşerek artacak.Evet, ülkemizde Sayın Başbakan ve hükümetin getirdiği ciddi bir istikrar var. Ama nasıl bir istikrar?İstikrarlı bir açlık,İstikrarlı bir çöküş,İstikrarlı bir tufan,Ama bu kötü istikrara dur demek sizin elinizde diyorum konuştuklarıma. Yok mu bu açlığın bir sonu diyenlere anlattığım Milli Ekonomi Modeli sönen gözlerinde ışık oluyor. Bu karanlıkta tek ışık bu, görüyorlar. Zaten Sayın Başbakan'da bu ışıktan korkuyor.Türkiye Cumhuriyeti'nin tek ışığı görünmüştür. Karanlığı yırtan Prof. Dr. Haydar Baş tek umudumuzdur. Ya bu gemiye binip bu tufandan kurtulacağız yahut bu tufan önüne kaptığını alıp götürecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009


















































































