Schröder-Chirac-Bush'un bölgesel şiddet konusunda Putin'e destek çıkmalarından sonra Putin yönetiminin düzenlediği son operasyon Çeçenler'le bölgede daha sorunlu bir dönemin başlayacağı sonucunu verdi.
Çeçen davasının sembol isimlerinden Eski Cumhurbaşkanı Mashadov'un öldürülmesi ve sıranın Basayev'e getirilmesi Kafkaslar'da ipleri daha da germiş durumda.
Çeçen davasını terör hareketine indirgeyerek Çeçen halkının bağımsızlık mücadelesini hafife alan Batılı liderler Moskova'ya etkili bir tepki göstermekten uzaklar.
Rus-Çeçen sorununun en ılımlı kişisi olarak takdim edilen ve yaklaşımı ile Ruslar tarafından dahi sempati duyulan Mashadov'un Putin ile biraraya gelerek bölge için yeni açılımlar yapma talebi düzenlenen suikastla baltalanırken Çeçen tepkisinin daha sert olacağını tahmin eden Rus güvenlik birimleri içte ve dışta askeri tedbirlerini artırmaya başladılar.
Ülke içerisinde oligarklara karşı verdiği mücadele ile gözdolduran Putin'in içteki olumsuz gelişmeleri Mashadov suikasti ile avantaja çevirmeyi planlaması ne derece anlamlı bir adım teşkil edecek göreceğiz.
Bölgedeki ateşi yeniden alevlendiren bu eylemden sonra Çeçen davası daha fazla ivme kazanacak.
Siyasi diyaloğun getiremediği çözümü askeri adımlarla ve silahlı direnişle sağlamayı planlayan ve halk arasında ağırlığı bulunan Basayev'in yapacağı eylemler şimdiden meşru olarak görülecek.
Bir öç alma ya da misilleme olarak planlanacak eylemler kendini daha meşru bir zemine çekmiş olmayacak mı?
FSB ve Putin bunun böyle olacağını görmüyorlar mıydı?
Mashadov'u öldürmekle barışın önündeki köprüleri havaya uçurmuş olan Putin, Ukrayna ve Gürcistan'da kaybettiği kaleleri Çeçen bölgesinde yamayarak geçiştirmeye çalışacak.
Beslan'daki okul katliamını Çeçen davasının önüne yıkan Moskova'nın bundan sonra atacağı adımların sadece Çeçenler tarafından değil diğer komşu ülkeler ve Batılı devletlerce de yakınen takip edilmesi gerekiyor.
Hele hele her sözde Çeçen eyleminden sonra onların Türkiye ile organik bağına dikkat çeken Moskova, Türkiye'deki Çeçen vatandaşlara karşı da etkili yaptırımlar getirmeyi planlıyor.
Çeçenler'in ekonomik ve siyasi ayaklarının Türkiye'de gelişmekte olduğunu ve terör(!)eylemlerinde Türk vatandaşlarının da kullanılmakta olduğu söylenerek Türk hükümetleri kıskaca alınmak isteniyor.
Türkiye, El Kaide'nin Guantanamo'daki tutuklu üyelerinden Çeçenistan dağlarındaki direnişçilere kadar çok boyutlu bir geçiş noktası olarak telakki ediliyor.
Türkiye'yi teröre ve teröristlere yardım etmekle suçlamaktan geri kalmayan Moskova ile yapılan ikili ve çok boyutlu ekonomik ilişkiler bir dereceye kadar anlam ifade edebilir.
Türk-Çeçen dostluğuna önayak olması ve onların sorunlarına daha fazla kulak vermesi beklenen Türk idarecilerinin Rusya ile siyasi münasebetlerini tekrardan mercek altına almaları lazım.
Sonu nereye kadar giderse gitsin.
Olayların üzerine hassas olduğu kadar kararlı gitmek de en önemli dış politika uygulamalarından biridir.
Çeçenler'in bağımsızlık mücadelesi terör kılıfıyla perdelenmemeli.
Kafkaslar'da fay hatları yeniden kırılırken büyük depremler kapıda.
Merkez üssü Çeçenistan.
Çeçen davasının sembol isimlerinden Eski Cumhurbaşkanı Mashadov'un öldürülmesi ve sıranın Basayev'e getirilmesi Kafkaslar'da ipleri daha da germiş durumda.
Çeçen davasını terör hareketine indirgeyerek Çeçen halkının bağımsızlık mücadelesini hafife alan Batılı liderler Moskova'ya etkili bir tepki göstermekten uzaklar.
Rus-Çeçen sorununun en ılımlı kişisi olarak takdim edilen ve yaklaşımı ile Ruslar tarafından dahi sempati duyulan Mashadov'un Putin ile biraraya gelerek bölge için yeni açılımlar yapma talebi düzenlenen suikastla baltalanırken Çeçen tepkisinin daha sert olacağını tahmin eden Rus güvenlik birimleri içte ve dışta askeri tedbirlerini artırmaya başladılar.
Ülke içerisinde oligarklara karşı verdiği mücadele ile gözdolduran Putin'in içteki olumsuz gelişmeleri Mashadov suikasti ile avantaja çevirmeyi planlaması ne derece anlamlı bir adım teşkil edecek göreceğiz.
Bölgedeki ateşi yeniden alevlendiren bu eylemden sonra Çeçen davası daha fazla ivme kazanacak.
Siyasi diyaloğun getiremediği çözümü askeri adımlarla ve silahlı direnişle sağlamayı planlayan ve halk arasında ağırlığı bulunan Basayev'in yapacağı eylemler şimdiden meşru olarak görülecek.
Bir öç alma ya da misilleme olarak planlanacak eylemler kendini daha meşru bir zemine çekmiş olmayacak mı?
FSB ve Putin bunun böyle olacağını görmüyorlar mıydı?
Mashadov'u öldürmekle barışın önündeki köprüleri havaya uçurmuş olan Putin, Ukrayna ve Gürcistan'da kaybettiği kaleleri Çeçen bölgesinde yamayarak geçiştirmeye çalışacak.
Beslan'daki okul katliamını Çeçen davasının önüne yıkan Moskova'nın bundan sonra atacağı adımların sadece Çeçenler tarafından değil diğer komşu ülkeler ve Batılı devletlerce de yakınen takip edilmesi gerekiyor.
Hele hele her sözde Çeçen eyleminden sonra onların Türkiye ile organik bağına dikkat çeken Moskova, Türkiye'deki Çeçen vatandaşlara karşı da etkili yaptırımlar getirmeyi planlıyor.
Çeçenler'in ekonomik ve siyasi ayaklarının Türkiye'de gelişmekte olduğunu ve terör(!)eylemlerinde Türk vatandaşlarının da kullanılmakta olduğu söylenerek Türk hükümetleri kıskaca alınmak isteniyor.
Türkiye, El Kaide'nin Guantanamo'daki tutuklu üyelerinden Çeçenistan dağlarındaki direnişçilere kadar çok boyutlu bir geçiş noktası olarak telakki ediliyor.
Türkiye'yi teröre ve teröristlere yardım etmekle suçlamaktan geri kalmayan Moskova ile yapılan ikili ve çok boyutlu ekonomik ilişkiler bir dereceye kadar anlam ifade edebilir.
Türk-Çeçen dostluğuna önayak olması ve onların sorunlarına daha fazla kulak vermesi beklenen Türk idarecilerinin Rusya ile siyasi münasebetlerini tekrardan mercek altına almaları lazım.
Sonu nereye kadar giderse gitsin.
Olayların üzerine hassas olduğu kadar kararlı gitmek de en önemli dış politika uygulamalarından biridir.
Çeçenler'in bağımsızlık mücadelesi terör kılıfıyla perdelenmemeli.
Kafkaslar'da fay hatları yeniden kırılırken büyük depremler kapıda.
Merkez üssü Çeçenistan.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005