680 yılının Muharrem ayının 10. günü yani bundan 1331 yıl evvel Allah resulünün evladı Hz. Hüseyin ve yetmiş iki yareni Kerbela'da katledildi. Tarih böyle adaletsiz bir savaşı, böyle hunharca bir katliamın bir benzerini kaydetmedi. Yetmiş beş kişinin karşısında 30 bin kişi? Ve bir insan düşünelim ki; sonunun ölüm olduğunu bile bile sırf zulme boyun eğmemek adına, kendisini bekleyen akıbeti bildiği halde Kerbela'ya gitti. Ve sonuna kadar hakkına sahip çıkarak Yezid'e biat etmedi. Saltanat için savaşmadı. İktidar için savaşmadı. Güç için savaşmadı. Kendi hakkı olan hilafete sahip çıkmak, dinin hakikatini korumak ve zalimlere boyun eğmemek için savaştı. Gam ve keder yüklü Kerbela çölünde yanındaki yetmiş kişiyle beraber 30 bin kişilik bir ordunun karşısına çıktı. Cesaretin ve zulme boyun eğmemenin bundan daha eşsiz bir örneği olabilir mi? Ve dünyada bundan daha adaletsiz bir savaş olabilir mi?Onu yanındakilerle beraber Kerbela'ya inmeye mecbur ettikleri zaman buranın adını sordu ve Kerbela olduğunu söylediler. Buyurdu ki:"Allah'ım kerb ve bela (gam ve keder) dan sana sığınıyorum. İşte burası bizim ineceğimiz son yerdir. Allah'a ant olsun ki kabirlemizin yeri de burasıdır. Allah'a ant olsun ki kıyamet gününde de buradan haşrolacağız. Bu, ceddim Resulullah'ın vadesidir. O'nun vadesinde hiçbir ihtilaf yoktur"(İmam Hüseyin, Prof. Dr. Haydar Baş, s. 497)Eğer o gün orada peygamber evladı can korkusuyla zorbalara boyun eğmiş olsaydı kıyamete kadar bu ümmetin mazlumlarına kim örnek olabilirdi? İmam Cafer " Hüseyin'in başına gelenlerden sonra hiçbir musibete ağlamak caiz olmaz" diyor. Kendisine bela ve keder isabet eden her bir Müslüman Peygamberin Ehl-i Beyt'inin yaşadıklarını düşünmek suretiyle bela ve musibetlere sabretme gücünü, zalimlere karşı direnme kuvvetini kendinde buldu? Kıyamete kadar da bu böyle devam edecek?Hz. Hüseyin kendisine binlerce mektup yazarak Kufe'ye çağıran ve biat sözü veren insanların davetine icabet etmek için yola çıktı. Ancak ona söz verenlerin sözlerinden dönmesi neticesi etrafındaki yetmiş kişiyle yalnız kaldı. Tarihte böyle bir ihanet görülmüş müdür? Sonunda öyle bir noktaya gelindi ki, Hz. Hüseyin ya Yezid gibi bir zalime biat edecek veya öldürülecekti. Bundan başka bir çıkış yolu kendisine bırakılmamıştı. Bu hakikati İmam kendisi şöyle dile getiriyordu:"Allah' a ant olsun ki kanımı dökmedikçe benden vazgeçmeyeceklerdir." İki ordu savaş durumu aldığı zamana kadar Hz. Hüseyin'i Yezid'e boyun eğmeye çağırdılar. O da hep aynı cevabı verdi;"Hayır, Allah'a ant olsun size elimi alçaklar gibi vermeyeceğim ve köleler gibi de kaçmayacağım?" (a.g.e, s. 547)Ve Allah resulünün bu ciğerparesi ne alçaklar gibi elini hilafete ehil olmayanlara verdi ve ne de köleler gibi kaçtı. Bütün insanlığa örnek olacak bir direnişin örneğini verdi. Tarih onun gibisini kaydetmedi, Aşure gecesi şu şiiri okuyordu. "yazıklar olsun dostluğuna ey felek!Sabah ve ikindi sırlarında ne kadar da Dost ve taliplerine ölüm indiriyorsun?İşler ancak Allah'a havale edilir,Ve her canlı bu yolun yolcusudur!"(a.g.e, 531)Hz. Hüseyin öldürücü yaralar aldığı ve şehadetinin yaklaştığı anlarda ise savaş meydanında şöyle dua ediyordu,"Allah'ım bizimle kavmimiz arasında hükmet. Onlar bize hile yaptılar. Bizi yalnız bıraktılar. Bize ihanet ettiler. Peygamberinin Ehl-i Beyt'i, risalete seçtiğin ve vahye emin bildiğin Habib'in Muhammed'in evlatları olduğumuz halde bizi öldürdüler." Ardından yüzünü toprağa koyarak şöyle dedi:"Allah'ın adıyla, Allah'ı anarak, Allah'ın yolunda, ve Resulullah'ın dini üzere?"( a.g.e, s. 672)İmam Hüseyin Muharremin 10'unda Cuma günü öğleden sonra şehit edildi. Mübarek vücudunda otuzun üzerinde kılıç, otuz üç yerinde de ok yarası vardı. Ama bu kadarla kalmadı...Sinan b. Enes O'nun mübarek başını bedeninden ayırdı. Ve başsız bedeni atlar tarafından çiğnendi. Aşure gününün ikindi vaktine gelindiğinde Kerbela toprağı tam manasıyla Ehl-i Beyt'in kanıyla sulanmıştı... Ve Zeyneb'i Kübra? Bütün kardeşleri, çocukları, yeğenleri, ailesinin bütün erkekleri gözünün önünde öldürülmüş olan Zeyneb'i Kübra? Hz. Fatıma'nın bu mübarek kızı Kerbela faciasından sonra Ehl-i Beyt'i toplayan, ayakta tutan, imam Zeynelabidin'in hayatını koruyan bir sığınak oldu. Ehli Beyt'in erkeklerinin tamamının öldürülmesinden sonra kadınların çadırlarına hucüm eden saldırganlara karşı, Hz. Hüseyin'in hayatta kalan tek oğlu Ali'yi (imam Zeynel Abidin) hayatı pahasına korudu. Aşure gününün akşamı İmam Hüseyin'in başsız bedeninin yanına gelerek elleriyle kaldırdığı ve şöyle dua ettiği yazılıdır:"Allah'ım bu küçük kurbanı bizim ailemizden kabul buyur!"(Banu'yu Şuca Zeyneb'i Kübra s142) Ehli beytin kadınları Aşure gününün gecesini şehitlerinin başında geçirdiler. Zeyneb'i Kübra çok sevdiği kardeşi Hüseyin'in başında şu ağıtları okuyordu:" Ey Muhammed! (bak ve gör ki ) senin kızların esir oldu, evlatların öldürüldüler. Saba rüzgârı onların üzerine esiyor. Başını bedeninden ayırmış oldukları, sarık ve cübbesini çaldıkları bu yerde yatan kişi senin Hüseyin'indir?"(Zeyneb'i Kübra, Mahallati s. 63)Kerbela faciası kıyamete kadar kapanmayacak bir yaradır... Ve bugün Filistin'de, Çeçenistan'da, Afganistan'da, halen Irak'ta ve dünyanın daha bir çok yerinde zulüm gören Müslümanlar için direnmenin ve sabrın ölçüsüdür Kerbela? Allah İmam Hüseyin'e ve Kerbela'da O'nunla birlikte can veren yarenlerine rahmet etsin ve bizleri şefaatlerinden mahrum etmesin?
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011