Onu da değiştirdik...
Ölçümüz şu idi eskiden;
Hiç ölmeyecek gibi, dünya işleriyle uğraşıp, yarın ölecekmiş gibi ahret hayatını önemsemek, öncelemek
Oysa şimdi o da değişti.
Bütün gayretimiz;
Yarın ölecekmiş gibi; aman ha dünya işlerimiz; şunu da yapayım, şunu da satın alayım, bir kat daha atayım...
Hiç ölmeyecek miş gibi; ahiret mı, sorun değil, acelesi yok, hele bir emekli olayım, namaza başlarım...
**
Bir bu eksik...
Muazzam camiler inşa ettik. Çok pahalı, çoook...
Hem de kamu parasını harcayarak.
"Caminin süsü cemaattir" gerçeğini de unutup, içini başka şeylerle süslemeyi yeterli gördük.
Hele ucube denecek kıvamda hat yazıları...
Okuyabilene aşkolsun.
Çoğu kopya.
Bir kısmını da çinilere işledik, içler acısı.
Bir tek eksiği var bu camilerin; cemaat...
Daha vahimi, olan cemaatin de yüzde 99'u Fatiha suresini bilmeyen cemaat.
Kimin umurunda?..
**
Coffe merkezlerinde Tefsir dersi...
Hiçbir ilim kahvehane ortamında öğretilmez, öğrenilmez; din hariç.
Dinin kudsiyetini/yüceliğini yok etmeyi misyon edinmiş ilahiyatçılar; kimi çekirdek çıtlatan, kimi çiklet yumuşatan kimi de geyik muhabbeti ile meşgul kahve ehline tefsir dersleri veriyor.
Bu tip Pavlusî ilahiyatçılar sayesinde herkes müfti.
(Doğrusu müfti olsa gerek, ama biz müftü deriz; galat-i meşhur).
Sonuç; "Sübhaneke" duasını bilmez, ama en hassas dinî konularda uzman, kahvehane dolusu âlim.
Yani, din de ayağa düştü/düşürüldü...
Bütün yönleriyle "kutsal değer" kavramını da kaybettik.
Varlık gayesi olarak nemiz kaldı?
**
Bir zamanların ölümüne Türk milliyetçisi olanların ne ara ve nasıl bölümüne Arap milliyetçilisi oldu, işte onu anlayamadım...
Dün Tengri dağı kadar Türk Hurra Dağı kadar müslüman olanlar, Anadolu yurdunu ne idiü bilinmezlerin ülkesi yaptı.
Bugün her on kişiden biri Arap (veya başka milletten), on sene sonra her on kişiden biri ancak Türk olursa şaşmayın.
Bunun olması için de devletin bütün imkanlarını seferber ettiler.
**
Dert etme(!)...
İslam'a uymak zor mu geldi?
İslam'ı kendine uydur, dert etme(!)...
Ulema-i cemkirân caizdür dedi, duymadın mı?
**
Benim anlamadığım...
Bir ülkede bir kısım zevk ü safada; bir kısım fakr ü cefada ise, o ülkede ekonomik değil, başka bir sorun var...
Allah, kulunun rızkını ruhundan önce var ettiğini yazar eserler.
Kimilerinde saymakla bitmez "varlık" kimilerinde dayanılmaz ve sonu gelmez "darlık".
Zulmün en büyüğü de budur.
Ve en fazlası da İslam dünyasında...
**
Ah müzmin ahmaklık...
Muhacir; selsebil.
Ensâr selsefil.
Ensar yardımcı demek.
Muhacir ensarın/yardımcının himmetine sığınan.
Ama gel gör ki, muhacir ensardan lüks denecek bir yaşam içinde.
**
Ya kaybedersem...
Birşeyin taşıdığı değer kaybetme endişen kadardır...
Birşeyin taşıdığı değer kaybetme endişen kadardır...
Bir cebinizde satın aldığınız çiklet sakızının fişi, diğerinde 10 TL.
Hangisi için "ya düşürürsem" endişesini taşırsınız?
Millî ve manevî değerler de böyledir.
Sizde taşıdığı değer; ya kabedersem endişesi, ya elimden çıkarsa korkusu, ben ne yaparım, endişen kadardır.
İşte biz bu endişeyi kaybettik.
Çünkü onların bizde bir karşılığı kalmadı(mı?).
**
Anlamakta güçlük çekiyorum...
İnsanlığın başına gelen sayısız bela ü musibetin kaynağı Haçlı ruhu Hristofobi olmuyor da niçin İslamofobi?..
İslam'ın insanlığın başına açtığı hangi bela ü musibeti biliyorsunuz?
(1.-2. D. Savaşı 120 milyon; Haçlı savaşları 3 milyon ölü, vd).
Hâlâ nerede bir zulüm, vahşet, barbarlık varsa, arkasında Haçlı ruhu var.
Hepsine yetecek örnekleriyle Irak'ta yaşananlar.
Ve Irak savaşının Haçlı savaşı olduğunu ilan edenler kimlerdi?
Ama bizimkilerde bir biz İslamofobi değiliz telaşı.
Sanki birilerine fırsatlar sunuyor.
**
Altından ne çıkar?...
Hacı Bektaş Veli'nin riyasetinde Horosan erenlerinin bu millete giydirdiği İslam elbisesini birileri çıkartma gayretinde.
O elbise çıkarsa, altından ne çıkacağı malumdur.
Allah fırsat vermesin...
**
Ayrılmaz ikili...(bold)
*Haram ve yalan...
*Haram lokma ve yalan söz...
*Haramla beslenmek ve yalan söze kanmak...
*Haramla geçinmek ve yalanı savunmak...
*Haram varsa hakikat yoktur...
*Haramı yutan yalanı da yutar...
*Haramı kapışır yalana koşuşur...
Selam olsun lokması helal kavgası hakikat olanlara...
**
Adınız Nezaket...
Nezaket; şimdilerde sadece bir bayan adıdır artık...
**
Özetle...
Tıbbi tabir; Hastayı kaybediyoruz...
Sosyolojik tabir; Nesli kaybediyoruz...
Hastayı kaybetmekten çok daha vahimi, nesli kaybetmek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024