Erzurum'un yerel gazetelerinden Haber Doğu'da yazılarını zevkle takip ettiğimiz Selami Türkmen, geçenlerde "Erzurum'dan elinizi çekin" başlığı altında önemli bir yazı yazdı. Her paragrafı ayrı birer makale konusu olan o yazıdan sizin de tüylerinizi ürpertecek bir paragraf şöyleydi: "Iğdır'lı bir arkadaşımdan bizzat dinledim; Erministan'da yeni evlenen çiftlere düğün hediyesi olarak, Erzurum'un sembolik tapuları armağan ediliyor." Bu not aklınızın bir köşesinde dursun ve biz Prof.Dr. Sıtkı Aras'ın kaleme aldığı "Bir şehrin ruhu: Erzurum" adlı eserden bir miktar okuyalım; "Erzurum'da isyan ruhu. Kabul buyrulan bir dua. Zaman 638 yılının yazıdır. Medine site devletinin temelinin atılışından henüz 16 yıl gibi çok kısa bir süre geçmiştir. Arap Yarımadasının, Irak'ın, Suriye'nin kara topraklarını kaplayan kara çalılar, İslam Mücahitlerinin atlarının nalları altında ezilerek, yerlerinde renk renk çiçekler, güller, menekşeler açmıştır. Sıra Anadolu'dadır. Devletin başında Halifeler halifesi olan büyük halifemiz Hz. Ömer (ra) bulunmaktadır. Güçlü kumandan İrem B. Cenem komutasındaki kemiyette küçük, keyfiyette çok büyük olan bir ordu, Batı'ya doğru akmaktadır. Son durakları yüksek ve yalçın sıradağların eteğindeki bir düzlüktür. Burası daha sonraları onlarca, belki yüzlerce ordunun uğrak yerleri olacak olan Sultan sekisi'dir. Karşılarına kalın surlara bürünmüş bir site çıkar. Bu bugüne kadar görmüş oldukları tüm şehirlerden farklıdır. Bir mekandan ziyade, demirden dev bir kapı görümündedir. Açılabildiği an, tüm küçük Asya'nın toprakları nazende bir halı misali ayaklarının altında serilecektir. Dolaysıyle heyacanlıdır mücahitler. Duaya ihtiyaçları vardır, namaza ihtiyaçları vardır. Ve toplu halde büyük komutanların arkasında "uydum imama" diyerek el bağlarlar. Ancak imam efendinin Kur'an-ı Kerim'i okuyuş şekil bazılarının hoşuna gitmez ve cemaatten ayrılırlar. Bunlara göre kıraat hatalıdır. Büyük bir münakaşa başlar, büyük bir çarpışma güç-bela önlenerek doğrusunu öğrenmek üzere bir heyet gönderilir Medine'ye. Kuşatmaya başlanılmaz. Çünkü karşılarına halledilmesi öncelikle gereken çok daha önemli bir mesele çıkmıştır. O zamanlar palandökenler ormanlıktır. Her tarafından sular çağıdamaktadır. Mücahitler haftalarca göklere set çekmiş olan çamların gölgösinde oturup, edalı sulardan içerek haberi beklerler. Nihayet Medine'ye gelen heyet geri döner ve Kur'ann-ı Kerim'in, itirazcıları haklı çıkaracak doğru okunacak şeklini getirirler. Ordu içerisinde iki mübarek elin avuç içleri göklere doğru kalkar. Kim bilir belki de aziz misafirimiz büyük sahabe, Abdurrahman Gazi Hazretllerinin elleridir. "Ya Rbb! Bugün olduğu gibi, bundan sonra da kıyamete dek bu şehire tüm hataları düzeltecek isyan ruhunu nasip eyle." O dua orada kabul buyurulur. O gün bu gündür ki, Erzurum, tüm hataların, haksızlıkların, yolsuzlukların karşısındadır." Sıtkı ArasHoca devam eden sayfalarda, ülke çapındaki yanlışlıklar, haksızlıklar karşısında Erzurum'un, Erzurum'lunun tavır koyuşuna, bakışlarına Osmanlı'dan günümüze örnekler vermektedir. Bu bölümü özellikle niye okuduk? Erzurum'un "isyan ruhunu" sindirmek, söndürmek için, köreltmek için, küllemek için özel gayretlerin altını çizmek, hemşehrilerimizin dikkatlerini çekmek için... Bilindiği gibi son yıllarda. Edirne'den Ardahan'a bütün bir ülkeyi "diyalog ve hoşgörü" adındaki elma şekerlerle kandırma, oyalama faaliyetleri yürütülmektedir. Bunun için başındaki zatın Erzurum'lu olarak bilinmesinden ötürü de Erzurum diğer illerden daha fazla etkilenmektedir. Bu proje sayesinde, Sayın Aras'ın sözünü ettiği "ısyan ruhu" adeta buharlaştırılmış, karşılaşılan her vahim yanlış sineye çekilir olmuştur. Düşünebiliyor musunuz; Osmanlı'nın payitahtı İstanbul'da padişah Genç Osman katladildiğinde, bu zulme, bu haksızlığa, taa binikiyüz kilometre uzaktan baş kaldıran ve o günkü Vali'nin abaza kökenli olmasından ötürü "Abaza ısyanları" diye ün salan ısyanlarla tam onyedi yıl İstanbul'u meşgul eden Erzurum; diyalog ve hoşgörü projesi ile nasıl böyle haksızlıkları sineye çeker ve çekmektedir? "Papalık konseyi misyonun bir parçası olmak üzere Vatikan'a gitme" zilleti bu sayede yutturulmuştur. Şanlı Urfa'da hıristiyan bir profösörle müslüman bir kadının nikahlanması şenaati bu sayede yutturulmuştur. Mardin'de bir programda, ezan ile çan sesinin aynı anda yayınlanması ve müslim-gayri müslim herkesin sembolik sırat köprüsünden geçirilmesi dehşeti de bu sayede sinelere sindirilmiştir. Erzurum'lu, aziz atalarını katillikle suçlayan bir iftiracıya sahip çıkan, sahip çıkmakla yetinmeyip, okurlarını saygıya ve teşekküre davet eden malum gazeteyi desteklemeye bu sayede ikna edilmiştir. Yine bebek katilinin yeniden yargılanmasını savunan, yargı sırasında kötü muamele yapıldığını iddia eden aynı gazetenin güya "hizmet ettiği" bu sayede yutturulmuştur. Ermeniler, düğünlerinde Erzurum'un sembolik tapularını hediye ederken, Erzurum'lunun düşürüldüğü savunmasız durum da işte ortada.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025
- Havuz delik deşik dolmasını bekliyoruz / 01.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025
- Havuz delik deşik dolmasını bekliyoruz / 01.08.2025