Neredeyse cumhuriyetle yaşıt olan CHP'de bugüne kadar belki de hiç yaşanmamış olaylar yaşanıyor.Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kılıcını çekti ve CHP'nin demirbaşı haline gelmiş olan Genel Sekreter Önder Sav'ı devre dışı bıraktı.Kılıçdaroğlu perşembe günü belirlediği yeni Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ilk toplantısını da yaptı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP'nin ekseni bellidir. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ve çağdaş uygarlıktır. CHP'nin yeni yönetimi halktan yana olan, özgürlüğü getiren yönetimdir. Bu yönetim korkulara karşı direnen özgürlükçü bir yönetimdir" dedi.CHP'de bu fırtınalar ne zaman dinecek bilinmez. Fırtınalar dindikten sonra Kılıçdaroğlu'nun ifadesiyle yeni CHP nasıl bir görünüm arz edecek şimdiden kestirmek de zor.Ancak Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü konusundaki referandum sürecindeki tavrı partide ağırlıklı kabul görürse CHP'de köklü bir değişim oluyor demektir.Aslında Türkiye'de solun en güçlü temsilcisi olan CHP'nin böyle bir değişime yıllardan beri ihtiyacı vardı.Nasıl bir değişimi kastediyoruz?Milletin değerleriyle CHP'yi barıştıracak bir değişimden bahsediyorum.Daha açık ifadeyle bu milletin yüzde 99'unun inancıyla, bu inancın gerektirdiği yaşayışla ve giyim kuşamla didişen bir CHP yerine onu baş tacı eden ve dolayısıyla da birtakım partilerin milletin inancını istismar etmesinin önüne set çekebilen bir CHP'den bahsediyorum.CHP'de böyle bir değişim olmayacaksa, yani aynı tas aynı hamam olacaksa bu kadar fırtına estirmenin ne CHP'ye ne de ülkeye hiçbir faydası olmayacak demektir.Seçim sisteminde yüzde 10 barajı CHP için sorun olmadı bu güne kadar. Ama CHP'nin kendi eliyle önüne kurduğu baraj bugüne kadar hiç aşılamadı.Bu değişim rüzgârları milletin büyük çoğunluğunu dışlayan anlayışı terk etmesiyle sonuçlanırsa CHP'nin kendi kendine oluşturduğu baraj ilk defa aşılacak demektir.O zaman CHP belki de iktidarı ufukta görebilecektir.O takdirde CHP, muhalefet olmanın dayanılmaz hafifliğinden iktidar olmanın ağırlığına yelken açacaktır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024