Sarı Yelekliler'in Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan istediklerini elde ettiği ve daha fazlasını da istemeye hazırlandığı sırada Fransa'nın Strazburg kentinin Place Kleber meydanına yakın bir noktada bir saldırı gerçekleşti.
Saldırıda terör bağlantısı olup olmadığı Fransız polisi tarafından soruşturuluyor.
4 kişinin ölümüyle, 11 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan söz konusu saldırı, tesadüf diyemeyeceğimiz kadar dikkat çekici bir zamanlamayla gerçekleşti.
Macron'un olağanüstü hal ilan etmek üzere olduğu bir zamanda gerçekleşen bu saldırı ona bulunmaz bir fırsat yarattı.
Şimdi Sarı Yelekliler'in sokağa çıkışını engellemek için kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerekçesi var Macron'un.
Aslında Strazburg'da yaşanan bu saldırı sadece zenginlerin ve bankaların sözcüsü gibi Fransa'yı yöneten Macron'un işine gelmiyor.
Zira Sarı Yelekliler protestoları Belçika ve Hollanda'ya da bulaşmaya başlamıştı.
Sonra sırada belki de İngiltere ve hatta Almanya…
Fransa'nın kâbusu olan Sarı Yelekliler, bütün Avrupa ülkeleri için de kâbus olmaya hazırlanıyorken bu saldırı gerçekleşti.
Ve ezilen, hakları yenen, modern köleler olarak kapitalizm cenderesinde sıkıştırılan büyük çoğunluk yeniden tutsak hayatlarına dönmeye mecbur bırakılacak bu şekilde.
Zira bu aşamadan sonra sokağa çıkacak Sarı Yelekliler, 'terörist' yaftasıyla karşı karşıya kalıp, Fransız polisinin insafına terk edilecek.
Sarı Yelekliler protestolarının yayılmasını önlemek için istihbarat servislerince kurgulanmış bir saldırı olması ihtimalini de dışlamamak gerektiğini söylüyorum.
Bu ifadelerimin kulağa bir komplo teorisi gibi geldiğinin farkındayım, ancak sadece az gelişmiş ülkelerin halklarını değil, Fransa, Belçika, ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerin halklarını da sömüren düzenin efendileri, çarkları dönmeye devam etsin diye hemen her şeyi göze alabilecek tıynettedir.
Bu bağlamda yıllardır süren bu sömürü çarkına çomak sokmak öyle Sarı Yelek giyerek yapılabilecek bir şey değildir ve her babayiğidin de harcı olmayan bir şeydir.
Sömürü sisteminin yeri, sömürüye izin vermeyecek bir anlayışla doldurulmazsa, dönüp dolaşıp gelinecek yer yine aynı yer olacaktır. Bu bağlamda sömürüden kaçan insanlığın önünde tek seçenek olarak Milli Ekonomi Modeli durmaktadır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023