Gençliğimiz ATATÜRK'ü nasıl ve ne kadar tanımaktadır?
Günümüzde geçliğimiz ATAMIZIN LİSANINI BİLMEMEKTEDİR. O'nun sözlerini anlamamaktadır. Hatta kendilerine hitap edilen sözleri bile TERCÜME OLARAK OKUMAK ZORUNDADIRLAR. Ne duruma geldiğimizi şimdi bir bakalım! Düşünün, gençlik kendi ATA'NIN ANCAK TERCÜMESİNİ ANLAYABİLMEKTEDİR.
İnsanlarımız özünden, kendi benliğinden koparılmak istenmektedir. Kendi milletine, kendi köklerine yabancı düşürülmek istenmektedir. Atalarını hatta, ana - babalarının kullandığı lisanı bile zor anlamaktadırlar. İşte okullarımızın genel anlamdaki eğitim sistemi bu hale getirilmektedir.
Bunun düzeltilmesini isteyenlere ise daima, hem karşı gelinmekte, hem de KENDİLERİNE ATATÜRKÇÜLÜ?E, HATTA CUMHURİYETE DÜŞMANMIŞ GİBİ BAKILMAK İSTENMEKTEDİR. Bütün bu düzenbazlıklar çıkar kavgaları için yapılmaktadır.
Türkiye'de CUMHURİYET kökleşmiş ve benimsenmiştir
Cumhuriyeti ve ATATÜRK'ü bu millet sevmekte ve saymaktadır. Laik ve Demokratik idareye kimse itiraz etmemektedir. AMA BAZI MENFAAT ÇEVRELERİNİN bu isimler arkasına sığındıklarını da açıkça bilmekteyiz. İşte onlara karşı, Batı uşaklarına karşı olan bazı çevreleri durdurmak gerekmektedir.
Ekonomik krizler ve çöküntü
Kötü yönetimler, devleti ve milleti 250 milyar doların üstünde borca sürüklediler. Hortumcular ülkeyi soyup soğana çevirdiler. Ülke ekonomik olarak KRİZDEN KRİZE GİRMEKTEDİR. Dizginler IMF'nin elindedir. Ödenen borçlar tekrar borçlanarak yapılmaktadır. Milli varlıklar ve milli ekonomi adeta kenara itilmiştir. Rezerv ekonomik varlıklar kullanılmamaktadır. İşsizlik diz boyu, toplum ise kıvranıp durmaktadır.
Kıbrıs politikası neredesye
iflas etmek üzerededir
KIBRIS NEREDEYSE ELDEN GİTMEKTEDİR. TC'ye ve Kıbrıs'a komplo üstüne komplo hazırlanmaktadır. AB DAYATMAKTADIR. Türkiye adeta MUHASARA altına alınmaktadır. Onlardan habersiz nefes bile aldırılmamaktadır. Kıbrıs'ta bir devlet politikası bir türlü uygulanamamaktadır. Kıbrıs'ta Batı Devletleri 20 yıldan fazla bir müddetle ACIMASIZ BİR ŞEKİLDE AMBARGO UYGULAYARAK ORADAKİ VATANDAŞLARIMIZI İNİM İNİM İNLETMEKTEDİRLER.
Şimdi ise Güneyin durumuna ve AB'ye girişine, özendirilerek Kıbrıs'taki vatandaşlarımız, İNGİLİZLERİN VE RUMLARIN HAZIRLADIKLARI VE ADINI «ANNAN PLANI» OLARAK KOYDUKLARI BİR B.M. (TUZAK) PLANINI kabul ettirmek ve kandırılmak istenmektedirler. Aralık'taki seçimler de Kıbrıslı yavru vatandaşlarımız, büyük çapta etkilenmek ve ters tarafa yönlendirilmek istenmektedir.
Türkiye'deki son durum
Ülkemizde son hafta içinde iki önemli terör saldırısı olmuştur. Terör ülkemizi seçmiş ve vatandaşlarımız kurban gitmektedirler. Sinagoglar ve İngiliz elçiliği bombalanmakta ama en büyük kaybı ülkemiz çekmektedir.
Asayiş tam olarak, bütün çabalara rağmen sağlanamamaktadır. Bombalar patlamakta ve günahsız biçare vatandaşlarımız öldürümektedir. İdari mekanizma ise bunların üstesinden gelmek için çırpınıp durmaktadır. Ama dizginler sanki başkasının elindedir. Onlar ülke gündemlerini belirlemekte ve adeta istedikleri zaman ortalığı karıştırıp gündemleri altüst edebilmektedirler. Dış baskılar özellikle kız ve kadınlarımıza yöneliktir. Sonuç olarak özellikle belirtmek istediğimiz husus şudur:
1 - Kızlarımızın eğitimi ve yetiştirilmesi, ileride ailenin temelini oluşturacakları için çok önemli bir konudur. Onların ihmalleri veya hatalı eğitimleri gelecekteki aile temelini adeta kökünden sarsabilecektir.
2 - Eski Osmanlı'da, muhafazakar ve meneviyatı yüksek ailelerimizde kızlarımızın evine, ailesine, maneviyatı yüksek, hırslarını kolayca gemliyecek, dış tahriklere göğüs gerecek derecede eğitim verilmeye çalışılırdı.
Şimdi de özellikle kız çocuklarımızı, ileride kendi çocuklarının anası ve doğru eğitimcisi olacak şekilde yetiştirmek hepimizin boynunun borcudur. Onlara biz doğru eğitim vermezsek onlara hatalı özentilerle tamamen ters yönde maddiyatçılık özentileri aşılanacaktır. Böylece evin dışına, toplumun dışına, gelenek ve göreneklerimizin dışına, İslam'ın dışına ve BATI DÜNYASININ AHLAK ÇÖPLÜ?ÜNE İTİLMESİ ÇOK KOLAYLAŞACAKTIR.
Günümüzde geçliğimiz ATAMIZIN LİSANINI BİLMEMEKTEDİR. O'nun sözlerini anlamamaktadır. Hatta kendilerine hitap edilen sözleri bile TERCÜME OLARAK OKUMAK ZORUNDADIRLAR. Ne duruma geldiğimizi şimdi bir bakalım! Düşünün, gençlik kendi ATA'NIN ANCAK TERCÜMESİNİ ANLAYABİLMEKTEDİR.
İnsanlarımız özünden, kendi benliğinden koparılmak istenmektedir. Kendi milletine, kendi köklerine yabancı düşürülmek istenmektedir. Atalarını hatta, ana - babalarının kullandığı lisanı bile zor anlamaktadırlar. İşte okullarımızın genel anlamdaki eğitim sistemi bu hale getirilmektedir.
Bunun düzeltilmesini isteyenlere ise daima, hem karşı gelinmekte, hem de KENDİLERİNE ATATÜRKÇÜLÜ?E, HATTA CUMHURİYETE DÜŞMANMIŞ GİBİ BAKILMAK İSTENMEKTEDİR. Bütün bu düzenbazlıklar çıkar kavgaları için yapılmaktadır.
Türkiye'de CUMHURİYET kökleşmiş ve benimsenmiştir
Cumhuriyeti ve ATATÜRK'ü bu millet sevmekte ve saymaktadır. Laik ve Demokratik idareye kimse itiraz etmemektedir. AMA BAZI MENFAAT ÇEVRELERİNİN bu isimler arkasına sığındıklarını da açıkça bilmekteyiz. İşte onlara karşı, Batı uşaklarına karşı olan bazı çevreleri durdurmak gerekmektedir.
Ekonomik krizler ve çöküntü
Kötü yönetimler, devleti ve milleti 250 milyar doların üstünde borca sürüklediler. Hortumcular ülkeyi soyup soğana çevirdiler. Ülke ekonomik olarak KRİZDEN KRİZE GİRMEKTEDİR. Dizginler IMF'nin elindedir. Ödenen borçlar tekrar borçlanarak yapılmaktadır. Milli varlıklar ve milli ekonomi adeta kenara itilmiştir. Rezerv ekonomik varlıklar kullanılmamaktadır. İşsizlik diz boyu, toplum ise kıvranıp durmaktadır.
Kıbrıs politikası neredesye
iflas etmek üzerededir
KIBRIS NEREDEYSE ELDEN GİTMEKTEDİR. TC'ye ve Kıbrıs'a komplo üstüne komplo hazırlanmaktadır. AB DAYATMAKTADIR. Türkiye adeta MUHASARA altına alınmaktadır. Onlardan habersiz nefes bile aldırılmamaktadır. Kıbrıs'ta bir devlet politikası bir türlü uygulanamamaktadır. Kıbrıs'ta Batı Devletleri 20 yıldan fazla bir müddetle ACIMASIZ BİR ŞEKİLDE AMBARGO UYGULAYARAK ORADAKİ VATANDAŞLARIMIZI İNİM İNİM İNLETMEKTEDİRLER.
Şimdi ise Güneyin durumuna ve AB'ye girişine, özendirilerek Kıbrıs'taki vatandaşlarımız, İNGİLİZLERİN VE RUMLARIN HAZIRLADIKLARI VE ADINI «ANNAN PLANI» OLARAK KOYDUKLARI BİR B.M. (TUZAK) PLANINI kabul ettirmek ve kandırılmak istenmektedirler. Aralık'taki seçimler de Kıbrıslı yavru vatandaşlarımız, büyük çapta etkilenmek ve ters tarafa yönlendirilmek istenmektedir.
Türkiye'deki son durum
Ülkemizde son hafta içinde iki önemli terör saldırısı olmuştur. Terör ülkemizi seçmiş ve vatandaşlarımız kurban gitmektedirler. Sinagoglar ve İngiliz elçiliği bombalanmakta ama en büyük kaybı ülkemiz çekmektedir.
Asayiş tam olarak, bütün çabalara rağmen sağlanamamaktadır. Bombalar patlamakta ve günahsız biçare vatandaşlarımız öldürümektedir. İdari mekanizma ise bunların üstesinden gelmek için çırpınıp durmaktadır. Ama dizginler sanki başkasının elindedir. Onlar ülke gündemlerini belirlemekte ve adeta istedikleri zaman ortalığı karıştırıp gündemleri altüst edebilmektedirler. Dış baskılar özellikle kız ve kadınlarımıza yöneliktir. Sonuç olarak özellikle belirtmek istediğimiz husus şudur:
1 - Kızlarımızın eğitimi ve yetiştirilmesi, ileride ailenin temelini oluşturacakları için çok önemli bir konudur. Onların ihmalleri veya hatalı eğitimleri gelecekteki aile temelini adeta kökünden sarsabilecektir.
2 - Eski Osmanlı'da, muhafazakar ve meneviyatı yüksek ailelerimizde kızlarımızın evine, ailesine, maneviyatı yüksek, hırslarını kolayca gemliyecek, dış tahriklere göğüs gerecek derecede eğitim verilmeye çalışılırdı.
Şimdi de özellikle kız çocuklarımızı, ileride kendi çocuklarının anası ve doğru eğitimcisi olacak şekilde yetiştirmek hepimizin boynunun borcudur. Onlara biz doğru eğitim vermezsek onlara hatalı özentilerle tamamen ters yönde maddiyatçılık özentileri aşılanacaktır. Böylece evin dışına, toplumun dışına, gelenek ve göreneklerimizin dışına, İslam'ın dışına ve BATI DÜNYASININ AHLAK ÇÖPLÜ?ÜNE İTİLMESİ ÇOK KOLAYLAŞACAKTIR.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006