Büro ortamındaki uygun olmayan sandalyelerde saatlerce oturarak çalışmak, bel fıtığı riskini arttırdığı gibi birçok sağlık problemine de sebep oluyor
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, bel fıtığının, beldeki 5 omur kemiği arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan disklerin (kıkırdakların) fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlık olduğunu bildirdi. Fıtıklaşan, yani dışarıya doğru taşan diskin, omurilik kanalı içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırdığını ve hastalığın böylelikle kendisini belli ettiğini anlatan Prof. Dr. Akgündüz, "Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar" dedi.
Hareketsiz yaşamın kaçınılmaz sonucu
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, birçok ülkede yapılan istatistiklere göre, doktora müracaat sebebi olarak bel ağrısının, soğuk algınlığından sonra ikinci sırayı aldığını ve insanların yaklaşık yüzde 80'inin, hayatları boyunca en az bir defa bel ağrısı çektiğini söyledi. Bel fıtığının orta yaşlarda daha sık görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Akgündüz, "Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı, daha çok oturarak çalışmak, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş alışkanlığı, huzursuz bir ortamda ve stres içinde yaşama, sigara ve alkol kullanma, uzun süre otomobil kullanmak, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak birer risk faktörüdür" diye konuştu.
Genetik olması dezavantaj
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, bu risk faktörleri bir insanın günlük yaşantısında ne kadar çoksa o kişinin bel fıtığına yakalanma ihtimalinin de o kadar yüksek olduğunu vurgulayarak, "Hele bir de genetik olarak yatkınlık varsa bel fıtığıyla tanışmak sürpriz sayılmaz. Uygun olmayan sandalyelerin üzerinde her gün saatlerce süren bir ofis hayatına mahkum insanlar bel fıtığının müstakbel adaylarıdır" dedi.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, bel fıtığının, beldeki 5 omur kemiği arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan disklerin (kıkırdakların) fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlık olduğunu bildirdi. Fıtıklaşan, yani dışarıya doğru taşan diskin, omurilik kanalı içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırdığını ve hastalığın böylelikle kendisini belli ettiğini anlatan Prof. Dr. Akgündüz, "Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar" dedi.
Hareketsiz yaşamın kaçınılmaz sonucu
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, birçok ülkede yapılan istatistiklere göre, doktora müracaat sebebi olarak bel ağrısının, soğuk algınlığından sonra ikinci sırayı aldığını ve insanların yaklaşık yüzde 80'inin, hayatları boyunca en az bir defa bel ağrısı çektiğini söyledi. Bel fıtığının orta yaşlarda daha sık görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Akgündüz, "Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı, daha çok oturarak çalışmak, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş alışkanlığı, huzursuz bir ortamda ve stres içinde yaşama, sigara ve alkol kullanma, uzun süre otomobil kullanmak, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak birer risk faktörüdür" diye konuştu.
Genetik olması dezavantaj
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, bu risk faktörleri bir insanın günlük yaşantısında ne kadar çoksa o kişinin bel fıtığına yakalanma ihtimalinin de o kadar yüksek olduğunu vurgulayarak, "Hele bir de genetik olarak yatkınlık varsa bel fıtığıyla tanışmak sürpriz sayılmaz. Uygun olmayan sandalyelerin üzerinde her gün saatlerce süren bir ofis hayatına mahkum insanlar bel fıtığının müstakbel adaylarıdır" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.