Bu ülke ve bu millet

Ders alsaydık tarih tekerrür etmezdi. Ama yanıldık, birilerinin oyununa çok basitçe alet olduk. Bunun sonucunu da, devlet olarak itibarımızı kaybetmekle, millet olarak ta açlık ve sefaletle ve de adeta mahkûmiyetle ödedik, ödüyoruz. O muhteşem tarihimize bakıp, şu an ki halimizle kıyasladığımızda; Nerden nereye, dememek mümkün mü? Neydik, ne hale geldik? "Kıtaları bir ipek kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıçlarımızdan. Bir biz vardık cihanda bir de küffar.Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini. 'Ben Avrupalıyım' demeye başladı, 'Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.'Avrupalı dostları acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına, Hayır delikanlı diye fısıldadılar. Sen bir az gelişmişsin ve Hıristiyan Avrupa'nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını bir nişan-ı zişan gibi gururla benimsedi aydınlarımız." Cemil Meriç Bu Ülke sayfa: 96

Kendimizi inkâr ettik?"Bu ülke 1789'dan beri su alan bir gemi? Fransız İhtilali yalnız batı feodalitesini değil, ihtiyar şarkın da ölüm çanı. Osmanlı bir başka medeniyetin varlığını o zaman fark eder. Henüz ne imanını kaybetmiştir, ne de şahsiyetini. Zirvelerden bakar diyar-ı küfre. Avrupa maddedir, kendisi ruh. Bu tanımadığı dünyanın keskin taarruzları karşısında kuvvetinden şüphe etmeye başlar. Hayret yerini hayranlığa bırakır. Hayranlık teslimiyete." Cemil Meriç Bu Ülke sayfa:133Bu şartlarda sonuçta kaçınılmazdı. Teslim olduk?"Garb medeniyeti galip, İslam ve Budist-Brahman medeniyeti mağlup. Bunu bir kere açık ve kati olarak itiraf etmelidir. Mağlubiyet iki türlüdür. Maddi, manevi. Maddi mağlubiyetimiz aşikârdır. İslam cemaatleri birbiri ardından velveleli bir tarzda sükût etmekte ve mahvolmaktadır. İslamiyet'in son muhkem kalesi Osmanlı da bugünkü hali perişaniyeye maruz kaldı.Manevi mağlubiyetimizde inkâr edilemez. Mağlubiyet nedir? Başkasının şahsiyetini kabul ve iradesine tabi olmaktır. Gerek Müslümanlar, gerek sarı ırk elbiselerinin ve evlerinin tefrişatı gibi hayatın maddi tecellilerinden başlayarak, edebiyat, musiki gibi manevi hususların en derin köşelerine kadar Avrupa modellerini taklit etmektedirler. Hele içtimai, fenni, siyasi müesseselerde Avrupa'nın büsbütün köleleridir." Cemil Meriç Bu Ülke sayfa:157

Vakit geçti, geçiyorArtık kölelikten kurtulmanın vakti geldi diyemiyorum. Çünkü vakit geçti, geçiyor. Hem devlet olarak, hem fert olarak özgür olabilmemiz için ekonomik bağımsızlığımızı kazanmamız şarttır. Bugüne kadar ki siyasi anlayışlar bunu başaramamışlardır ve bu kapitalist mantıkla başaramayacakları da aşikârdır.O halde bizler bu kapitalist dünya düzenine tek başına kafa tutan, AB'ye, ABD'ye hayır diyebilen tek liderin peşine gideceğiz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın peşinden gideceğiz. Bunu başardığımız takdirde âlemde biz bir olacağız, küffar bile kalmayacak? İşte o zaman geriye dönüp baktığımızda yine "nerden nereye" diyeceğiz. Ama bu hayıflanmak için değil, gururlanmak için olacak?