CHP de, AKP kadar "ayna"ya bakmalı

Bir koyunla bir keçinin sıcak dostlukları varmış. Bir gün bir köprüden karşıya geçiyorlarmış. Önce koyun atlamış ve geçmiş. Sonra keçi karşıya atlamış ve geçmiş. Bu arada keçi koyuna gülüyormuş. Koyun, neden gülüyorsun, diye sormuş keçiye.Keçi, köprüden atlarken kuyruğun açıldı, arka tarafın göründü, demiş.Bu defa da koyun kahkahalarla gülmeye başlayınca, keçi dayanamayıp sormuş: -Pekiyi sen neden gülüyorsun?-İyi ya, seninki sürekli görünüyor, ona ne diyeceğiz, demiş.Hani bazı dizilerin giriş kısmında şöyle bir kayıt vardır; bu dizide anlatılan olaylar ve şahısların gerçek hayatla hiçbir alakası yoktur, diye... Benim anlattığım bu fıkranın da gerçek olay ve kişilerle hiçbir alakası yoktur.Öylesine bir fıkra ile başladım söze? Hatırınızda bulunsun; yeri geldiğinde işinize yarar.AKP ve CHP'nin politik arenadaki son vaziyetlerinde söz edeceğim bugün.CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, taşı gediğine oturttu; AKP'ye ilişkin ilk defa tutarlı ve okkalı bir laf etti. Fakat kendisi de çok açık verdi? Baykal, kendi gözündeki merteği kaldırmak yerine, Erdoğan'ın gözündeki saman çöpü ile uğraşıyor. Baykal, aynaya bakmadan konuştu gibi; kendi açığını da ifşa etti.Baykal, AKP için, "Amerika ile uzlaşmayı düşündü; Mustafa Kemal'in Türkiye Cumhuriyeti sistemiyle uzlaşmaya girmek istemedi. Bu dersi almadı" ifadesini kullandı.AKP hükümeti, ABD'nin stratejik müttefiki... AB'nin kara sevdalısı? IMF'nin iflah olmaz bağımlısı? Nitekim AKP'ye ilişkin kapatma davasında AB, ABD ve IMF'nin sahiplenme tarzları ve karşı çıkışları da, basit bir dostluk ve işbirliğinin ifadesi değildir.Baykal'ın tespiti, gerçekten okkalı bir laf! Zaten görünen köy, kılavuz istemez?Bugün güya "Ilımlı İslamcı" kılıkla AB'nin ve ABD'nin himmetine ve otağına sığınanların ve bunların eski tüfek akıl hocalarının mazileri, devlet ile didişerek ve bu didişme ile milletimizden siyasi pirim elde ederek bugünlere gelme gayretidir. Mazileri budur; bugünleri ise göz önündedir.1980 öncesinde "İslamcı veya Radikal İslamcı" kılığında "Dinsiz devlet yıkılacak elbet", "Minareler süngü kubbeler miğfer", "Bebeklerin avucuna Tek yol İslam yazacağız" diye meydanlarda cirit atanlar, bugün boyunlarında "diyalog haçı" sarkar vaziyette Ilımlı İslamcılar olarak sırtlarını AB'ye ve ABD'ye dayamış durumdalar.Lakin CHP'nin vaziyeti de, bu "sağ duruş"a paraleldir, ondan çok da farksız değildir; hatta CHP'nin ahvali, Ilımlı İslamcıların sözkonusu paradokslarını kesintisiz olarak beslenmiştir, beslemeye devam etmektedir.Baykal, şayet "devlet-millet bütünlüğü" bağlamında bir maharet göstermek istiyorsa, AKP'yi emsal göstermesin, AKP'yi atış yaparak vakit kaybetmesin? Çünkü su-i misal emsal olamaz. Dolayısıyla CHP'nin ve Baykal'ın bu bağlamda yapması gereken iş, "devlet-millet bütünlüğü"nü sağlayacak proje, ilke ve model sahibi BTP'yi ve Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmek, fark etmek ve göstermektir. Sayın Prof. Dr. Baş, yıllardan beri kelimesi kelimesine şunları haykırıyor: Her dönemde olduğu gibi, bağımszı Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu döneminde de, bu vatan ve millet üzerinde çeşitli oyunlar oynandı. Merhum Atatürk'ün döneminde bir sistem geçişi oldu. Saltanat'tan Cumhuriyet'e geçerken; elbette gerek saltanat, gerek Cumhuriyetçiler arasında yüzde 10 bile mutabakat olması mümkün değildir. Çünkü saltanat yanlısı insanlar yeni gelen sistemin ne olduğunu bilmiyor. Cumhuriyet ilan edenler de 'mutlaka devletin bekada olması lazım gelir' diyor. Bu aradaki uyum sıkıntısını, senelerce, Din-Cumhuriyet çatışması şekline çevirdiler. Ve bunu kullandılar. Şimdi biz diyoruz ki, o dönemde yapılan mücadele ve kavga, saltanat ile Cumhuriyet arasındaki, rejimler arasındaki mücadeledir. Siyasi bir mücadeledir. Bundan sonra Müslüman'ı hiç kimse saltanat hesabına Cumhuriyetine karşı çıkaramayacaktır. Çünkü Kuvayı Milliye ruhu hastalıkları teşhis etti. Benim rahmetli dedem ve babam "Devlet Baba" derlerdi. Şimdi bizim muhterem ağabeylerimiz devletten o kadar bıktılar ki 'küçültelim' diyorlar; sen onu kayık ve filika kadar yaparsan içine kim binecek? Devlet, Nuh'un gemisidir. Ona bindiğin zaman hayatın kurtulur."CHP ve sayın Baykal, Prof. Dr. Baş'ın bu "milli duruşunu ve devlet-millet arasında tezgahlanmak istenen oyunları bozan basiretli yaklaşımını" fark edip "işte hakikat bu" diye göstermediği müddetçe; hem kendisini, hem de milletimizi AKP'ye mahkum eder, daha doğrusu, AB'ye, ABD'ye ve IMF'ye mahkum eder... Devlet de, millet de, CHP de yerinde sayar; böylece atı alan AB, ABD, IMF ve sair küresel aktörler de Üsküdar'ı da geçerler, Ankara'yı da, Bağdat'ı da? Baykal'ın da, Bahçeli'nin de TBMM'deki odaları, AB şefi Barosso'nun güvenliği için de aranır; Clinton da, Bush da, korumalarıyla TBMM Genel Kuruluna dalar, konuşur, CHP'li vekillerimiz de, diğer vekillerimiz de avuçları kızarıncaya kadar alkış tutarlar. Ilımlı İslamcılar, ne kadar sistemle uyumsuz iseler; CHP de o kadar milletle uyumsuzdur, halktan ve halkın değerlerinden kopuktur. AKP bugün bu politik düzeyde kulaç atıyorlar ise; bu CHP'nin halktan ve temel ilkelerden kopuk politik vaziyeti sebebiyledir.CHP, kendisini hep "devlet partisi" yerine koymuş; ancak halktan ve halkın değerlerinden öyle uzak düşmüş ki, CHP'nin yüzünü gören halk, başka taraflara kaçmış, CHP'nin karşısındakilerin ocağına sığınmıştır? CHP, kendisine ilişkin bu gerçeği ısrarla görmezlikten gelmiş; hatta CHP kurmayları, bu kaçışı, bir nevi devletten kaçış olarak algılamış ve sunmuşlardır. AKP, ABD'nin stratejik ortağı ise; CHP de, basına yansıdığı üzere, ABD ile tezkere ve stratejik ortaklık hususunda Kemal Derviş ile at pazarlığı yaptıracak duruştadır. AKP ne kadar AB'ci ise; maalesef CHP de o kadar AB'cidir ve AKP'nin AB'ye uyumu bağlamında destek bastonudur. AKP ne kadar IMF'ci ve meşhur Kemal Derviş çizgisinde ise; CHP de o kadar IMF'cidir, o derece milli bir ekonomiden yoksun ve uzak, Kemal Derviş'in otağıdır. CHP'nin, AKP'den farkı ve farklı olarak, devlet ve millet hayrına hangi alanda ne çözümü var, ne projesi var Allah aşkına!Dolayısıyla Baykal ile Erdoğan arasındaki veya CHP ile AKP arasındaki bu tip atışmalar, kayıkçı kavgasından öteye geçmez. O halde devlet ve milletin selameti ve geleceği adına, AKP kadar, CHP de aynaya bakmalı, muhasebe yapmalıdır.