Büyük Uzlaşma, tarihi öneme sahip

10 Ağustos'ta ilk defa halkın oyuyla gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri, cumhuriyet tarihinde bir ilk olan büyük bir uzlaşıya vesile oldu.BTP, CHP, MHP, DSP ve DP çok farklı görüşlere sahip olmasına rağmen ülkenin uçuruma doğru sürüklendiği son virajda bütün ayrılıkları bir kenara koyarak ülkenin bütünlüğü, milletin birlik ve beraberliği, barış ve huzurun yeniden tesisi için bir ve beraber oldular, "Büyük Uzlaşı" adıyla yayınlanan ortak deklarasyona imza attılar ve Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığında karar kıldılar.Deklarasyonda imza atılan hususlar, hem ülkemizin içinde bulunduğu badireyi hem de çözüm yollarını içermekteydi. Bazı maddeleri yeniden hatırlayalım:"Kardeşlik, dostluk bağları ve farklılıklarımızla bir arada yaşama kültürüne ihtiyacımız var.""Sosyal adaleti tesis ederek insanlarımızın mutlu ve müreffeh yaşamasını sağlamak en büyük amacımızdır.""Parlamenter demokrasimizi güçlendirmeyi, kuvvetler ayrılığını pekiştirmeyi, bireyin hak ve özgürlüklerini genişletmeyi, hukuk normlarını temel almayı, nefret, şiddet dili ve kutuplaştırma yerine sevgi ve barışı hakim kılmayı hedefliyoruz.""Prof. Dr. Sayın İhsanoğlu'nun; mezheplerin çatıştığı Ortadoğu coğrafyasında tüm inanç gruplarına ve kimliklere eşit ve tarafsız davranacak, ülkemizin dünyadaki itibarını yeniden yükseltecek, Atatürk ilkelerini ve Cumhuriyetimizin temel değerlerini milli-manevi mirasımızla bütünleştirerek özgürlükçü lâiklik ilkesi ve kadın-erkek eşitliğine bağlı kalacak; ülkemizin birikmiş sorunlarına Anayasa'da kendisine verilen yetkiler çerçevesinde yeni çözümler üretecek, kamplaştıran değil uzlaştıran, ötekileştiren değil birleştiren, sadece bir kesimi değil herkesi temsil eden tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağına güvenimiz tamdır."Topluma güven, sevgi, saygı, huzur ve umut vaat ederek, ortak akılla çözümü birlikte arayarak dayanışma ve uzlaşmanın temellerini atıyoruz." Evet, deklarasyonda altına imza atılan bütün bu hususlara eminim ki millet olarak hepimiz imza atarız. ABD, AB ve de İsrail taşeronluğu yapan birilerinin, ülkemizin bütün temel dinamikleriyle oynadığı bir atmosferde böyle bir uzlaşı olmazsa olmazdı.Üniter yapımız darmadağın edilme istenmektedir. Ülkemiz başkanlık sistemi adı altında federasyona gidilerek devletçiklere bölünme arifesindedir. Etnik ve mezhepsel unsurlar ön plana çıkarılarak, propagandalarla Türk milleti kavramı yerle bir edilmiştir.Artık kışlalar da bile bayrağımıza sahip çıkamayacak noktaya getirildik.Kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılmış, bütün erkler taşeron siyasetin kontrolüne girmiştir.Ordu kumpaslarla etkisiz hale getirilmiştir.Sınırlarımızda güvenlik kalmamış, teröristlerin yolgeçen hanına çevrilmiştir.Bir dönem dost olduğumuz bütün ülkeler siyasilerimiz sayesinde düşman hale getirilmiştir.Bütün milli değerler tartışılır hatta ayaklar altına alınır noktaya getirilmiştir.Batının empoze ettiği din anlayışı siyasi irade eliyle uygulanır olmuştur.Ülkemiz BOP işgalinin merkez üssü haline getirilmiştir. Türk milleti tarihinde ilk kez Haçlının safında Müslüman'a namlu doğrultur vaziyete gelmiştir.Bütün ekonomik değerlerimiz, madenler, kamu kuruluşları elimizden çıkmıştır.İşte yaşanan bu karanlık gerçekler karşısında sessiz kalmak milletimizin hiçbir ferdi için yakışık almamaktadır. Bu noktada "Büyük Uzlaşma" deklarasyonunda ifade edilen ve imza altına alınan her madde büyük ve tarihi bir önem arz etmektedir.Bugün birilerinin bu milletin birlikteliğini bozmak gayesiyle sürekli gündeme taşıdığı fitnelere asla aldanmamalıyız.Bugün birlik adına, yeniden istiklal uğrunda yürünülen bu yolda hatalar, eksiler bir kenara konulmalı deklarasyonda ortaya konulan maddeler çerçevesinde kenetleşmelidir.Unutmayalım ki, uzlaşmayı istemeyenler, isimleri, amblemleri, görüntüleri ne olursa olsun bu ülkenin parçalanmasını, milletin bölük pörçük olmasını savunan kimselerdir.Bu sefer gerçekten aldanmayalım.