Her ne kadar cümleler arasında, 'dünya, küresel, küresel sermaye…' gibi kelimeler ve tanımlar geçiyor olsa da Sayın Erdoğan'ın çizdiği bu resim, tıpkısının aynısı bizim ülkemiz.
Hem resim hem de ressam o kadar tanıdık ki, 'bizden biri, bizim resmimiz' demekten kendinizi alamıyorsunuz.
İşin tuhaf tarafı, en çarpıcı yanı ise, bizzat resmi çizen ressamın, milyonların önünde kendi resmini bu kadar acımasızca eleştirmesi.
Biraz dikkatle bakınca gerçekten çizilen resmi de ressamını da çok yakından tanıdığınızı anlayacaksınız.
Sayın Cumhurbaşkanı, uzunca konuşmasının bir yerinde şöyle diyor: "Öyle ki günümüzde servet eşitsizliği dünyada tarihi bakımdan en yüksek seviyesine çıktı. Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesim toplam küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50'lik kesimin küresel servet dağılımından aldığı pay ise yüzde 1'i dahi geçmiyor. Yani küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor. Bu rakamların bize anlattığı şudur; Afrika'dan Asya'ya milyarlarca insan bir avuç tufeylinin refahı, keyfi, konforu ve şatafatlı hayat sürmesi için adeta seferber olmuş durumdadır…"
Bu cümleleri dura dura okuyoruz, bu resmi dönüp dönüp seyrediyoruz ve acaba Sayın Erdoğan'ın 22 yıldan beri yönettiği ülkemizin, ekonomik olarak getirdiği son noktanın genel görüntüsüne uymayan bir cümle var mı diye bakıyoruz ama bulamıyoruz.
Ülkemizde de öyle değil mi?
Yüzde 1'lik kesim ülkenin toplam servetinin yüzde 50'sine sahip değil mi?
En alttaki yüzde 50'lik kesimin, ülkenin toplam gelirinden aldığı pay yüzde 1'in altında değil mi?
Sizin riyasetinizde kurulan hükümetler boyunca ısrarla, fakirden zengine doğru bir servet transferi yapılmadı mı, halen yapılmıyor mu?
Ülkenin dört bir yanında çilekeş insanlar, emeğinin ve alın terinin karşılığını bir türlü alamayan kitleler, ülkedeki bir avuç mutlu azınlığın, sizin deyiminizle bir avuç tufeylinin şatafatlı, debdebeli ve konforlu hayat sürmeleri için seferber edilmiş değiller mi?
Hem resmi hem de ressamı çok çok yakından tanıyoruz değil mi?
- Meğer dava küp doldurma davasıymış / 13.06.2024
- Serveti katlamak size, yoksulluğa katlanmak bize / 12.06.2024
- Ey ahali neyiniz noksan? / 10.06.2024
- 'Adana’da Ağustos’ta bulamadım yazımı' / 08.06.2024
- Zenginler arasında devletleşen servet / 07.06.2024
- Bal alalım derken sürekli vebal aldınız / 06.06.2024
- Yetime yoksula sahip çıkmayacaksan… / 05.06.2024
- Sudan’dan sığır, Kanada’dan mercimek / 03.06.2024
- Hem ekini hem de ekeni kuruttular / 01.06.2024