Dün akşam BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyi "Diyalog" programında izlemişsinizdir eminim.
Eğer izlemeyen varsa çok şey kaybetmiştir.
Yaklaşık 10 yıldır, özellikle Meltem ekranlarında insanımıza deva oluyorlar.
Yakmadan, yıkmadan,
kırıp-dökmeden,
Hukukî ölçülerden zerre taşmadan,
Boş yere hiç kimseye sataşmadan,
Şu ana kadar yapmış olduğu tespitlerde milim şaşmadan,
"Ötekiler gibi" karavana atmadan,
Süte su katmadan,
Karadeniz yöresine ait bir deyimle;
"Konuşuk olsun/laf olsun torba dolsun" türünden ucuz kahramanlıklara tenezzül etmeden.
Tam on yıldır TV ekranlarında,
Tam yirmi yıldır banisi olduğu basın-yayın organlarından bu necip milleti ayıktırmanın telaşı içindedirler.
Banisi olduğu kurumlarda, -ki bu kurumların hiçbirine, teşvik, kredi, iltimas, ihale, "kayırma" türü pisliklerden zerre bulaşmadı- bu ikaz-ihtar görevini yapıyor.
Durakta otobüs beklemeden,
Her otobüste "bana uygun mutlaka bir koltuk var" deyip içeri dalmadan,
Doğrularından milim şaşmadan,
Onuruyla ve başı dik yürümekten yorulmadan bu hizmetleri yapıyor.
Ve bunun için de "falanca acaba ne der?", "filanca acaba kızar mı?", "şunu dersem teşvik kesilir" gibi bağlayıcı cümleleri sözlüğünden silerek konuşuyor.
Olaylara vakıf bir ilim adamı edasıyla,
Olayın vahametini gören bir vatanperver nidasıyla,
Evladının başına gelecek felaketi fark eden bir müşfik anne sedasıyla, -siz buna feryadıyla deyin- konuşur.
Ülkenin içine sürüklendiği bu korkunç hal karşısında; Kur'an'daki bir orijinal tabirle, konuşurken "dudaklarını eğip bükenler" dediklerinde asla samimi değillerdir.
Onlar için bu ülke sathı bir tiyatro sahnesi olabilir.
Ülkenin sonunu getirecek süreç bir senaryo olabilir -ki öyledir.-
Ve kendileri de bu sette bir figürandan başka bir şey değildir.
Asla baş rol oyuncusu değillerdir onlar.
"Kendi milletine ihanet içinde olan bana niye ihanet etmesin" diye düşünmek senaristin ana fikridir.
Ülkenin şu hali karşısında onlar tiyatro oynuyorlar, sadece bu.
Sayın Haydar Baş şu ana kadar ne dedi de yanıldı?
Sayın Haydar Baş, şu ana kadar hangi tehlikenin altını çizdi de başımıza gelmedi?
Sayın Haydar Baş, hangi cümlesini, içini doldurmadan sarfetti.
Kırmadan, dökmeden, yıkmadan, yakmadan ve en önemlisi "değişmeden" bunları yaptı.
Yirmi beş sene önce Almanya'da verdiği bir konferansta ifade ettiği şu tespite bir bakar mısınız lütfen:
"AB bir Hıristiyan kulübüdür, onun için biz biz olarak kaldıkça, yani Müslüman olduğumuz sürece bizi asla içine kabul etmeyecektir."
Ve demişti ki:
"Eğer biz Müslümanlığımızdan zerre taviz verirsek işte o zaman Allah belamızı verdi demektir."
Aradan yirmi beş yıl geçti, geldiğimiz nokta ortada.
Bin yıl İslam'a hizmet etmiş bir milleti Hıristiyan yapamayacaklarını anlayanlar, başka bir hileye başvurdu;
"Madem Hıristiyan yapamayacağız, o zaman inançlarını Hıristiyanlaştırılmış bir din haline getirelim."
Bu planın sonucudur "Dinlerarsı Diyalog."
Ve eğer Prof. Dr. Haydar Baş, tek başına bu tehlikeli oyuna göğüs germemiş olsaydı, ülke çok daha vahim bir durumda olacaktı.
Üç yılda evlerimize dağıtılan İncil sayısı beş milyonun çok üstünde olacaktı.
Hıristiyanlaşan gençleri sayısı hayli fazla olacaktı.
Belki de bazı evlerin değil bir çok evin altında kilise evler kurulmuş olacaktı.
Sayın Baş hocamın bu sürece karşı durmasında da zerre bir tutarsızlık bulamazsınız.
Bu sürece karşı olduğunu söyleyip de, AB yanlısı bir anlayışa reyiyle destek verenler ya bunda samimi değillerdir, ya onda.
Siz hem "Dinlerarası diyalog" karşıtı olacaksınız, hem de, bir Hıristiyanlık harmanlaması olan AB'yi savunan bir partiye destek çıkacaksınız.
İnsana gülerle be!
Bu ülke Prof. Dr. Haydar Baş beyin sesine kulak vermek zorundadır.
Bu millet Prof. Dr. Haydar Baş beyin feryadını duymak zorundadır.
Bu dünya Prof. Dr. Haydar Baş beyin sedasını işitmek zorundadır.
Bu insanlık Prof. Dr. Haydar Baş beyin nefesine muhtaçtır.
Hem de "eşedde'l ihtiyaçla" muhtaçtır.
Eğer izlemeyen varsa çok şey kaybetmiştir.
Yaklaşık 10 yıldır, özellikle Meltem ekranlarında insanımıza deva oluyorlar.
Yakmadan, yıkmadan,
kırıp-dökmeden,
Hukukî ölçülerden zerre taşmadan,
Boş yere hiç kimseye sataşmadan,
Şu ana kadar yapmış olduğu tespitlerde milim şaşmadan,
"Ötekiler gibi" karavana atmadan,
Süte su katmadan,
Karadeniz yöresine ait bir deyimle;
"Konuşuk olsun/laf olsun torba dolsun" türünden ucuz kahramanlıklara tenezzül etmeden.
Tam on yıldır TV ekranlarında,
Tam yirmi yıldır banisi olduğu basın-yayın organlarından bu necip milleti ayıktırmanın telaşı içindedirler.
Banisi olduğu kurumlarda, -ki bu kurumların hiçbirine, teşvik, kredi, iltimas, ihale, "kayırma" türü pisliklerden zerre bulaşmadı- bu ikaz-ihtar görevini yapıyor.
Durakta otobüs beklemeden,
Her otobüste "bana uygun mutlaka bir koltuk var" deyip içeri dalmadan,
Doğrularından milim şaşmadan,
Onuruyla ve başı dik yürümekten yorulmadan bu hizmetleri yapıyor.
Ve bunun için de "falanca acaba ne der?", "filanca acaba kızar mı?", "şunu dersem teşvik kesilir" gibi bağlayıcı cümleleri sözlüğünden silerek konuşuyor.
Olaylara vakıf bir ilim adamı edasıyla,
Olayın vahametini gören bir vatanperver nidasıyla,
Evladının başına gelecek felaketi fark eden bir müşfik anne sedasıyla, -siz buna feryadıyla deyin- konuşur.
Ülkenin içine sürüklendiği bu korkunç hal karşısında; Kur'an'daki bir orijinal tabirle, konuşurken "dudaklarını eğip bükenler" dediklerinde asla samimi değillerdir.
Onlar için bu ülke sathı bir tiyatro sahnesi olabilir.
Ülkenin sonunu getirecek süreç bir senaryo olabilir -ki öyledir.-
Ve kendileri de bu sette bir figürandan başka bir şey değildir.
Asla baş rol oyuncusu değillerdir onlar.
"Kendi milletine ihanet içinde olan bana niye ihanet etmesin" diye düşünmek senaristin ana fikridir.
Ülkenin şu hali karşısında onlar tiyatro oynuyorlar, sadece bu.
Sayın Haydar Baş şu ana kadar ne dedi de yanıldı?
Sayın Haydar Baş, şu ana kadar hangi tehlikenin altını çizdi de başımıza gelmedi?
Sayın Haydar Baş, hangi cümlesini, içini doldurmadan sarfetti.
Kırmadan, dökmeden, yıkmadan, yakmadan ve en önemlisi "değişmeden" bunları yaptı.
Yirmi beş sene önce Almanya'da verdiği bir konferansta ifade ettiği şu tespite bir bakar mısınız lütfen:
"AB bir Hıristiyan kulübüdür, onun için biz biz olarak kaldıkça, yani Müslüman olduğumuz sürece bizi asla içine kabul etmeyecektir."
Ve demişti ki:
"Eğer biz Müslümanlığımızdan zerre taviz verirsek işte o zaman Allah belamızı verdi demektir."
Aradan yirmi beş yıl geçti, geldiğimiz nokta ortada.
Bin yıl İslam'a hizmet etmiş bir milleti Hıristiyan yapamayacaklarını anlayanlar, başka bir hileye başvurdu;
"Madem Hıristiyan yapamayacağız, o zaman inançlarını Hıristiyanlaştırılmış bir din haline getirelim."
Bu planın sonucudur "Dinlerarsı Diyalog."
Ve eğer Prof. Dr. Haydar Baş, tek başına bu tehlikeli oyuna göğüs germemiş olsaydı, ülke çok daha vahim bir durumda olacaktı.
Üç yılda evlerimize dağıtılan İncil sayısı beş milyonun çok üstünde olacaktı.
Hıristiyanlaşan gençleri sayısı hayli fazla olacaktı.
Belki de bazı evlerin değil bir çok evin altında kilise evler kurulmuş olacaktı.
Sayın Baş hocamın bu sürece karşı durmasında da zerre bir tutarsızlık bulamazsınız.
Bu sürece karşı olduğunu söyleyip de, AB yanlısı bir anlayışa reyiyle destek verenler ya bunda samimi değillerdir, ya onda.
Siz hem "Dinlerarası diyalog" karşıtı olacaksınız, hem de, bir Hıristiyanlık harmanlaması olan AB'yi savunan bir partiye destek çıkacaksınız.
İnsana gülerle be!
Bu ülke Prof. Dr. Haydar Baş beyin sesine kulak vermek zorundadır.
Bu millet Prof. Dr. Haydar Baş beyin feryadını duymak zorundadır.
Bu dünya Prof. Dr. Haydar Baş beyin sedasını işitmek zorundadır.
Bu insanlık Prof. Dr. Haydar Baş beyin nefesine muhtaçtır.
Hem de "eşedde'l ihtiyaçla" muhtaçtır.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024