logo
20 NİSAN 2024

Bu kadarı fazla

30.01.2012 00:00:00
Tarih bir topluluk için son derece değerli bilgi ve tecrübe kaynağıdır. Dikkat edilir, tarihi tecrübeler değerlendirilirse, akıllı topluluklar yaşamlarını daha kolay bir şekle dönüştürmede imkânlara sahip olurlar.
Topluluklar temel karakterlerine uygun davranışlara sahiptirler. Bunun temeli, örf ve adetlerdir. Bir Türkün bir başkasından ayırt edilmesi hiç zor değildir. Bir İngiliz’in bir olaya gösterdiği tepkinin, bir başka ülke insanında değişik olduğu bir gerçektir. Örf ve adetler, yaşam şartlarına ve inançlara bağlıdır.
Sözü ve özü güvenilir olmak çok büyük bir meziyettir. Lakin insanlık tarihinde bu özelliğe sahip olan çok az topluluk vardır. Toplulukların tarihleri onların yapısını gösteren delillerdir. Bir Müslüman bir delikten bir kere ısırılır diyen Peygamberimizin (s.a.v.) hadisi ile inananlar uyarılmıştır. Bunun üzerine başka söze gerek yoktur.
Devletleri idare edenler, gerçekleri yani geçmişte olanları bilmek ve bunları analiz etmek ve son duruma adapte etmek yeteneğine sahip olmalıdırlar. Aydın dediğimiz kimselerin esas görevinin, öncelikle ülkelerinin idarecilerine tam destek vermeleri, ülkenin lehine olan olaylarda iktidara geniş çapta yol göstermeleridir. Denetim ve rehberlik aydınlara otomatikman verilmiş en önemli görevlerdir. İktidardan çok, aydınlar ülkeyi idare edecektir. Etmek zorundadırlar. Çünkü onlar değişmez ama iktidarlar sık sık değişir. Ülkemizde en önemli sorun işte budur. Tarihinden habersiz, okumaktan yoksun, okuduğundan bihaber, sadece menfaatine çalışan, yanar-döner, fikir ve yeniliklere açık gözüken, fakat tam olarak aldığı dıştan kaynaklı emirleri uygulayan, bildiğini saklayıp, bildirileni uygulayan, dışa bağımlı ve hayran, kendini bilmez şahsiyetlerin aydın olabilme imkânı yoktur. Bu gibiler devlete sadece zarar verebilirler, yabancı güçlere hizmet ederler. Bunları hakiki aydınlardan ayırmak için “aydınlık” terimini kullanacağım. (Manası: onlara dışarıdan verileni yansıtmalarıdır. Yalancı aydınlardır.)     
Şu anda güncel olaylara bakarak bazı değerlendirmeler yapalım. En öncelikli olarak Kıbrıs’ı ele alalım. Sokollu Paşa’nın önemi nedeniyle bir yılda zaptettiği Kıbrıs’ın Osmanlı’ya geçmesi sonucu, Akdeniz tamamen Türk hâkimiyetine girmiştir. Her türlü ticaret Osmanlı kontrolüne geçmiştir. Tüm Haçlılar mateme bürünmüş ve bölge bir bakıma emniyetli bir bölge haline gelmiştir. Vergisini verenler için aynı zamanda korsanlara karşı korunma sağlanmıştır. Buna rağmen Haçlılar her an gözlerini Kıbrıs’tan ayıramamışlardır.
Bu ada paha biçilmez stratejik öneme sahiptir. Kırım harbi sırasında geçici olarak İngiltere’ye doksan iki bin altına kiralanan Kıbrıs’ a İngiltere, Birinci Cihan Savaşı’nı bahane ederek el koyduğunu ilan etmiştir. 1923 yılında, Lozan antlaşmasının 20. maddesi ile resmen İngiltere’ye bırakılmak zorunda kalınmıştır. O zamandan itibaren yakın tarihimiz tam olarak ibret alınacak olaylarla doludur.
Burada tarihi ders şudur: Yabancılara vatan emanet edilemez. Kısa süreli bile olsa üsler kurmalarına izin verilemez. Para karşılığında yabancıların mal ve mülk edinmesine müsaade edilemez. Küresel tuzak olan, özelleştirme adı altında, ticaret ve üretim yabancılara terk edilemez. Yeraltı ve yer üstü kaynaklar peşkeş çekilemez. Küreselleşme çabaları tıpkı Avrupa Birliği’ne talip olmak gibi, bağımsızlığın ortadan kalkmasıdır. Bu devlete ait emanetleri yabancılara peşkeşe, hiçbir şahsın ve iktidarın yetkisi olamaz. Kanla kazanılan toprak vatansa para, karşılığı olamaz. Bedeli kesinlikle kandır. Osmanlı öncelikle kapitülasyon ve Duyun-u Umumiye yüzünden batmıştır. Borçlandığı için de bugün olduğu gibi Kıbrıs o devirde kiralanmış ve kaybedilmiştir.
İkinci dünya savaşına girmediğimiz halde 12 ada da yanlış politikalarla hiç alakası olmayan Yunanistan’a kaptırılmıştır. Bir adım yanımızda duruyor ve her an uyanmamız için sanki yalvarıyorlar. Vatan toprağı devletin bağımsızlığının temeli ve milletin namusudur. Pek çok ülke yabancılara asla toprak satmadıkları halde toprak alışında ülkemizde önde gelmektedirler. Şu anda pek çok yabancı ülke halkı ve devleti topraklarımızdan diledikleri kadar toprak satın almaktadırlar. MÜTEKABİLİYET (karşılıklılık) esası hiçbir şekilde yürürlükte olmamıştır. Sınırlama en son kanunla on kat arttırılmış, ülkemiz resmen satışa açık hale getirilmiştir. Hektar nedir bilmeyen idareciler 2,5 hektar (25 dönüm) sınırını 30 hektara (300 dönüm) çıkartma gayretindedir. Ülkeyi kurtaracak irade Ancak MİLLİ EKONOMİ MODELİ eşliğinde ortaya çıkmak mecburiyetindedir. Aksi halde bu gidişin sonu köleliktir.
Özelleştirilmiş müesseselere baktığında vatanseverler ürperir geleceğinden büyük endişe duyar. Bu görmek ve ürpermek sadece vatanseverlere mahsustur, satılmışlara değil. Onlar AB ve ABD’nin emirlerini yerine getirmekten son derece memnundurlar.
AYDINLIKLARIN desteği ve yağcılığı ile gözleri hakikatleri göremez hale gelmiştir. Şu anda alışveriş yapılan satışa açık, tek ülkeyiz. Demek ki ders alacağımıza daha da gaflete düşüyoruz. Sadece Kıbrıs tarihi bile yeterli bir derstir. Eğer akıllanmış olsaydık. 1974 çıkarmasında bize ait adaya el koyar Rumları yalvartırdık. Akıllansa idik en azından KKTC’yi rahatça tanır ve dost ülkelere de tanıtırdık. Şimdi sırada tekrar 1974 öncesine dönüş için,  Rumların bile reddettiği mantıksız ve tek taraflı Annan planını, yani 1974 öncesinin daha da kötüsünü arar hale getirildik. Yabancı ülkeye her ne sebeple olursa olsun vatan topraklarının tahsisi, kiralanması, özelleştirme adı altında satılması asla düşünülmemelidir. Padişahın şartlı olarak kiraladığı Kıbrıs, Lozan’da bile alınamadığına göre siz idareci ve siyasetçiler, hangi cesaretle vatanın sayısız mekânlarını ikili veya genel anlaşmalarla tahsisler yapıyorsunuz?  NATO bahanesi ile sayısı bilinmeyen askeri üsler veriyorsunuz, İsrail’i koruma kalkanlarına müsaade edip, üçüncü cihan harbine yol açabilecek davranışları sergileyebiliyorsunuz? Maden sahalarını resmen yabancılara peşkeş çekerek, bu milleti nereye sürüklüyorsunuz. Mayınlı arazilerin iki Kıbrıs büyüklüğünde olduğunu, mayınların temizlenmesi karşılığında İsrail’e kiralanması çabaları, henüz bir sonuca ulaşamadı: Olay kıl payı farkla durduruldu. Henüz tehlike atlatılmış değildir. Öyle veya böyle genellikle özel firmalara devredilerek, sonuçta İsrail’e geçeceği kesin gibidir. Açılan 10 kuyudan 9 tanesinde petrolün bulunduğu gizlendiği halde, kulaktan kulağa duyulmuştur. Böyle bir sahanın değerine söylenecek söz yoktur. Böyle bir durum, kanla alınan toprakların, savaşsız olarak teslimi olmuyor mu?  Toprakların, altındaki kaynakları ile yabancılara verilmesi asla ve kat’a vatan için olamaz. Ülkede, yapılanlara göz yumanlara, asla aydın lakabı kullanılamaz. Bu kimseler Vatan sevgisi diye bir mefhuma sahip olamazlar.
Vatan sevgisi imandandır. Bu sevgi olmayınca, imandan da yoksun olurlar. Bu satışlar ve özelleştirmeler neticesi işsizlik arttı, vergi gelirleri azaldı (çünkü vergi getiren müesseseler bir yıllık vergi değerinde satıldı.) Cari açık eskiye nazaran kat kat arttı. Ve kimsede ses yok.
Kıbrıs bir Türk vatanıdır asla yabancılara terk edilemez ya anasına kavuşur ya da anavatanın himayesinde bağımsızlığına...
 
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.