IMF'nin tavsiyeleriyle yönlendirilen ekonomi politikaları, insanımızı içler acısı bir duruma getirdi. TV kanalları, utana sıkıla 100-150 gr et alan, çocuğuna okul çantası alabilmek için alyansını satan insanların görüntülerini yayınlar oldu. "Ekonomik kriz neticesi vatandaşın hali" başlığıyla medyaya yansıyan bu manzaralar artık rutin hale geldi.
Kışın yaklaşmasıyla beraber vatandaş bu sefer de ucuz yakacak derdine düştü. Sobayla ısınan 100 m2'lik bir konutun aylık masrafı 75 milyon lirayı buluyor.
Gazete başlıklarına göz gezdirdiğimizde her kesimin ciddi bir mağduriyet içinde olduğunu görüyoruz. Bilhassa çiftçimizin beli iyice bükülmüştür. Türkiye'nin patates ambarı olarak bilinen Nevşehir'de patates üretimi ciddi şekilde düştü. Nevşehir Ticaret Odası Başkanı'nın yaptığı açıklama enteresan; "Borçlar yüzünden kredi-faiz sarmalında olan çiftçi, tarım alanında verimi arttıran gübre, zirai ilaç ve sulamada kullanılan elektrikten yeterli seviyede yararlanamadı. Bunun sonucunda patates ekim döneminde 1 milyon 250 bin ton olarak hedeflenen rekolte, 875 bin ton dolayında gerçekleşti. Rekoltede yaşanan 400 bin ton civarındaki düşüş, hükümetin ortaya koyduğu IMF patentli sistemsiz tarım politikasından kaynaklanmaktadır".
İşin tuhafı, bu durumun sorumluları allanıp pullanıp millete takdim edilmekte ve bir "kahraman" (!) edasıyla boy göstermektedir.
Ancak bu millet bu mağduriyeti, bu mahrumiyeti, bu uygulamaları haketmiyor. Bu millet IMF ve AB tarafından sömürülmeyi hak etmiyor.
Bu sebepledir ki, bu millet; hizmet için, millet için yola çıkmış, planı, programı, projesi, kendisine verecek "bir şeyleri" olan BTP kadrolarını her yerde bağrına basıyor. Çünkü milletin asıl sahibi bağrından çıkardığı, hizmeti gaye edinmiş kadrolardır. Mesele, millete hizmet götürme meselesidir. Tamamen milli anlayışa dayalı mevcut kaynakları, insan gücüyle beraber devreye koyma ve milletin önüne getirme meselesidir.
Bu, BTP'nin projelerinin özüdür. Maksat tamamen mili bir kalkınma modeliyle insanımızın üretiminin ve emeğinin devreye girmesi her alanda topyekün bir kalkınma hamlesinin gerçekleştirilmesidir.
Bu kalkınma hamlesinde, IMF ve AB müfettişlerine düşen, toplanıp, geldikleri yere geri dönmektir. Çünkü;
Bu millet sömürülmeyi haketmemektedir.
Kışın yaklaşmasıyla beraber vatandaş bu sefer de ucuz yakacak derdine düştü. Sobayla ısınan 100 m2'lik bir konutun aylık masrafı 75 milyon lirayı buluyor.
Gazete başlıklarına göz gezdirdiğimizde her kesimin ciddi bir mağduriyet içinde olduğunu görüyoruz. Bilhassa çiftçimizin beli iyice bükülmüştür. Türkiye'nin patates ambarı olarak bilinen Nevşehir'de patates üretimi ciddi şekilde düştü. Nevşehir Ticaret Odası Başkanı'nın yaptığı açıklama enteresan; "Borçlar yüzünden kredi-faiz sarmalında olan çiftçi, tarım alanında verimi arttıran gübre, zirai ilaç ve sulamada kullanılan elektrikten yeterli seviyede yararlanamadı. Bunun sonucunda patates ekim döneminde 1 milyon 250 bin ton olarak hedeflenen rekolte, 875 bin ton dolayında gerçekleşti. Rekoltede yaşanan 400 bin ton civarındaki düşüş, hükümetin ortaya koyduğu IMF patentli sistemsiz tarım politikasından kaynaklanmaktadır".
İşin tuhafı, bu durumun sorumluları allanıp pullanıp millete takdim edilmekte ve bir "kahraman" (!) edasıyla boy göstermektedir.
Ancak bu millet bu mağduriyeti, bu mahrumiyeti, bu uygulamaları haketmiyor. Bu millet IMF ve AB tarafından sömürülmeyi hak etmiyor.
Bu sebepledir ki, bu millet; hizmet için, millet için yola çıkmış, planı, programı, projesi, kendisine verecek "bir şeyleri" olan BTP kadrolarını her yerde bağrına basıyor. Çünkü milletin asıl sahibi bağrından çıkardığı, hizmeti gaye edinmiş kadrolardır. Mesele, millete hizmet götürme meselesidir. Tamamen milli anlayışa dayalı mevcut kaynakları, insan gücüyle beraber devreye koyma ve milletin önüne getirme meselesidir.
Bu, BTP'nin projelerinin özüdür. Maksat tamamen mili bir kalkınma modeliyle insanımızın üretiminin ve emeğinin devreye girmesi her alanda topyekün bir kalkınma hamlesinin gerçekleştirilmesidir.
Bu kalkınma hamlesinde, IMF ve AB müfettişlerine düşen, toplanıp, geldikleri yere geri dönmektir. Çünkü;
Bu millet sömürülmeyi haketmemektedir.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011