18 Mart Çanakkale Zaferi, Anadolu halkının yaşadığı en büyük zafer ama aynı zamanda yaşadığı en büyük acıdır. Tarihimize büyük bir zafer olarak geçse de, hepimizin yüreklerinde büyük bir keder bırakmıştır. Bu kutsal mücadele uğruna Çanakkale'de 250 bin şehit verdik. Çanakkale toprakları çeyrek milyon şehidimizin kanı ile sulandı. Nice çocuklar yetim, nice kadınlar dul ve nice analar evlatsız kaldı. Herkesin yüreğine bir kor ateş düştü. Bir kor ki yüzyıllar geçse dahi sönmeyecek... Bir kor ki acısı hiç dinmeyecek.
Bugün bu toprakların bereketinden yararlanabiliyorsak bu, şehitlerimizden dökülen kanların hayrınadır. Bugün özgürlüğün ve bağımsızlığın tadını doyasıya çıkarıyorsak, ölümü göze alanlardandır. Çanakkale azmin, fedakarlığın, onurun zaferidir. Bağımsızlığın ve özgürlüğün, direnişin zaferidir. Atalarımızın haklarını ödeyemeyiz. Bu yüzden onların kemiklerini sızlatmayacak şekilde yaşamalı, onların bize bıraktığı toprak, bayrak, vatan gibi kutsal değerleri kanımızın son damlasına kadar korumalıyız.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Azeri demeden, bu topraklarda yaşayan her etnik köken üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getirmiştir. Anadolu halkı en kritik zamanda kardeş olmayı, beraber mücadele etmeyi bilmiş ve karşılığını da büyük zaferlerle almıştır.
Ulu vatanımız bu günlere hiç de kolay gelmemiştir.
Bu milletin; onurlu, vatan sevdalısı, eğitimli gençleri Çanakkale'de şehit oldu.
Daha yeni 15'ine girmiş gençlerdi şehit olanlar.
Anaların dediği gibi; "Memlekette aydın mı kaldı? A oğul! Pınarlar kurudu pınarlar?"
Onlar ölmeleri gereken yerde en ufak bir tereddüt göstermeden ölüme gittiler. Onlar ana kucaklarını, baba ocaklarını bizim için feda ederek uzak diyarlara yol aldılar. Onlar bu vatanın etten kemikten bedenlerinden yıkılmaz bir temel yaptılar.
Sadece kahraman değil,zafer gecesinin anılarına "Zaferden sonra neşemizi şehit olan kardeşlerimizin acısına hürmeten göstermedik" diye yazabilecek kadar yüce insanlardı...
Kendilerini öldürmeye gelenlere bile kucaklarını açıp, yaralarını sararak dünyaya insanlık dersi veren isimsiz kahramanlardır.
Çanakkale Zaferine damgasını vuran ve zaferi en anlamlı şekilde ortaya koyan söz merhum Mustafa Kemal'in, "Ben size ölmeyi emrediyorum" sözüdür. Bu emri veren Mustafa Kemal de askerinin en ön safında yer alıyordu. Bu emir üzerine yapılan taarruz hava kararırken sahile yakın ilk sırtlara kadar ulaşıyor ve Çanakkale savunmasının omurgası teşekkül etmiş oluyordu. Esasen Çanakkale Savaşı'nı zafere dönüştüren ruh, bugün yitirdiğimiz ama muhtaç olduğumuz bu haldir. Mustafa Kemal riyasetindeki Türk Milleti, yokluktan bir devleti var etmiş, dilindeki ve gönlündeki Allah ile bu vatanı düşmandan temizlemiştir. Bu bir iman kuvvetidir.
Çanakkale'nin gerçek ruhunu bizlere anlatan ve yaşatan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e şükranlarımı sunuyorum.
Bugün bu toprakların bereketinden yararlanabiliyorsak bu, şehitlerimizden dökülen kanların hayrınadır. Bugün özgürlüğün ve bağımsızlığın tadını doyasıya çıkarıyorsak, ölümü göze alanlardandır. Çanakkale azmin, fedakarlığın, onurun zaferidir. Bağımsızlığın ve özgürlüğün, direnişin zaferidir. Atalarımızın haklarını ödeyemeyiz. Bu yüzden onların kemiklerini sızlatmayacak şekilde yaşamalı, onların bize bıraktığı toprak, bayrak, vatan gibi kutsal değerleri kanımızın son damlasına kadar korumalıyız.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Azeri demeden, bu topraklarda yaşayan her etnik köken üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getirmiştir. Anadolu halkı en kritik zamanda kardeş olmayı, beraber mücadele etmeyi bilmiş ve karşılığını da büyük zaferlerle almıştır.
Ulu vatanımız bu günlere hiç de kolay gelmemiştir.
Bu milletin; onurlu, vatan sevdalısı, eğitimli gençleri Çanakkale'de şehit oldu.
Daha yeni 15'ine girmiş gençlerdi şehit olanlar.
Anaların dediği gibi; "Memlekette aydın mı kaldı? A oğul! Pınarlar kurudu pınarlar?"
Onlar ölmeleri gereken yerde en ufak bir tereddüt göstermeden ölüme gittiler. Onlar ana kucaklarını, baba ocaklarını bizim için feda ederek uzak diyarlara yol aldılar. Onlar bu vatanın etten kemikten bedenlerinden yıkılmaz bir temel yaptılar.
Sadece kahraman değil,zafer gecesinin anılarına "Zaferden sonra neşemizi şehit olan kardeşlerimizin acısına hürmeten göstermedik" diye yazabilecek kadar yüce insanlardı...
Kendilerini öldürmeye gelenlere bile kucaklarını açıp, yaralarını sararak dünyaya insanlık dersi veren isimsiz kahramanlardır.
Çanakkale Zaferine damgasını vuran ve zaferi en anlamlı şekilde ortaya koyan söz merhum Mustafa Kemal'in, "Ben size ölmeyi emrediyorum" sözüdür. Bu emri veren Mustafa Kemal de askerinin en ön safında yer alıyordu. Bu emir üzerine yapılan taarruz hava kararırken sahile yakın ilk sırtlara kadar ulaşıyor ve Çanakkale savunmasının omurgası teşekkül etmiş oluyordu. Esasen Çanakkale Savaşı'nı zafere dönüştüren ruh, bugün yitirdiğimiz ama muhtaç olduğumuz bu haldir. Mustafa Kemal riyasetindeki Türk Milleti, yokluktan bir devleti var etmiş, dilindeki ve gönlündeki Allah ile bu vatanı düşmandan temizlemiştir. Bu bir iman kuvvetidir.
Çanakkale'nin gerçek ruhunu bizlere anlatan ve yaşatan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e şükranlarımı sunuyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Muhammed İbrahim Baki / diğer yazıları
- Bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz / 30.11.2022
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019