Büyük İsrail projesi için Türkiye-Rusya gerilimi

Ortadoğu'da yaşanan bütün gelişmeleri Büyük Ortadoğu Projesi'nin arka planında bulunan "büyük İsrail devleti projesi" merkezli yorumlamak her zaman daha sonuca götürecektir. Türkiye'nin bir Rus savaş uçağını düşürmesi ve ardından yaşanan gerilim bu coğrafyada hedeflenen ABD-İsrail planlarına hizmet ediyor mu etmiyor mu?Dilerseniz, bu sorunun cevabını Suriye'de büyük İsrail amaçlı atılan adımlara bakarak vermeye çalışalım.Hatırlarsanız, ABD'li eski CIA ajanı Snowden'in ifadesiyle, "Bir CIA ürünü" olan IŞİD Irak'ta bazı bölgelere saldırmış, Musul'u ele geçirmiş, ardından Barzani'nin bölgesine yönelmiş ama en ufak bir saldırıda bulunmamış ve ardından da Suriye'nin kuzeyindeki Kobani'ye saldırmıştı.IŞİD'in bu hamleleri tamamen Yahudi Barzani'nin çıkarlarına hizmet etmiş; hem dünyanın birçok ülkesinden ağır silahların gelmesine vesile olmuş hem de Türkiye üzerinden Kobani'ye peşmergesini rahatlıkla, kahraman edasıyla sokabilmiştir. (Ekim 2014)Bu Kobani sürecinden sonra, Salih Müslim'in başında bulunduğu PYD artık eski PYD değil, Barzanileşmiş PYD'dir. Bu dönüşüm çok önemlidir çünkü büyük İsrail projesi adına önemli bir kazanımdır.Ve o günden sonra PYD'ye yabancı katılımlar hızla artmaya başlamıştır. Danimarka, Hollanda, Avusturya, İngiliz hatta Afrikalılardan oluşan yabancı askerler Suriye'de YPG saflarına katılmışlardır. En çok katılım da İngiliz ve Amerikalılardan olmuştur.Bu tarihten sonra IŞİD ne kadar Müslüman'sa, PYD de o kadar Kürt'tür.PYD'nin silahlı kolu olan YPG'ye katılanlar arasında İsrailliler de vardır. Bunlardan en tanınmışı da İsrailli eski bir asker olan Gill Rosenberg'tir. İsrail merkezli Ynet haber sitesi PYD saflarında savaşan İngiltere doğumlu olan ve İsrail vatandaşlığı için mücadele veren Batn el Ghoul (Timothy Pual Jacobs Wordsworth) ile görüştü. İngiltere vatandaşı olan eski asker Liron Nagler-Cohen ile gerçekleştirdiği söyleşide PKK'nın Suriye kolu PYD içinde kendisi gibi çok sayıda Yahudi olduğunu "Dünyanın her yerinden gelmiş kuvvetli inanca sahip Yahudi askerler ile tanıştım" sözleriyle itiraf etti.Yabancı askerler, bir taraftan IŞİD'e, ÖSO'ya katılırken, diğer taraftan PYD'ye de katılması, ABD-İsrail ikilisinin alternatif senaryolar peşinde olduklarını net olarak göstermektedir. Yalnız asıl hedefin Barzani merkezli bir İsrail projesi olduğu düşünüldüğünde, IŞİD ve ÖSO'nun sadece göstermelik, oyalama hedefli bir piyon olduğu söylenebilir.ABD-İsrail ikilisinin büyük İsrail adına en büyük kazanımı Suriye'nin kuzeyinde Barzani kontrolü bir yapılanmanın oluşmuş olmasıdır. Rojava bölgesi denilen, Kobani, Afrin, Cizire, Tel Abyad ve Cerablus'u da içine alan bölge konusunda ABD, İsrail ve Barzani ittifakını görmek için yapılan şu toplantılar ve alınan kararlar önemlidir.15 Eylül 2015 tarihinde Barzani, ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk ve PYD lideri Salih Müslim'le Erbil'de bir toplantı gerçekleştirdi.Toplantıda ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Stuart Jones, ABD Özel Kuvvetler Komutanı James Terry ve ABD'nin Irak'taki Özel Kuvvetler Komutanı Tony Thomas da vardı.Anladığım kadarıyla bu toplantı bazı hususlarda ayak direyen Salih Müslim'i zorla ikna etme toplantısıydı ve ABD'li yetkililerin buradaki rolü arabuluculuktu, Müslim'e "Barzani'ye itaat et" baskısıydı. Barzani uzun bir süredir kendi himayesinde askeri eğitime tabi tutulan 5 bin silahlı Suriyeli peşmergenin Suriye'nin kuzeyinde görevlendirilmesini istiyordu. Ancak bölgede Barzani'ye yakın askeri güç istemeyen PYD bu güçlerin Suriye'ye geçişine izin vermiyordu.Baskılar netice verdi ki, alınan karar, bu Barzani eğitimli peşmergelerin PYD saflarından savaşması oldu.25 Kasım 2015 tarihinde Yahudi Barzani, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) temsilcileriyle yaptığı toplantıda "Suriye'nin federal bir sisteme kavuşması gerektiğini" vurguladı. Yani amaç, aynen Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye'nin kuzeyinde de federatif bir yapının oluşması?ABD bu kazanımları koruma adına, IŞİD'le mücadele bahanesiyle özel kuvvetlerden 50 askerini Suriye'nin kuzeyine Barzanileşmiş PYD'ye komuta etmesi için gönderdi.Peki, bütün bunların Türkiye-Rusya gerilimi ile ne alakası var?Rusya, 30 Eylül 2015'te hava operasyonlarına başlayıp, 16 Ekim'de de Esad'ın ordusu kara harekatına başlayınca, ABD-İsrail ikilisi bütün bu "büyük İsrail" kazanımlarını kaybetme endişesine kapıldılar.Türkiye'ye verdikleri gazla, hiçbir NATO ülkesinin yapmadığını yaptırarak, bir Rus uçağını düşürttürerek; bir, Rusya'nın enerjisinin Türkiye'ye yönelmesini; iki, IŞİD bahanesi ile Türkiye'nin karşısında görünen PYD'ye Rusya'nın destek vermesini sağladılar. Halbuki Barzanileşmiş PYD, aynen IŞİD gibi Suriye'nin İsrail ayağını oluşturmak içindi. Eğer Rusya ve Suriye, şimdiki PYD'ye özerklik verirse -ki ABD-İsrail-Barzani troykasının istediği de budur- Irak gibi Suriye'nin de İsrail ayağı tamamlanmış olacak.Bugün Suriye'nin vermesi gereken mücadele, sadece ve sadece ne olursa olsun IŞİD'in, ÖSO'nun bitirilmesi değil, tüm Suriye'de Rojava Bölgesi de dahil toprak bütünlüğünün ve üniter yapının sağlanmasıdır.Türkiye'nin menfaatine olan da budur. Bölünmüş bir Suriye aynen Irak gibi Türkiye'yi tehdit edecektir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi "Asıl hedef Türkiye'dir. Bu gerçeği asla unutmayıp, Suriye'de üniter bir devlet yapılanması desteklenmelidir.