Medeniyetler savaşı ve İslam ülkeleri
İslam, ABD'nin selameti ve gelişmesi için adeta, büyük bir "düşman" ilan edilmiştir. Bu düşmanın bulunması, özellikle Sovyetler'in ve Demir Perdenin çöküşünden sonra ABD için adeta olmazsa olmaz durumdaydı. Aksi takdirde büyük silah sanayisi, teknolojisi, uzay gelişmeleri ve diğer stratejik maddelere sarf edilen bunca paranın ve milyarlarca, hatta trilyonlarca dolarların sebeplerini halkına izah edemezlerdi! Çünkü halk sormaktadır: ABD'nin bunca ihtiyaçları varken, bunca sorunlar ortada dururken neden silahlanmaya ve gereksiz stratejik durumlara bu kadar masraf yapılmaktadır? Nitekim şimdi bile bu sorular sorulmaktadır.
İşte bu cevapları hazırlamak ve zor durumdan kurtulmak için ABD'li stratejistler, bu "Sanal Düşmanı" hemen bulmuş ve ilan edilerek Islam'a karşı yoğun propagandalar başlatmıştır. Ondan sonra halkı buna doğru yönlendirme oyunları başlamıştır.
Bu durum için "Senaryo" da zaten hazır durumdaydı. Afganistan'da Ruslar'a karşı savaş esnasında 8-10 yıl boyunca kullandıkları Din adamı "Usame Bin Ladin'i" de ortaya koyarak, "Suni düşmanın" artık ismi de belli olmuştur. Ondan sonra da üretilen diğer senaryoları, artık herkes ezbere bilmektedir.
İslam ülkelerindeki genel durum
İslam ülkelerindeki genel duruma gelince: Bu ülkelerdeki halkın durumu, işsizlikler, düşük hayat seviyeleri, düşük kültür ve medeniyet, çok düşük eğitim düzeyleri, ekonomik yetersizlikleri, Monarşik ve Oligarşik idari sistemleri ve buna benzer daha nice özellikler pek iç açıcı sayılmamaktadır. Fakirlik diz boyu sürmektedir. Bütün bu veriler ABD merkezlerine götürülerek, yakından değerlendirilmelere alınmaktadır. Daha sonraları ise bu verilere göre stratejik hareketler planlanmış olmaktadır.
Hedef olan devletlerin tutumları
Şu anda bu bölgedeki devletlere iki seçenek kalmaktadır:
1 - Ya ABD ile bu plan dahilinde işbirliği yaparak onların yanında olacaklar,
2 - Ya da ABD'ye karşı gelerek bu plana karşı koyacaklardır. Kısacası, Mr. Bush ve şu andaki ABD'nin, şahinler yönetimindeki tutumunda: Orta yol veya tarafsızlık yoktur. Şahinlerin anlayışları şu şekilde olmaktadır: "Ya Dost ya da Düşmansın". Zaten ABD'nin karşısına çıkabilecek ve engel olabilecek belirli bir güç şu anda görülmemektedir.
Avrupa Birliği ve ABD
Şu anda AB'nin ekonomik gücü çok yüksek, fakat siyasi gücü henüz tam olarak gelişmemiş durumdadır. Ayrıca askeri gücü de ABD ve NATO'ya göre çok düşüktür. O sebeple şimdilik AB ülkeleri, özellikle Almanya ve Fransa, bireysel olarak Rusya, Çin, Ortadoğu ülkeleri, Suriye, İran, Libya ve diğerleri ile ancak, dostlukların yenilenmesine, ticari anlaşmalara ve yatırımlara giden sözleşmelere yönelmektedirler. AB'nin şu anda büyük bir askeri gücü ve kapasitesi de yoktur. AB, NATO'daki güçlerine de henüz sahip çıkamamaktadır.
Çin ve Japonya'nın durum ve tutumları
Çin şu anda kalkınmayı ve güçlenmeyi düşünmektedir. ABD ile bu şekildeki bir sürtüşmeyi ise hiç düşünmemektedir. Henüz bu maceralar için hazır görülmemektedir. Ama Çin'in ekonomik gücü patlama şeklinde büyüme göstermektedir. GSMH'si bugün ABD'nin hemen arkasından gelmektedir. Dünya piyasaları, Çin mallarıyla neredeyse istila edilmiş bulunmaktadır. Ama Çin bu devresini tamamlamadan ve kendisi güçlü duruma gelmeden, böyle bir siyasi savaşı göze alamamaktadır. Kendisine dokunmadıkça sessiz kalmayı yeğlemektedir. "İstikbal nasılsa benim olacaktır"ı düşünerek, şimdilik ses çıkarmamaktadır.
Japonya'da ise ABD'ye karşı gelecek güç yoktur. Kendisi için de Çin'in devleşmesi zaten büyük ekonomik ve siyasi tehlike arzetmektedir. Şu anda O'na karşı tedbir almakla meşgul bulunmaktadır. Hatta Japonya yatırımlarını ucuz maliyet sebebiyle Çin'e aktarmaktadır. Bu bakımdan Japonya'nın geleceği de pek parlak sayılmamaktadır. Bir nevi stratejik düşmanına istemeden de olsa yardımcı olmaktadır.
İslam, ABD'nin selameti ve gelişmesi için adeta, büyük bir "düşman" ilan edilmiştir. Bu düşmanın bulunması, özellikle Sovyetler'in ve Demir Perdenin çöküşünden sonra ABD için adeta olmazsa olmaz durumdaydı. Aksi takdirde büyük silah sanayisi, teknolojisi, uzay gelişmeleri ve diğer stratejik maddelere sarf edilen bunca paranın ve milyarlarca, hatta trilyonlarca dolarların sebeplerini halkına izah edemezlerdi! Çünkü halk sormaktadır: ABD'nin bunca ihtiyaçları varken, bunca sorunlar ortada dururken neden silahlanmaya ve gereksiz stratejik durumlara bu kadar masraf yapılmaktadır? Nitekim şimdi bile bu sorular sorulmaktadır.
İşte bu cevapları hazırlamak ve zor durumdan kurtulmak için ABD'li stratejistler, bu "Sanal Düşmanı" hemen bulmuş ve ilan edilerek Islam'a karşı yoğun propagandalar başlatmıştır. Ondan sonra halkı buna doğru yönlendirme oyunları başlamıştır.
Bu durum için "Senaryo" da zaten hazır durumdaydı. Afganistan'da Ruslar'a karşı savaş esnasında 8-10 yıl boyunca kullandıkları Din adamı "Usame Bin Ladin'i" de ortaya koyarak, "Suni düşmanın" artık ismi de belli olmuştur. Ondan sonra da üretilen diğer senaryoları, artık herkes ezbere bilmektedir.
İslam ülkelerindeki genel durum
İslam ülkelerindeki genel duruma gelince: Bu ülkelerdeki halkın durumu, işsizlikler, düşük hayat seviyeleri, düşük kültür ve medeniyet, çok düşük eğitim düzeyleri, ekonomik yetersizlikleri, Monarşik ve Oligarşik idari sistemleri ve buna benzer daha nice özellikler pek iç açıcı sayılmamaktadır. Fakirlik diz boyu sürmektedir. Bütün bu veriler ABD merkezlerine götürülerek, yakından değerlendirilmelere alınmaktadır. Daha sonraları ise bu verilere göre stratejik hareketler planlanmış olmaktadır.
Hedef olan devletlerin tutumları
Şu anda bu bölgedeki devletlere iki seçenek kalmaktadır:
1 - Ya ABD ile bu plan dahilinde işbirliği yaparak onların yanında olacaklar,
2 - Ya da ABD'ye karşı gelerek bu plana karşı koyacaklardır. Kısacası, Mr. Bush ve şu andaki ABD'nin, şahinler yönetimindeki tutumunda: Orta yol veya tarafsızlık yoktur. Şahinlerin anlayışları şu şekilde olmaktadır: "Ya Dost ya da Düşmansın". Zaten ABD'nin karşısına çıkabilecek ve engel olabilecek belirli bir güç şu anda görülmemektedir.
Avrupa Birliği ve ABD
Şu anda AB'nin ekonomik gücü çok yüksek, fakat siyasi gücü henüz tam olarak gelişmemiş durumdadır. Ayrıca askeri gücü de ABD ve NATO'ya göre çok düşüktür. O sebeple şimdilik AB ülkeleri, özellikle Almanya ve Fransa, bireysel olarak Rusya, Çin, Ortadoğu ülkeleri, Suriye, İran, Libya ve diğerleri ile ancak, dostlukların yenilenmesine, ticari anlaşmalara ve yatırımlara giden sözleşmelere yönelmektedirler. AB'nin şu anda büyük bir askeri gücü ve kapasitesi de yoktur. AB, NATO'daki güçlerine de henüz sahip çıkamamaktadır.
Çin ve Japonya'nın durum ve tutumları
Çin şu anda kalkınmayı ve güçlenmeyi düşünmektedir. ABD ile bu şekildeki bir sürtüşmeyi ise hiç düşünmemektedir. Henüz bu maceralar için hazır görülmemektedir. Ama Çin'in ekonomik gücü patlama şeklinde büyüme göstermektedir. GSMH'si bugün ABD'nin hemen arkasından gelmektedir. Dünya piyasaları, Çin mallarıyla neredeyse istila edilmiş bulunmaktadır. Ama Çin bu devresini tamamlamadan ve kendisi güçlü duruma gelmeden, böyle bir siyasi savaşı göze alamamaktadır. Kendisine dokunmadıkça sessiz kalmayı yeğlemektedir. "İstikbal nasılsa benim olacaktır"ı düşünerek, şimdilik ses çıkarmamaktadır.
Japonya'da ise ABD'ye karşı gelecek güç yoktur. Kendisi için de Çin'in devleşmesi zaten büyük ekonomik ve siyasi tehlike arzetmektedir. Şu anda O'na karşı tedbir almakla meşgul bulunmaktadır. Hatta Japonya yatırımlarını ucuz maliyet sebebiyle Çin'e aktarmaktadır. Bu bakımdan Japonya'nın geleceği de pek parlak sayılmamaktadır. Bir nevi stratejik düşmanına istemeden de olsa yardımcı olmaktadır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006