Balıkesir'deyiz, BTP Balıkesir İl Başkanlığı tarafından organize edilen "BTP'nin Çözüm Önerileri" başlıklı panel için buradayız.
Seçkin bir topluluk var salonda.
Her zaman olduğu gibi ilk konuşma yapma şerefi bana aitti.
Bu size bir ikram, bir lütuf gibi gelebilir.
Ama öyle değil.
Merhum Kul Hocanın dediği gibi: Hocayı üç yerde öne geçirirler;
Yolda; uçurum varsa önce hoca yuvarlansın,
Yemekte; yemekte zehir falan varsa önce hoca ölsün,
Ve cenazede; cemaat ölüden tiksinir diye.
Aynen öyle.
Önce ben konuşurum, diğer konuşmacılar sakinleşir, huzur içinde devam ederler konuşmalarına.
Program öncesi şehri gezeyim dedim.
Yanımda bu yıl Meltem ilköğretimi bitirmiş oğlum Mustafa da vardı.
Yolumuz tesadüf mu tevafuk mu bilinmez, Kuva-yı Milliye Müzesine uğradı.
Allah'tan müze İstanbul'un aksine bedavaydı.
Geçen hafta herifliğini tescil için arkadaşlarıyla İstanbul'a gezmeye çıkan oğlum, akşam eve dönünce müzeleri gezememenin üzüntüsü içinde idi.
Niye diye sorduğumda, ücretin 5 milyon olduğunu söyledi.
Yerinde dedim, çünkü müze dediğin nedir ki, olsa da olur, olmasa da...
Gitsen de olur, gitmesen de, görsen de olur görmesen de...
Ne yani, bedava olsun da git, elini kolunu salla gez, ders al, ibret al, örnek al, not al.
Olacak şey mi?
Şimdi Balıkesir Kuva-yı Milliye Müzesi giriş ücreti 5 milyon olsaydı, biz de gezemeyecektik, gezip de şu pek bir şeye yaramayan(!) sözleri not alamayacaktık.
Tam girişte şunlar yazılı idi:
"Bin yıllık Türk vatanını parçalama başlangıcı sayılan Mondros Müdarekesi'nin imzalanmasından (30 Ekim 1918) birkaç gün sonra Vilayet-i Şarkıye Müdafa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri Kars'ta toplandılar. (5 Kasım 1918)"
Yanı başında da şu ifadeler var;
"Türk Kurtuluş Savaşı, eşine rastlanmamış bir toplum hareketidir. Bu hareket, her türlü yokluğa mahkum edilmiş bir milletin, farklı bölgelerde aynı milli şuurla ve aynı zamanda başlattığı bir büyük destandır.
15 Mayıs 1919'da Yunan Ordusu'nun İzmir'e çıkışından birkaç saat sonra Ödemiş Kasabası ayaklanmıştır.
16 Mayıs sabahı Denizli'de, aynı gün Kastamonu'da halk, İzmir'in işgalini protesto mitingleri düzenlemiştir.
Aynı gün Mustafa Kemal Paşa'yı Samsun'a götürecek Bandırma Vapuru İstanbul'dan demir almış ve aynı gün Balıkesir'deki Halit Bey Konağı'nda (Bugün müze olan yer) düşman on üç ay boyunca engellenerek milli ordularımıza altın değerinde zaman kazandıracak olan Kuva-yı Milliye doğmuştur".
Az ileride de şunlar yazılı;
"... Amerikan mandası,
İngiliz mandası,
Fransız mandası ne demek?
Susurluk çayırında manda çok, isteyen gidip alsın!
Mandayla protesto ile düşman geri gitmez!
Düşmanı durduracak kuvvet namlunun ucundadır".
(Kuşdilli Leblebici Raşit (Yağcıoğlu) 16 Mayıs 1919 Balıkesir Okuma Yurdu)
Bir başka panoda;
"Yapılanlar yapılması şart olan vatan borcuydu. Kurtuluşa niçin Balıkesir'in rehber olduğu sualinin cevabı şudur: 'Bünyesinin icabıdır.' (Mehmet Vehbi)"
Bir başkasında;
"Ben son nefesime kalıncaya kadar dövüşeceğim. Fakat maksat şahsi şeref değil, ortak ve mukaddes bir gayedir". (Miralay Kazım Özalp Bey)
Ve bir başkası;
"Hiçbirimiz tefahure/övünmeye vesile aramadık, sadece vazifemizi yapmaya çalıştık". (Hasan Basri Çantay)
"Şu an bize Allah da bakıyor, Peygamber de. Dünyaya geldiğimiz gibi gideceğiz... Peygamberler bile ölmüştür, bizler de öleceğiz. Allah'ın huzuruna açık alınla, temiz yürekle çıkabilmek için iyi niyetli ve cesur olmamız lazımdır.
Düşman bizi esaretine almak istiyor. Onun topu tüfeği varsa bizim de Allah'ımız var. Ben buraya sizinle birlikte can vermeye geldim. Haydi silahlarınız alın, gelin hep beraber, dinimizi, imanımızı, Müslümanlığımızı kurtaralım.
Yatağında karısını düşmana teslim etmek isteyen varsa kalsın... Türklüğünü, benliğini, namusunu-şerefini korumak isteyen benimle gelsin. Ben yalnız da kalsam düşman cenazemin üstünden geçmedikçe Bergama'ya giremeyecektir". (Yüzbaşı Kemal Bey, 10.06.1919 Bergama)
Başka levhalar da vardı.
Bunlardan en fazla ve en ürpertici olanları "Yunan Gavuru"nun yaptığı vahşeti, katliamı anlatanlarıydı.
Bugün İpekçizade İsmail'in neredeyse kendi ülke insanından bile daha çok değer verdiği "Yunan Gavuru".
Seçkin bir topluluk var salonda.
Her zaman olduğu gibi ilk konuşma yapma şerefi bana aitti.
Bu size bir ikram, bir lütuf gibi gelebilir.
Ama öyle değil.
Merhum Kul Hocanın dediği gibi: Hocayı üç yerde öne geçirirler;
Yolda; uçurum varsa önce hoca yuvarlansın,
Yemekte; yemekte zehir falan varsa önce hoca ölsün,
Ve cenazede; cemaat ölüden tiksinir diye.
Aynen öyle.
Önce ben konuşurum, diğer konuşmacılar sakinleşir, huzur içinde devam ederler konuşmalarına.
Program öncesi şehri gezeyim dedim.
Yanımda bu yıl Meltem ilköğretimi bitirmiş oğlum Mustafa da vardı.
Yolumuz tesadüf mu tevafuk mu bilinmez, Kuva-yı Milliye Müzesine uğradı.
Allah'tan müze İstanbul'un aksine bedavaydı.
Geçen hafta herifliğini tescil için arkadaşlarıyla İstanbul'a gezmeye çıkan oğlum, akşam eve dönünce müzeleri gezememenin üzüntüsü içinde idi.
Niye diye sorduğumda, ücretin 5 milyon olduğunu söyledi.
Yerinde dedim, çünkü müze dediğin nedir ki, olsa da olur, olmasa da...
Gitsen de olur, gitmesen de, görsen de olur görmesen de...
Ne yani, bedava olsun da git, elini kolunu salla gez, ders al, ibret al, örnek al, not al.
Olacak şey mi?
Şimdi Balıkesir Kuva-yı Milliye Müzesi giriş ücreti 5 milyon olsaydı, biz de gezemeyecektik, gezip de şu pek bir şeye yaramayan(!) sözleri not alamayacaktık.
Tam girişte şunlar yazılı idi:
"Bin yıllık Türk vatanını parçalama başlangıcı sayılan Mondros Müdarekesi'nin imzalanmasından (30 Ekim 1918) birkaç gün sonra Vilayet-i Şarkıye Müdafa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri Kars'ta toplandılar. (5 Kasım 1918)"
Yanı başında da şu ifadeler var;
"Türk Kurtuluş Savaşı, eşine rastlanmamış bir toplum hareketidir. Bu hareket, her türlü yokluğa mahkum edilmiş bir milletin, farklı bölgelerde aynı milli şuurla ve aynı zamanda başlattığı bir büyük destandır.
15 Mayıs 1919'da Yunan Ordusu'nun İzmir'e çıkışından birkaç saat sonra Ödemiş Kasabası ayaklanmıştır.
16 Mayıs sabahı Denizli'de, aynı gün Kastamonu'da halk, İzmir'in işgalini protesto mitingleri düzenlemiştir.
Aynı gün Mustafa Kemal Paşa'yı Samsun'a götürecek Bandırma Vapuru İstanbul'dan demir almış ve aynı gün Balıkesir'deki Halit Bey Konağı'nda (Bugün müze olan yer) düşman on üç ay boyunca engellenerek milli ordularımıza altın değerinde zaman kazandıracak olan Kuva-yı Milliye doğmuştur".
Az ileride de şunlar yazılı;
"... Amerikan mandası,
İngiliz mandası,
Fransız mandası ne demek?
Susurluk çayırında manda çok, isteyen gidip alsın!
Mandayla protesto ile düşman geri gitmez!
Düşmanı durduracak kuvvet namlunun ucundadır".
(Kuşdilli Leblebici Raşit (Yağcıoğlu) 16 Mayıs 1919 Balıkesir Okuma Yurdu)
Bir başka panoda;
"Yapılanlar yapılması şart olan vatan borcuydu. Kurtuluşa niçin Balıkesir'in rehber olduğu sualinin cevabı şudur: 'Bünyesinin icabıdır.' (Mehmet Vehbi)"
Bir başkasında;
"Ben son nefesime kalıncaya kadar dövüşeceğim. Fakat maksat şahsi şeref değil, ortak ve mukaddes bir gayedir". (Miralay Kazım Özalp Bey)
Ve bir başkası;
"Hiçbirimiz tefahure/övünmeye vesile aramadık, sadece vazifemizi yapmaya çalıştık". (Hasan Basri Çantay)
"Şu an bize Allah da bakıyor, Peygamber de. Dünyaya geldiğimiz gibi gideceğiz... Peygamberler bile ölmüştür, bizler de öleceğiz. Allah'ın huzuruna açık alınla, temiz yürekle çıkabilmek için iyi niyetli ve cesur olmamız lazımdır.
Düşman bizi esaretine almak istiyor. Onun topu tüfeği varsa bizim de Allah'ımız var. Ben buraya sizinle birlikte can vermeye geldim. Haydi silahlarınız alın, gelin hep beraber, dinimizi, imanımızı, Müslümanlığımızı kurtaralım.
Yatağında karısını düşmana teslim etmek isteyen varsa kalsın... Türklüğünü, benliğini, namusunu-şerefini korumak isteyen benimle gelsin. Ben yalnız da kalsam düşman cenazemin üstünden geçmedikçe Bergama'ya giremeyecektir". (Yüzbaşı Kemal Bey, 10.06.1919 Bergama)
Başka levhalar da vardı.
Bunlardan en fazla ve en ürpertici olanları "Yunan Gavuru"nun yaptığı vahşeti, katliamı anlatanlarıydı.
Bugün İpekçizade İsmail'in neredeyse kendi ülke insanından bile daha çok değer verdiği "Yunan Gavuru".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024