Olmuşla ölmüşe çâre olmaz, biliyoruz! Olan olmuş, ölen ölmüş deyip, geçiştiremeyiz de!Sâdî Şirâzi; "Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe, daha çok azarlar!" der...Günlerdir, sessiz-sedâsız içimden; "Önce Ülkem, sonra ilkem, sonra partim, sonra ben!" sözünü, sahibini unutmaya çalışarak irdeleyip duruyorum! Bu sözü eğer ben söylesem, böyle söylerdim!İlk söylendiğinde de böyleydi galiba sonra; "Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben" şekline evrildi-çevrildi-devrildi!2002'de; "Bir şey değişecek, her şey değişecek!" demiştik, demez olaydık!Benim de ciddi katkılarımla bu slogan tutmuştu! Slogan tutunca da, gerçekten bir şey değişti -değişmez olaydı-; 70 günlük AKP, ezici bir çoğunlukla Hükûmet oldu ve 13 yılda her şeyi değiştirdi!Sıra ikinci sloganın; her seçimde kaybederken kazanmışlığın tarifi gibi sunulan; "Önce ülkem ve milletim, sonra partim, sonra ben!" Sloganının ne kadar tutturulacağına geldi!Bu sözü, yıllarca benim de verdiğim desteği insafsızca sorgulayarak irdelemeğe çalışacağım! Yarım asra yakın bir süredir; Türk Siyasetinin ne içinde, ne dışındayım ama hep ortasında, göbeğindeyim!Bu süre içinde, kaç seçim olmuşsa seçim öncesi anket şirketlerinin tahminlerini duydum ama yeminle söylemeliyim ki ne bana, ne de tanıdığım herhangi bir kişiye, bir anketör denk gelmedi!Bir şeyin değişmesiyle iş-başına gelen ve 13 yıldır; "Dediğim dedik, çaldığım düdük" edâsıyla "Tek Adam"lık yapan Uzun Adam'ın, doyumsuz hırsı yüzünden, "Yeniden Seçim" sath-ı mailine girdik!Anket şirketleri de ânında şeref tribünündeki yerlerini aldılar!Yandaş Medya tarafından kâhinleştirilen "Ünlü Anketçi"lerden biri, Yeniden Seçim'i ve olası sonuçlarını yorumlarken koalisyon kuramayan AKP ve CHP'den bahisle; "İki partinin verdiği bu karar, ülke için doğru bir karar değil ama partilerin siyasi geleceği açısından doğru bir karar. Türkiye'nin içinde bulunduğu, yıllarca süren kutuplaşmanın olduğu bu dönemde AK Parti ile CHP'nin bir araya gelebilmesi, bir hükümet kurabilmesi pek çok sorunun aşılabilmesine vesile olurdu" diyor.Bu yorumla eş zamanlı olarak CHP Eski Genel Başkanı Baykal da; "Kırılma noktası, Meclis Başkanı seçimidir. Cumhurbaşkanı için de sürpriz oldu. Ben seçilseydim, bugün bir koalisyon hükümeti mutlaka kurulmuştu. Erdoğan, seçim değil koalisyondan yanaydı" diye açıklama yapıyor!Baykal, açıklamasını; "Ne zaman ki, 'Birlikte bir Meclis başkanı seçerler ve bir koalisyonu hayata geçirirler' zannedilen partiler, tam tersine bir görüntü verdiler ve 'Bir AKP'linin oraya gelmesine izin vermeyiz' diyen MHP'nin katkısıyla bir AKP'li Meclis Başkanı seçildi; o andan itibaren Sayın Erdoğan'da da tavır değişti; 'Bırakın koalisyonu, seçim' dedi" diyerek sürdürüyor!Ne demişlerdi siyasilerimiz; "Bir şey değişecek, her şey değişecek." Bu kehânet veya figüranlık yaptıkları senaryo, maalesef gerçekleşti!Sırada ne var; "Önce ülkem ve milletim" sloganı!Bir şeyin değişmesiyle 13 yılda her şeyin değişmesini; kimileri memnuniyetle, büyük çoğunlukla biz ise canımız yanarak öfkeyle seyrederek yaşadık!Önce Devlet Kurumlarına kendi aralarında rekabet yaptırılarak sistem bozuldu! TSK ile Emniyet Genel Müdürlüğü yarıştırıldı, Emniyet galip çıkarıldı!Sonra Emniyetle Adâlet, sonra Hakimlerle Savcılar, sonra diğer bütün Adâlet kurumlarıyla Anayasa Mahkemesi kapıştırıldı, yarıştırıldı! Şike söylentileri olsa da, bu çekişme hâlâ sürüyor gibi!Yani bir şeyin değişmesiyle başlayan her şeyin değişmesi sürecinde; Resmî Kurumlar, Adalet, Güvenlik Güçleri, Eğitim Görevlileri, Sağlık Personeli v.s. kendi içlerinde bölünüp kutuplaştılar!Birinin ak dediğine, aynı kurum içinde birileri kara dedi! Her yer karıştı, her yer bulandı, flulaştı!Şimdi sırada maalesef; "Ülke ve millet" var!Önce "Özerklik" ilanlarıyla ülkeyi, sonra sınırlarla ayrıştırılmış ülkede milleti 36 halk parçasına bölecekler! Planları bu! Uygulamaları bu!Adamlar güya sövüşürken-dövüşürken sevişiyorlar! Milletten de alkış alıyorlar!Hey!Yukarıdakiler-Aşağıdakiler!Sağcılar-Solcular!Ülkücüler-Devrimciler!Ümmetçiler-Laikler!Sosyalistler-Milliyetçiler!Atatürkçüler-Kemalistler!Vatanperverlik ve Milletçiliği ile Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın; "Dinî bütünlük olmadan millî bütünlük sağlanamaz!" uyarısını; "Bir elimi kesseler Türk kanı, diğerini kesseler Kürt kanı akar" şeklindeki birleştirici gayretlerini duymamakta ısrar ederseniz; Allah korusun Devlet Gemisi batar! Çünkü kaptan köşkünde; ata binemeyen, bisiklet süremeyen liyâkatsiz bir harîs var!Ondan kurtulmanın yolu da, sadece sandıktan geçiyor!Bu sefer emâneti ehline vermezsek, liyakatsizler ziyân edecekler! Hadi Allah aşkına başa dönerek, yeniden bir şeyi değiştirelim ve her şey değişsin, düzene girsin!Bu sefer; "Canla başla, Haydar BAŞ'la.." deyip değiştirelim bir şeyi!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017