Seçimlerden aylar önceydi. MHP'nin sembol isimlerinden biri Cem Uzan'ı şöyle pazarlıyordu. "Adama helal olsun, herkes milleti dolandırırken o Amerika'yı dolandırmış. Taktir etmek lazım çocuğu... Hem IMF'ye, AB'ne ve ABD'ye kafa tutuyor".
Bu havayla her yıl ilk kez sandığa giden 4 milyon genç seçmeni popüler şarkıcılarla avlayarak seçime girdi.
Cem Uzan fenomeni, medya sayesinde para gücünü siyasete, siyaset gücünü paraya tahvil etmenin adı oldu.
Seçimlerden sonra ilk önce siyasi foyası döküldü. MHP'li politikacının zannettiğinin aksine Cem Uzan ABD'ye yumuldu.
Ağzını eğerek sürdürdüğü IMF karşıtlığı böylece kof çıkıyordu.
Çünkü herkes biliyor ki IMF, ABD'nin Türkiye gibi ülkeleri dizginlemesinden başka bir işe yaramıyordu.
Bush, tezkere pazarlıklarında eğer tezkereyi geçiremezseniz Ermeni lobisini ve IMF'yi üstünüze salarım dememiş miydi?
Cem Uzan'ın ABD karşıtlığının bir seçim numarası olduğu ortaya çıkınca Uzan yağcısı bir gazeteciye "yahu bu ne iş" diye sorduğumda aldığım cevap eminim sizi de şaşırtacaktır.
İsmi bende saklı gazeteci aynen şu cevabı veriyordu: "Akıllı adam, 400 milyon dolar harcayarak milleti peşine taktı. Sonra dönüp ABD'ye 'İşte benim gücüm, benle işbirliği yaparsan sana Türkiye'yi sererim' diyerek 3 milyar dolarlık borçtan sıyırdı".
Uzan, böyle böyle ABD'li Motorola şirketine taktığı 3 milyar dolardan kurtulma hayalleri ile ABD'ye methiyeler düzerken iktidarın hışmından korunmak için de laiklik sopasına sarılıyordu.
Her gün masabaşı uydurma haberlerle "laiklik elden gidiyor naraları atarak" zinde kuvvetleri AKP'nin üstüne salma hesabı yapıyordu.
Eh çekirge bir sıçrar, iki sıçrar... Sonunda çekirge olur. Uzan da öyle oldu. İktidarın, yolsuzluk operasyonlarından nasibini aldı. İyi cesaret doğrusu.
Kaldı ki operasyonu Cumhurbaşkanının da onaylaması ve BDDK'nın da İmar Bankasını tam bir gözetim altına alması ile operasyon bir "devlet operasyonuna" dönüştü.
Cumhurbaşkanı gibi hukuki titizliğini ABD'ne karşı dahi sergileyecek kadar kuralların adamı da bu işe olur vermişse Uzan'ın son günleri demektir.
Cem Uzan şimdi bürokratların demeçlerini, raporlarını, kararlarını çarpıtarak iktidarı hukuksuzlukla eleştiriyor.
Sökmez. Sökmeyeceğini bildiği için de ağzını bozuyor. Ağzını bozdukça kitleler nezdinde de bitiyor.
Cem Uzan, soluğu yeni seçime yetmeden kendisine kötü bir final hazırlıyor.
Ne diyelim. Kendi düşen ağlamaz.
Bu havayla her yıl ilk kez sandığa giden 4 milyon genç seçmeni popüler şarkıcılarla avlayarak seçime girdi.
Cem Uzan fenomeni, medya sayesinde para gücünü siyasete, siyaset gücünü paraya tahvil etmenin adı oldu.
Seçimlerden sonra ilk önce siyasi foyası döküldü. MHP'li politikacının zannettiğinin aksine Cem Uzan ABD'ye yumuldu.
Ağzını eğerek sürdürdüğü IMF karşıtlığı böylece kof çıkıyordu.
Çünkü herkes biliyor ki IMF, ABD'nin Türkiye gibi ülkeleri dizginlemesinden başka bir işe yaramıyordu.
Bush, tezkere pazarlıklarında eğer tezkereyi geçiremezseniz Ermeni lobisini ve IMF'yi üstünüze salarım dememiş miydi?
Cem Uzan'ın ABD karşıtlığının bir seçim numarası olduğu ortaya çıkınca Uzan yağcısı bir gazeteciye "yahu bu ne iş" diye sorduğumda aldığım cevap eminim sizi de şaşırtacaktır.
İsmi bende saklı gazeteci aynen şu cevabı veriyordu: "Akıllı adam, 400 milyon dolar harcayarak milleti peşine taktı. Sonra dönüp ABD'ye 'İşte benim gücüm, benle işbirliği yaparsan sana Türkiye'yi sererim' diyerek 3 milyar dolarlık borçtan sıyırdı".
Uzan, böyle böyle ABD'li Motorola şirketine taktığı 3 milyar dolardan kurtulma hayalleri ile ABD'ye methiyeler düzerken iktidarın hışmından korunmak için de laiklik sopasına sarılıyordu.
Her gün masabaşı uydurma haberlerle "laiklik elden gidiyor naraları atarak" zinde kuvvetleri AKP'nin üstüne salma hesabı yapıyordu.
Eh çekirge bir sıçrar, iki sıçrar... Sonunda çekirge olur. Uzan da öyle oldu. İktidarın, yolsuzluk operasyonlarından nasibini aldı. İyi cesaret doğrusu.
Kaldı ki operasyonu Cumhurbaşkanının da onaylaması ve BDDK'nın da İmar Bankasını tam bir gözetim altına alması ile operasyon bir "devlet operasyonuna" dönüştü.
Cumhurbaşkanı gibi hukuki titizliğini ABD'ne karşı dahi sergileyecek kadar kuralların adamı da bu işe olur vermişse Uzan'ın son günleri demektir.
Cem Uzan şimdi bürokratların demeçlerini, raporlarını, kararlarını çarpıtarak iktidarı hukuksuzlukla eleştiriyor.
Sökmez. Sökmeyeceğini bildiği için de ağzını bozuyor. Ağzını bozdukça kitleler nezdinde de bitiyor.
Cem Uzan, soluğu yeni seçime yetmeden kendisine kötü bir final hazırlıyor.
Ne diyelim. Kendi düşen ağlamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014